ADANA (İHA) – Medline Adana Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Kahya, epilepsi hastalarının nöbetler dışında büsbütün olağan bir hayat sürdüklerini belirterek, “Epilepsi ekseriyetle zeka ve öteki marifetler üzerinde olumsuz tesir oluşturmaz” dedi.
Dr. Mehmet Kahya, halk ortasında “sara hastalığı” olarak da bilinen epilepsinin beynin bir bölgesindeki hücrelerin süreksiz olarak olağandışı elektrik sinyali yollamasıyla ortaya çıktığını hastalığın tüm dünyada cinsiyet ayrımı olmaksızın eşit biçimde görüldüğünü tabir etti.
Kronik bir hastalık olan epilepsinin, en bilinen biçimiyle nöbetler halinde kendini muhakkak ettiğini kaydeden Kahya, “Hastalar bu nedenle kimi vakit toplum tarafından zihinsel engelli yahut şiddete yatkın sanılıyor. Hatta nöbet sırasında gerçekleşen denetimi dışındaki hareketlerin taammüden yapıldığı düşünülüyor. Bu üzere önyargılar nedeniyle hastaların bazen toplumsal ve ruhsal problemlerle karşı karşıya kalabiliyorlar” diye konuştu.
HASTALAR OLAĞAN HAYAT SÜREBİLİR
Epilepsi hastalarının nöbetler dışında büsbütün olağan bir hayat sürdüklerini anlatan Dr. Kahya, “Epilepsi ekseriyetle zeka ve başka maharetler üzerinde rastgele bir olumsuz tesir oluşturmaz. Hasta kişi, halk ortasındaki önyargılar nedeniyle iş bulmada, evlenmede, çocuk sahibi olmada, toplumsallaşmada ve hobilerini seçerek uygulamada zorlanabilir. Meğer bu hastalar birçok toplumsal faaliyete ve aktiviteye katılabilirler, birçok spor kolunu rahatlıkla yapabilirler” dedi.
ŞUUR KAYBI HER VAKİT OLMUYOR
Epilepsi nöbetlerinin ansızın ortaya çıktığını söz eden Dr. Kahya, “Nöbet tipleri beynin hangi bölgesinde başladığına nazaran değişir. Birtakım epilepsi nöbetinde şuur kaybı, denetimsiz beden harekeleri olabileceği üzere, birtakım nöbetlerde belirtiler daha az hissedilir ve şuur kaybı olmaz. Nöbetler tıpkı günde birden fazla sayıda yahut uzun aralıklarla olabilir. Her yaşta rastlanmakla bir arada 15 yaşa kadar ve 65 yaşından sonra görülme sıklığı daha fazladır” diye konuştu.
NÖBET UYARANLARI DEĞİŞİYOR
Epilepsi nöbetleri hiçbir neden olmadan ortaya çıkabileceği üzere kimi epilepsi hastalarında ise nöbetleri tetikleyici durumlar olabildiğinin altını çizen Kahya, “Örneğin uzun vadeli açlık, ateşli hastalıklar, gerilim, uykusuzluk, çok yorgunluk, kullanılan ilaçların hekimin bilgisi dışında kesilmesi yahut değiştirilmesi ve hormonal değişiklikler de nöbetlere yol açabilir. Ayrıyeten beyni etkileyen her türlü hastalık epilepsi nöbetlerine neden olabilir” dedi.
TEŞHİS İÇİN MÜŞAHEDE GEREKİYOR
Epilepsi tanısı konulması için en uygun durumun, hekimin hastanın nöbet anını görmesi olduğunu anlatan Dr. Kahya, “Ancak bu pek mümkün olmadığından doktora nöbet biçiminin yeterli tanım edilmesi gerekir. Bu nedenle nöbeti gören bireylere gereksinim duyulur. Ayrıyeten hastanın nöbet başlamadan evvel bir şeyler hissedip hissetmemesi ve ne yaptığı da mana tabir eder. Fizikî ve nörolojik muayene ile birlikte beyin MRG, EEG ve kimi kan incelemeleri de yapılarak kesin teşhis konur” dedi.
TEDAVİ EDİLEBİLİYOR
Sanılanın bilakis epilepsinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Dr. Kahya, “Erken teşhis ve hakikat tedavi ile hastaların yaklaşık yüzde 75’inde nöbetler ilaç yardımıyla denetim altına alınabilir. Birtakım hastalar bu formda büsbütün iyileşebilirken hayat uzunluğu süren epilepsi cinsleri de vardır. İlaç tedavisine karşılık vermeyen kimi hasta kümelerinde ise cerrahi tedavi uygulanabilir” diye konuştu.
(İHA)
