Diyelim ki dolabınızda atmaya ya da vermeye kıyamadığınız bir parça var. Sizin için belki maneviyatı büyük, belki de yıllar önce kendinize satın aldığınız ilk tasarım kıyafet. Ne var ki geçen zaman onu dolabınızın kuytu köşelerine mahkûm etti. Uzay boşluğunda bekliyormuş gibi ne atabiliyorsunuz ne de verebiliyorsunuz. Peki, ona yeniden hayat vermeye ne dersiniz? The Sculpture markasının kurucusu Selin Koç, artık giymediğiniz kıyafetleri yeniden tasarlayarak günümüze ya da bugünkü modunuza ve stilinize uygun hale sokuyor. Buna modada ileri dönüşüm deniyor. Tamamen tüketmeye dayalı bir sektörde genç nesil ve yeni tasarımcılar sayesinde yarattığımız dağınıklığı toparlamaya başlıyoruz. Ve evet gelecekte onlar gibi elini taşın altına sokabilen ve ileri dönüşümü iş felsefelerine dahil edebilenlerin ayakta kalacağı bir sistemden bahsediyoruz.
Sculpture future past nasıl bir proje?
Markayı kurduğumdan beri dönüşüm fikri aklımdaydı. Aslında hayalim ayda bir ya da iki kişinin atölyeme vazgeçemedikleri ama artık bir sebeple (o ürünü sevmemeleri, kullanılamaz hale gelmiş olması belki bir parçasının yanması vs) giyemedikleri ürünle gelmeleri ve yan yana ürünün değişim sürecini beraber tasarlamamızdı. Bunu yapmaktaki amacım dönüştürmek fikrinin karşı taraf için de yenisinden daha farklı hisler taşıdığını göstermekti. Çünkü biz yeniden ya da orijinaline sahip olduğumuzda nasıl hissettiğimizi ezberledik, bunu çok seviyoruz ve bu histen vazgeçemiyoruz. Şahsen ben de öyleyim. Uzun bir süreçten sonra iyi hissetmek yerine en hızlı yolun peşinde koşturuyorum. Ama burada farkındalık da devreye giriyor sanırım.
Sana bu konuda ulaşan biri nasıl bir süreçten geçecek?
Öncelikle normal tasarım sürecinden daha meşakkatli olduğu için ayda iki ya da üç dönüştürme hikayesi ile sınırlandıracağız. Örneğin bir montu değiştirmek üzere yola çıktık diyelim; ben karşımdaki kişi en çok neleri giyinmeyi seviyor, yaşam şekli nasıl, stili nasıl gibi birçok soru sorduktan sonra çizim önerileri sunuyorum. Bu öneriler belli paketler içeriyor, yani içinde el işçiliği çok olan ya da daha minimal değişimler barındıran doğrultuda.
Giysilerin psikolojik etkileri olduğunu da düşünürsek, bu işin senin adına en zor kısmı nedir?
Tabii başkasının çok sevdiği bu giysileri elden geçirmek az stresli bir iş değil. Sonuçta eski halini daha çok sevmiş olması kendi adıma zor bir durum. O yüzden markanın koleksiyonlarını tasarlarken hissettiğim özgürlük bu projede çok hakim değil ve kıyafetin sahibiyle çok daha fazla fikir alışverişinde bulunmak durumundayız.
İleri dönüşüm moda felsefesi hakkındaki düşüncelerini öğrenebilir miyiz?
Bu benim için bir umut kaynağı. Küçük markaların bu yolda bir sürü girişimde bulunması büyük markaları da buna zorluyor ve bu iyiye yönelik zorlamayı çok seviyorum. Birçok marka 2023’e kadar plastik tüketimleri, işlenmiş ve dönüştürülmüş hammaddeleri ile ilgili planlarını basına ve tüketicilerine duyurdular. Demek ki dönüşüm mümkünmüş, olabiliyormuş. Bizler gibi küçük markalar bu kadar net açıklamalar yapamasak da zaten üretim zincirine daha az zarar vererek veya az tüketerek nasıl başlarız şeklinde yola çıktığımız için ortaya çıkan sonuç daha kabul edilebilir. Aslında her alanda şu anda eldekinin kıymetini bilmekle ilgili aydınlanma yaşıyor gibiyiz. Gözlemlediğim kadarıyla gıda sektöründe de atık gıda konusunda köklü değişimler ve planlar gerçekleştiriliyor. İşin özü şu ki bence çok dağıldık ve toparlamaya çalışıyoruz ve herkes kendinde sorumluluk hissetmeye başladı. Kimsenin “ama benim yüzümden değil ki’’ diyecek yüzü kalmadı. Umarım bu dönüşüm daha ivmeli şekilde her yere yayılır ve yaraları sarıp daha iyi bir noktadan devam edebiliriz.
Selin Koç kimdir?
Lisansını Yeditepe Üniversitesi Moda ve Tekstil Tasarımı bölümünde, yüksek lisansını ise Istituto Marangoni di Milano’da Fashion&Luxury Brand Management bölümünde tamamladı. Ardından 2016’da Türkiye’ye dönüp, Boyner Holding’e bağlı şirketlerde çalıştı. Kurumsal çalışma hayatından sonra, bir süre Sudi Etuz’un baş tasarımcılığını üstlendi. Selin kendi markası Sculpture’ı yeşertirken aynı zamanda mezun olduğu Yeditepe Üniversitesi’nde kendi bölümünde ders veriyor.
Röportaj: Serli Gazer Boyacı
ELLE Türkiye Mayıs 2021 sayısından alınmıştır.