Özellikle Arap turistlerin yoğun bir şekilde tur düzenlediği Sapanca Gölü, adını güney kıyısında kurulmuş olan ilçeden alıyor. Eski Türk kaynaklarında Ayan Gölü olarak geçen Sapanca’yı Evliya Çelebi şöyle anlatıyor: “Sapanca Gölünün çevresi 24 mildir. Dört çevresinde kasaba gibi yetmiş altı köy vardır. Cümle halkı bu haliçin suyundan içtiklerinden yüzlerinin rengi kırmızıdır. Ürünleri çok ise de, bağları yoktur. Bahçeleri hadden aşkındır. Bu gölün kenarında bir tür kavun ve karpuz olur ki,ancak ikisini bir eşek çekebilir.
Bu göl içinde seksen pare (parça) kayık ve çırnaklar (tahıl kayığı) vardır ki, köyden adam, kereste ve eşya götürürler. Bu gölde bulunan yetmiş, seksen çeşit balıktan avlanıp kar ederler. Alabalığı, sazan balığı,turnabalığı gibi tatlısubalıkları gayetlezzetli olur. Gölün derinliği ekseri yerlerinde yirmi kulaçtır. Suyu gayet saf ve berraktır. Kıyısında olan köylerin kadınları elbise yıkadıklarında asla sabun sürmezler” Sakarya’da tektonik oluşumlar sonucu meydana gelen Sapanca Gölü ve çevresi son derece çarpıcı doğal güzellikleri ve yoğun yerleşim merkezlerinin ulaşabildiği bir konumda bulunması nedeniyle başta İstanbul olmak üzere çevredeki büyük kentlerin özellikle hafta sonları tatilcilerinin uğrak noktası.
Hafta sonu burada konaklamak isteyen turistleriçinde pansiyon ve oteller yer alıyor. Muhteşem göl manzarasının yanı sıra Sapanca ilçe merkezinde bulunan Rüstem Paşa Hamamı Restitüsyonu da tarihi yapısından dolayı turistlerin ziyaret ettiği yerlerin başında geliyor.