Dünya Bankası Kalkınma Politikası ve Ortaklıklar Genel Müdürü Mari Pangestu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle yoksul ülkelerin gıda güvenliği konusunda bir tehditle karşı karşıya olduklarını ifade etti.
Dünya Bankasından yapılan açıklamada, bankanın Kalkınma Politikası ve Ortaklıklar Genel Müdürü Mari Pangestu’nun G20 Tarım Bakanları Olağanüstü Sanal Toplantısı’na katıldığı bildirildi.
Pangestu, burada yaptığı konuşmada, Kovid-19 salgını nedeniyle benzeri görülmemiş bir süreçten geçildiğine dikkati çekti.
Kovid-19 salgınının gıda sektörüne etkisine değinen Pangestu, “Büyük endişe veren etkilerinden biri, gıda ithalatı için döviz gelirlerinin düşmesi, gıda ihracatındaki kısıtlamalardan dolayı gıda arzına yönelik tehditlerin artması ve tedarik zincirinin bozulması nedeniyle en yoksul ve kırılgan ülkelerin gıda güvensizliği tehdidiyle karşı karşıya olmasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
“İHRACAT KISITLAMALARI VE İTHALAT ENGELLERİNDEN KAÇININ”
Pangestu, Kovid-19 salgınının gıda güvensizliği ve yetersiz beslenme gibi etkilerine yönelik müdahalelerin ulusal eylemler ve uluslara iş birliğiyle kontrol altında olduğunu aktardı.
Gıda, tarımsal üretim ve iş gücü faaliyetini kolaylaştırmak için hükümetler ve uluslararası ortaklarla birlikte çalıştıklarını anlatan Pangestu, yerel gıda ve tarımsal tedarik zincirini yakından izlediklerini kaydetti.
Pangestu, Kovid-19 salgınının etkilerine karşı uluslararası iş birliğinin önemini vurgulayarak, ihracat kısıtlamaları ve gereksiz ithalat engellerinden kaçınılması çağrısında bulundu.
Küresel tahıl üretimi ve stoklarının tüm zamanların en yüksek seviyesinde olduğuna işaret eden Pangestu, kısıtlamalar ve stoklamanın gereksiz olduğunu ifade etti.
GIDA GÜVENLİĞİ İÇİN KOLEKTİF HAREKET VURGUSU
Öte yandan, Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) ve Dünya Gıda Programı (WFP), G20 Tarım Bakanları Olağanüstü Sanal Toplantısı’nın ardından ortak bir açıklama yaptı.
Açıklamada, Kovid-19 salgınının gıda güvenliği ile beslenme de dahil olmak üzere derin sosyal ve ekonomik sonuçlara neden olduğuna işaret edildi.
Salgınının tüm gıda sistemini etkilediğinin belirtildiği açıklamada, “Ülkeler içinde ve arasındaki hareket kısıtlamaları gıdayla ilgili lojistik hizmetleri engelleyebilir, tüm gıda tedarik zincirlerini bozabilir ve gıdaların teminini etkileyebilir.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, salgının gıda güvenliğini ve beslenmeyi tehdit etmediğinden emin olmak, gelecekteki şoklara karşı dayanıklılığı artırmak için kolektif bir harekete ihtiyaç olduğu vurgulandı.