Saype adıyla tanınan Guillaume Legros, çim ve toprak üzerinde anıtsal freskler oluşturuyor. Tebeşir ve kömürden oluşan bir boyanın mucidi olan Saype, sokak sanatı ve “land-art”ı (arazi sanatı) birbirine bağlayan sanatsal bir hareketin öncüsü olarak biliniyor.
Kutuplaşan dünyada, sembolik olarak dünyanın en büyük insan zincirini yaratmayı seçen sanatçı, Duvarların Ötesinde projesiyle insanları yardımseverliğe ve birlikte yaşamaya davet ediyor. Birliği, karşılıklı yardımlaşmayı ve duvarların ötesindeki ortak çabayı simgelemek amacıyla, şehirden şehre kayan ve iç içe geçen, tokalaşmış elleri çimenlerin üzerine çiziyor.
Saype’nin Haziran 2019’da başlattığı küresel Beyond Walls projesinin sekizinci durağı İstanbul oldu. Proje, tesadüfi karşılaşmalardan ve halkın, dünyanın en büyük insan zincirini İstanbul’dan geçirme arzusundan doğdu. İsviçre’de yaşayan Fransız sanatçının oluşturduğu devasa eller, Avrupa ve Afrika kıtalarını buluşturduktan sonra Boğaz’ın Avrupa Yakası’na geliyor ve Asya kıyılarına ulaşmak için Boğaz’ı geçiyor. Şehirden şehre, kıtadan kıtaya, Batı’yla Doğu’yu sarmalayan büyük bir kardeşlik zinciri çizmeye devam ediyor. Projenin önceki durakları Paris, Andorra, Cenevre, Berlin, Ouagadougou, Yamoussoukro ve Torino’ydu.
İstanbul’da, Beykoz, Boğaziçi Üniversitesi ve Unkapanı Köprüsü’nün altına yapılan eserler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ, Beşiktaş Belediyesi, Boğaziçi Üniversitesi, İsviçre Başkonsolosluğu, Türkiye Fransız Kültür Merkezi ve UPS’in desteğiyle gerçekleştirildi.
Eserlerin fotoğraf sergisi, 8 Kasım’a kadar Taksim Sanat’ta izleyicilerle buluşacak. Ayrıca eserler, 7 Kasım’dan itibaren Türkiye Fransız Kültür Merkezinin İstiklal Caddesi cephesinde sergilenecek.
“Boya doğaya zarar vermediği için gerçekten güzel yorumlar alıyorum”
Guillaume Legros, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, sanatın iletişim konusunda çok önemli bir araç olduğunu düşündüğünü ve bu sayede mesajını insanlara ulaştırmayı hedeflediğini ifade ederek, “İçinde bulunduğumuz konjonktürde insanlar daha çok polarize olmaya ve daha çok yabancılaşmaya başladı. Yaptığım çalışmaların önemli ölçüde ses getirmesini diliyorum, böylece insanların bir araya gelerek, birlikte bir şeyler yapma çabalarını desteklemeyi hedefliyorum.” diye konuştu.
Duvarların Ötesinde projesinin yardımlaşma, birliktelik mesajlarını içerdiğini ve “birbirini tutan kol” hareketiyle bu mesajı vurgulamak istediğini dile getiren Legros, şöyle devam etti:
“İstanbul, sekizinci etabı Duvarlar Ötesi yolculuğunun… Jeopolitik açıdan İstanbul’un önemi tartışılamaz. Birçok kültürün ve insanın buluştuğu noktada ve benim projemin de çok büyük bir sembolü halinde. Çalışmam 3 freskodan oluşuyor. Bunlardan bir tanesi Beykoz’da Anadolu Yakası’nı temsilen. Biri, Boğaziçi Üniversitesi’nde. Biri de Haliç’te Unkapanı Köprüsü’nün altında, denizde yüzen ve iki karayı da birbirine bağlayan sembolik bir çalışma. Eşim Türk olduğu için ben de burada olmaktan mutluluk duyuyorum ve önemini de yansıtmaya çalışıyorum.”
Legros, eserlerini yaparken olumlu reaksiyonlar aldığını belirterek, “Önce insanlar şaşırıyor. Çünkü eserler aynı seviyeden bakıldığında çok fazla anlaşılamayabiliyor, yüksekten bakıldığında portre ve fresko daha net ortaya çıkıyor ve etkileniyor insanlar. Kullandığım boya tamamen doğa dostu, doğaya zarar vermediği için gerçekten güzel yorumlar alıyorum.” diye konuştu. İstanbul’da 12 gündür bulunduğunu kaydeden Legros, “Ana tema ve amaçlardan biri mesajımızı olabildiğinde çok kişiye ulaştırmak. Vermek istediğimiz mesaj, birlikte hareket etmek ve dünyanın daha güzel bir yer haline gelmesi.” dedi.