Bazı duygularda kalmak, bazılarından ise kaçmak için aslen doğal olan nefesimizi; fonksiyonel olmayan limitleyici bir nefes haline getiriyor ve ardından bu konuda bir alışkanlık geliştiriyoruz. Evet, ne yazık ki çoğumuz doğal nefes almayı unutmuş durumdayız. Kişisel Gelişim Uzmanı Serra Elçi, doğru nefesin sırlarını anlatıyor.
Nefes hayat demek, o durursa her şey durur. Günde ortalama 23 bin kez nefes alıp veriyoruz ama nefesin yaşamımız için önemini ne ölçüde biliyoruz? Peki, tüm yaşamımız boyunca milyarlarca kez tekrar ettiğimiz bu eylemi ne kadar doğru yapıyoruz?
Korku, endişe ve öfke gibi duygular nefesimizi bozuyor
Tıpkı bir cihazın güç desteğine gereksinimi olduğu gibi organlarımız da varlıklarını sürdürebilmek için oksijen ve karbondioksit gibi hayati önem taşıyan gazlara ihtiyaç duyar. Nefesin ulaşmadığı yerde hayat yeşeremez.
Nefes alma ile ilgili bilmedikleriniz…
- İnsanlar dünyaya gözlerini doğal bir nefesle açar.
- Bebeklik yıllarımızda doğal nefes alırız.
- İki yaşına geldiğimizde ego devreye girer.
- Korku, endişe, öfke gibi duygulardan kaçmak; neşe, huzur, mutluluk gibi duygulara tutunmak için nefesimize müdahale edebileceğimizin farkına varırız.
- Otoriter ebeveynlerle büyüyenlerimiz korku anında; kontrolcü ebeveynlerle büyüyenlerimiz ise stres anında farklı farklı limitleyici nefes alışkanlıkları geliştirir.
Yaş aldıkça farklılaşan nefes alışkanlıklarımız ve nefese yapılan sık müdahaleler, zaman içinde fizyolojimiz tarafından öğrenilerek önce bir alışkanlık, ardından da bir davranış biçimi halini alır. Bu nedenle nefes dediğimizde bir soluma işlevinden değil, düşünce yapımızdan, psikolojimizden hatta hayatı algılayış ve yaşayış biçimimizden bahsediyoruz.
Nefes ve solunumu birbiriyle karıştırmayın
Hepimiz nefes alıyoruz, ancak bilimsel çalışmalar gösteriyor ki %90’a yakınımız, solunum kimyamızı bozacak nitelikte dis-fonksiyonel, yani işlevsel olmayan nefes alışkanlıklarına sahip. Bunun nedenini merak ediyorsanız öncelikle nefes ve solunum arasındaki farkı anlamalısınız.
Nefes ve solunum arasındaki farklar
- Nefes bir davranış biçimidir.
- Solunum bir beyin sapı refleksidir.
- Nefes çocukluğumuzdan itibaren öğrenebildiğimiz, değiştirebildiğimiz ve zamanla limitleyici bir alışkanlık haline getirebildiğimiz bir davranış modelidir.
- Solunum ise yapısal işleyişimizde vardır ve müdahale edemeyiz.
Nefes alma biçiminiz solunumunuz ile çatışmamalı
Nefes ve solunumun birbirinden farklı olduğunu vurgulasak da birbirleri ile paralel çalışmaları gerekir. Nefes alışkanlıklarımız solunum fizyolojimiz ile çakışmamalı, çatışmamalı, savaşmamalı; aldığımız her nefes, solunumumuz ile hizalı ilerlemelidir.
Solunum, her ne kadar mükemmel işleyen bir sistem olsa da sürekli solunum ile çatışan ve savaşan bir nefes alışkanlığınız varsa, bu durum öncelikle fiziksel, duygusal, mental ve en sonunda da ruhsal olarak birçok hastalığı tetikleyebilir.
Neden nefes alışkanlıklarımızı limitliyoruz?
Genellikle yetişkinlerin deneyimlediği aşırı yorgunluk, migren, panik atak, depresyon, anksiyete, kilo sorunları ve son dönemde çocuklarda sıkça rastladığımız Dikkat Dağınıklığı ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) gibi problemler, limitleyici nefes alışkanlığınızdan kaynaklanıyor olabilir.
Tansiyon, zona, tiroit ve sara gibi çeşitli hastalıklar da limitleyici nefes alışkanlığı semptomları arasında sayılabilmektedir. Bu anlamda 200’den fazla semptom limitleyici nefes alışkanlıklarına sebep olabiliyor.