Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, denizin üstü kadar altındaki kirliliğe de dikkat çekmek amacıyla Atatürk Parkı müze karşısındaki falezlerin altına bir dalış gerçekleştirdi. Yaklaşık yarım saat sualtında kalan Gökoğlu, binlerce alkol şişesi, metal kutu, plastik şişe ve demir atıklarını görüntüledi. Kirlilik içindeki merdivenlerden falezlerin alt kısmından denize ulaşan Gökoğlu, yaklaşık 22 metreye kadar bir dalış yaptıklarını belirtti. Falezlerin üzeri kadar altındaki deniz dibinin de kirlilik içinde olduğuna dikkat çeken Mehmet Gökoğlu, “Bu bölgeyi gezen yiyip içen kişiler çöplerini denize atmışlar. Denizin dibi adeta şişe deposuna dönmüş. O kadar çok şişe var ki dipte, kamyonlarla taşınsa bitmez. Gördüğümüz manzara karşısında çok üzüldük. Bu güzel yere geliyorsunuz, manzarayı izliyorsunuz, havayı kokluyorsunuz ve çöpünüzü denize atıyorsunuz. Bu insanlığa yakışır bir davranış değil” diye konuştu.
“İnsanlar denize atıyor”
Yıllardır deniz kirliliğine dikkat çekmek için mücadele verdiğinin altını çizen Gökoğlu, “Gelecek nesillere temiz bir çevre ve deniz bırakmalıyız. Bizler kaç sene daha yaşarız. Yaşamımın büyük kısmı su altında geçiyor. Üzücü olan en büyük şey ise insanların bu şişeleri eliyle denize atmasıdır. Çok düşündürücü ve kültürümüzün ne düzeyde olduğunu gösteriyor. Poşet, kağıt uçabilir, kolu kutusunu rüzgar sürükleyebilir denize. Merdivenlerde şişeler kırılmış. Yürümekte zorluk çekiyoruz. İnsanlarımızı çevreye karşı duyarlı olmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
“Tır dolusu cam şişe var”
Dünyanın en güzel turistik yerlerinden birinin Antalya ve falezler olduğuna değinen Gökoğlu, “Şişeler üst üste biriktikçe kalıplaşmış. Bu şişelerin denize atılmaması için önce eğitim lazım ama bunun yanında yaptırımlar da önemli. Bu şişeyi denize atan kişi doğayı, yaşamı kirletiyor. O nedenle yüksek bir ceza verilmelidir. O zaman kimse denize çöp atmaz. Bu dalış yaptığımız bölgede bir tırı dolduracak cam şişe ve metal kutular var” dedi.
“Tekne yardımıyla temizlenmeli”
Cam şişe yığınlarının nasıl temizleneceği noktasında bilgiler de paylaşan Gökoğlu, “Tekne ile dalgıçlar bölgeye ulaşır. Dalgıçlar dipte çalışır. Şişeler ve diğer çöpler torbalara doldurulur ve yukarı çekilir. Bunun yanında dipte metal kirliliği de var. Dipte her yer kurşun, balıkçıların oltalarından ve atılan diğer metaller. Öncelikle denizin içini korumalıyız, üst görünen. Alttaki durumu biz dalgıçlar görüyoruz. Altta bizim değil başka bir yaşam var” diye konuştu.