Dünyanın en büyük vurgunlarından birini yapıp nasıl milyarlarca euro ile kaçtı?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

36 yaşındaki iş kadını Dr. Ruja Ignatova, Haziran 2016’da Wembley Arena’da binlerce hayranının heyecanlı bakışları altında sahneye çıktı. Her zamanki gibi üzerinde pahalı bir balo elbisesi, uzun elmas küpeler ve parlak kırmızı bir ruj vardı.

Tezahürat yapan hayranlarına seslendi ve “herkesin her yerde ödeme yapabilmesini sağlayacak” OneCoin’in dünyanın en büyük kripto para birimi olma yolunda ilerlediğini açıkladı.

Bitcoin dünyanın ilk kripto para birimiydi ve hâlâ en bilineni. Değeri başlangıçtaki birkaç centten, 2016 ortasında birkaç yüz dolara çıkmıştı ve yatırımcılara büyük bir heyecan vermişti.

Kripto para birimi fikri ana akıma yeni giriyordu. Pek çok insan bu sıra dışı yeni fırsattan istifade etmek istiyordu.

Dr. Ruja, Wembley’deki kitleye “OneCoin, Bitcoin’in sonunu getirecek” dedi ve ekledi:

“İki yıl içinde kimse Bitcoin’den bahsetmeyecek bile.”

Dünyanın dört bir yanından insanlar parasını OneCoin’e yatırarak “yeni devrimin” bir parçası olmayı umdu.

BBC’ye sızdırılan belgelerde, İngiltere’de insanların, 2016’ın ilk yarısında OneCoin’e, 30 milyon euro yatırdığını, bunun 2 milyon eurosunun tek bir haftada gerçekleştiğini gösteriyor. Wembley Arena’daki etkinlikten sonra bu sayı daha da artmış olabilir.

Ağustos 2014 ve Mart 2017 yılları arasında onlarca ülkeden 4 milyar euro OneCoin’e aktı. Pakistan’dan Brezilya’ya, Hong Hong’dan Norveç’e, Kanada’dan Yemen’e…. Ve hatta Filistin’den bile para yatıranlar oldu.

Ama bu yatırımcıların bilmediği çok önemli bir şey vardı.

Bunu anlatmak için, önce kripto para birimlerinin nasıl çalıştığını anlatmam gerekiyor. Bu son derece zor bir şey: İnternette araştırma yapın ve binlerce farklı tarif görürsünüz. Bunlardan bazıları, konunun uzmanı olmayanların anlayamayacağı kadar karmaşıktır.

Ama ilk adımda şunu anlayarak başlayabiliriz: Bir para birimi yalnızca insanlar ona değer atfettiği için değerlidir. Bu İngiliz sterlini de olabilir, değerli taşlar da, deniz kabukları da. Tarih boyunca para yerine kullanılan tüm bu nesneler yalnızca herkes onlara değer atfettiği için değerliydi.

İnsanlar uzunca bir süre devletlerin desteklediği resmi para birimlerinin dışında dijital para birimleri yaratmaya çalıştı. Ama her deneme başarısızlığa uğradı, çünkü onlara güvenen yoktu. Piyasaya sürülecek para biriminin miktarına karar vermesi gereken yetkililere ihtiyaç vardı ve bu para birimlerinin sahtesini yapmak çok kolaydı.

Bitcoin’in pek çok kişiyi heyecanlandırmasının nedeni bu sorunları çözmesiydi. Adına blockchain (blok zinciri) denen özel bir veritabanı türü kullanıyordu. Bunu tüm bitcoin kullanıcılarının sahip olduğu dev bir hesap defteri gibi düşünebilirsiniz. Her bir bitcoin işlemi tüm bitcoin sahiplerinin hesap defterine işliyor. Kimse (hükümetler, bankalar ve Bitcoin’i yaratan kişi de dahil olmak üzere) yetkili değil ve kimse bu hesap defterlerini değiştiremiyor.

Bütün bunun arkasında zekice matematik formülleri var ama özetlemek gerekirse Bitcoin’in sahtesi yapılamıyor, hacklenemiyor ve aynı para iki kere harcanamıyor.

(Bu açıklamayı ailemizin teknofobiği olan annem üzerinde denedim ve bana yeterince basit anlatamadığımı, baştan anlatmam gerektiğini söyledi. O yüzden bu kısmı anlamazsanız endişelenmeyin.) Burada en önemli nokta, Bitcoin ve benzeri kripto para birimlerinin işlemesini sağlayan şeyin özel blockchain veritabanları olduğu. Hayranları için bu devrimci ve yeni bir para birimi. Bu sayede ulusal para birimlerini ve bankaları devre dışı bırakarak elinde cep telefonu olan herkesin bankacılığa erişmesi sağlanacak.

Dünyanın en büyük vurgunlarından birini yapıp nasıl milyarlarca euro ile kaçtı?

Ve bu sisteme, para birimi değer kazanmadan, yeterince erken girerseniz bir servet kazanma ihtimaliniz var.

Dr. Ruja’nın sırrı, bütün bu bilgiyi kitlelere iyi bir şekilde satabilmesiydi.

Ama yanlış giden bir şey vardı.

Ekim 2016’nın başlarında, Dr. Ruha’nın Londra’daki şovundan dört ay sonra Bjorn Bjercke adlı bir blockchain uzmanı, sıra dışı bir iş teklifi aldı: Bulgaristan’da yeni kurulan bir kripto para şirketi teknik uzman şefi arıyordu. Bjercke teklifi kabul ederse kendisine bir apartman ve bir daire tahsis edilecek, yılda 250 bin sterlin (1 milyon 850 bin TL) de maaş alacaktı.

“Acaba nasıl bir iş verecekler, görevlerim ne olacak diye düşündüğümü hatırlıyorum” diyor Bjercke.

“Karşımdaki ‘Öncelikle blockchain’e ihtiyaçları var. Halihazırda bir blockchain’leri yok’ dedi. Ben de ‘Nasıl yani? Hani bu bir kripto para şirketiydi’ diye sordum.”

Duyduğu doğruydu. Bir süredir faal olan bir kripto para birimiydi ama blockchain’i yoktu.

“‘Senden blockchain kurmanı isteyeceğiz’ dedi telefonun karşısındaki ses.

“Şirketin adını sordum, OneCoin dedi.”

Bjercke işi reddetti.

Jen McAdam’ın aydınlanması ve batışı

Birkaç ay sonra bir bahar günü, Jen McAdam bir arkadaşından kaçırılmaması gereken bir yatırım fırsatına dair bir mesaj aldı. Bilgisayarı başına geçen Glasgowlu McAdam, linke tıklayarak OneCoin’in internet seminerine katıldı.

Bir saat boyunca seminerde bu yeni kripto para birimi hakkında heyecanla konuşan insanları dinledi. “Hepsi çok tutkulu, çok heyecanlı, çok tempoluydu” diye hatırlıyor.

Seminerde, “Şu an bunu izlediğin için çok şanslısın. Çünkü bu para birimi daha yolun başında ve Bitcoin gibi patlama yapacak. Değeri çok artacak” ifadelerinin kullanıldığını söylüyor.

Seminerde, Dr. Ruja’nın etkileyici özgeçmişinden de bahsedilmişti: Oxford Üniversitesi mezunu, Konstanz’da doktora yapmış, McKinsey gibi saygın bir şirkette danışmanlık rolü. Economist dergisinin düzenlediği bir konferansta da konuşma yapması, McAdam’ın bu kadına güvenmesini sağlamıştı: “‘İşte kadının gücü!’ dedim ve onunla gurur duydum.”

Seminer bittiğinde 1.000 euro yatırmaya karar verdi. Para yatırmak çok kolay: OneCoin satın alıyorsunuz ve bunlar sitedeki hesabınıza yatıyor.

Çok yakında OneCoin’leri euro ve dolara geri çevirebilecekleri söyleniyordu. Para kazanmanın kolay yolu gibi gözüküyordu. O zaman neden sadece bin euro yatırmakla yetinesiniz? OneCoin’in reklamını yapanlar bunu söyleyerek insanları daha büyük yatırım paketlerine yönlendiriyordu. En küçük paket 140, en büyüğü ise 118 bin euroydu. Bir hafta sonra McAdam 5 bin euroluk bir paket satın aldı.

‘O zaman kanıtla’

Kısa süre içinde 10 bin euro daha yatırdı ve ailesiyle arkadaşlarını toplam 250 bin euro yatırmaya ikna etti. OneCoin’in internet sitesinde yatırımının değerinin her geçen gün arttığını görmek onu heyecanlandırıyordu. Parası 10 kattan fazla değer kazanarak 100 bini aştı. Tatil ve alışveriş planları yapmaya başladı.

Fakat aynı yılın sonuna doğru tanımadığı bir kişi internetten Jen McAdam ile iletişime geçti.

Yalnızca iyilik yapmak istediğini söyleyen bu kişi, bir süredir OneCoin üzerine çalışmalar yürüttüğünü ve yatırım yapan kişilerle konuşmak istediğini aktardı.

McAdam, isteksiz bir şekilde bir Skype görüşmesini kabul etti. Görüşmede gerilim arttı, iki taraf birbirine karşılıklı bağırmaya başladı ama sonunda McAdam’ın hayatının gidişatı değişti.

Bu yabancı, Timothy Curry’ydi. Bitcoin meraklısı ve kripto para birimi savunucusu olan Curry, OneCoin’in bir aldatmaca olduğunu, kripto paraların adını lekeleyeceğini ve “dünyanın en büyük sahtekarlığı olduğunu” söyledi.

McAdam, “O zaman kanıtla” diye yanıt verdi.

Dünyanın en büyük vurgunlarından birini yapıp nasıl milyarlarca euro ile kaçtı?

Sonraki birkaç hafta boyunca Curry, McAdam’a kripto para birimlerinin nasıl çalıştığını gösteren makaleler ve YouTube videoları gönderdi. OneCoin’in arkasında blockchain olmadığını söyleyen Bjorn Bjercke ile tanıştırdı.

Üç ayın sonunda McAdam’ın kafasında soru işaretleri oluşmaya başladı.

OneCoin grubunun liderlerine, para biriminin arkasında bir blockchain olup olmadığını sordu. İlk aldığı yanıt, bunun bilmesi gereken bir konu olmadığıydı. Israrları sonucu Nisan 2017’de yetkililerden sorularına bir sesli mesaj ile yanıt almayı başardı:

“Tamam Jen… Bu tür bilgileri paylaşmak istemiyorlar, blockchain’in tutulduğu yerde başına bir şey gelmesin diye. Dahası, bir uygulama olarak bir sunucuya da ihtiyacı yok. Bizim blockchain teknolojimiz bir veritabanına sahip bir SQL sunucusu.”

McAdam o güne kadar Curry ve Bjercke sayesinde sıradan bir SQL sunucusu veritabanıyla gerçek bir kripto para birimi oluşturulamayacağını öğrenmişti. Veritabanının yöneticisi oradaki tüm bilgileri değiştirebilirdi.

“O an ‘Aman Tanrım!’ dedim. Bacaklarım tutmadı ve yere düştüm” diyor McAdam.

Bunun reddedilemez anlamı, OneCoin sitesindeki artan değerin hiçbir anlamı olmadığı, site yöneticisi tarafından oraya yazılan rakamlar olduğuydu.

Maddi sorunlarını çözmek için girdiği bu yolda McAdam, arkadaşları ve ailesi çeyrek milyon euro kaybetmişti.

Dr. Ruja’nın yok oluşu

Jen McAdam aydınlansa da, çoğu OneCoin yatırımcısı olan bitenden haberdar değildi.

Dr. Ruja, hayal tacirliği yapmak için Makau’dan Dubai’ye uçuyor, gösteri merkezlerini doldurup yeni yatırımcılar çekiyordu.

OneCoin’in hâlâ büyümeye devam ettiği bu dönemde Ruja servetini harcamaya başlamıştı. Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da ve sahil kenti Süzebolu’da milyonlarca dolarlık evler alan Ruja, lüks yatı Davina’da büyük partiler veriyordu. Temmuz 2017’deki bir partisine ABD’li pop yıldızı Bebe Rexha da gelmişti.

Her şeyin iyi gittiği düşüncesini yayan bu gösterişin arkasında sorunlar birikmeye başlamıştı.

OneCoin’in diğer para birimlerine çevrilmesine izin veren sistemin kurulması sürekli erteleniyor ve yatırımcılar gittikçe daha çok endişeleniyordu.

Avrupa’daki OneCoin pazarlayıcılarının katılacağı büyük bir etkinlikte bütün bu endişelere yanıt verileceği açıklandı.

Portekiz’in Lizbon kentinde Ekim 2017’de yapılan etkinlikte katılımcılar Dr. Ruja’yı heyecanla beklemeye başladı.

Ama bugüne kadar son derece dakik olan Ruja ortaya çıkmadı.

Bir katılımcı “Yola çıktığını söylemişlerdi, niye gelmediğini kimse anlamadı” diye hatırlıyor.

Telefonlara ve mesajlara yanıt veren kimse yoktu. OneCoin’in Sofya’daki genel merkezinin de olan bitenden haberi yoktu. Dr. Ruja sırra kadem basmıştı.

Bugüne kadar “Kripto para devriminden en çok bankalar korkuyor” sözünü duyan OneCoin pazarlamacılarının bir kısmı bankalar tarafından öldürülmüş olabileceğini bile düşündü.

Ama aslında Dr. Ruja yer altına inmişti.

Bu yıl mahkemeye sunulan FBI kayıtları, 25 Ekim 2017’de, Lizbon’da hayranlarını yüz üstü bıraktıktan iki hafta sonra Sofya’dan Atina’ya giden bir Ryanair uçağına bindiğini gösteriyor.

Ondan sonra ne yaptığıyla ilgili ise hiçbir bilgi yok. Dr. Ruja’nın son görüldüğü tarih buydu.

En başarılı saadet zinciri

Igor Alberts’in tüm kıyafetleri siyah ve altın sarısı. Ayakkabıları, takım elbisesi, gömleği, gözlüğü ve parmağındaki yüzüğü… Hepsi siyah ve altın sarısı.

Ayrıca tüm kıyafetleri Dolce & Gabbana markalı.

“Kıyafetlerime baktığınızda bir disiplin görürsünüz” diyor.

Eşi Andreea Cimbala da kafasını sallıyor ve Igor uyandığında pembe iç çamaşırı giyerse geri kalan tüm kıyafetlerini de pembe giydiğini söylüyor.

Amsterdam’ın zengin bir dış mahallesinde, devasa bir evde yaşıyorlar. Malikanelerinin önünde bir Maserati ve bir Aston Martin arabaları var.

Alberts yoksul bir mahallede büyümüştü. Sonra ağ pazarlama veya çok katmanlı pazarlama denilen bir satış sistemine dahil olarak para kazanmaya başladı.

Hem de çok büyük paralar. 30 yılda 100 milyon euro kazandığını söylüyor.

Çok katmanlı pazarlama şöyle çalışıyor:

İnsanlara 100 liraya bir vitamin sattığımı düşünün. Ayşe ve Fatma adlı iki arkadaşıma da bu vitaminden satıyorum. Bir süre sonra onları da vitamin satmaları için işe alıyorum ve onların satışlarından komisyon alıyorum. Onlar artık benim alt katmanımda yer alıyor. Bir süre sonra Ayşe ve Fatma da ikişer kişiyi satıcı yapıyor ve onlar da dört kişiyi satıcı yapıyor. 26 aşama sonra Türkiye’deki herkes benim için vitamin satıyor olurdu. (Ve ben de herkesin satışından komisyon alırdım)

Çok katmanlı pazarlama şirketi yasa dışı değil. Amway ve Herbalife şirketleri de bu tekniği kullanıyor. Fakat yine de tartışmalı bir yöntem çünkü paranın çoğunu az sayıda insan kazanıyor. Ayrıca gerçekte ulaşılması zor büyük kazanç hayalleriyle üye topluyorlar.

Ortada satılan hiçbir ürün yoksa ve tüm para sisteme kattığınız diğer insanlardan kaynaklanıyorsa, buna saadet zinciri deniyor ve bu yasa dışı bir uygulama.

Son derece başarılı birçok katmanlı pazarlama satıcısı olan Igor Alberts Mayıs 2015’te Dubai’de bir OneCoin etkinliğine davet edildiğinde bu sistem ile servetler kazanan çok sayıda insanla tanıştı.

Dr. Ruja da prenses kıyafetleri ve yeni para birimi vizyonuyla etkileyici bir izlenim bıraktı.

Alberts o seyahatten yeni bir görevle döndü ve altındaki tüm insanlara yeni talimat verdi: Elinizde ne iş varsa bırakın ve OneCoin satmaya başlayın.

Alberts, “Ekipler kurduk ve deli gibi çalışmaya başladık” diyor ve ekliyor:

“İlk ayda havadan 90 bin euro kazandık. Şak!”

Dr. Ruja’nın dehası, altlarında çok sayıda pazarlamacı bulunan halihazırdaki büyük çok katmanlı pazarlama satıcılarının sahte kripto parasını satmak için mükemmel bir araç olacağını fark etmesiydi.

FBI’a göre Ruha, özel sohbetlerinde “Wall Street o.spusu çok katmanlı satıcılarla birlikte” diyordu.

OneCoin’in başarısının arkasındaki sır buydu. Yalnızca bir sahte kripto para birimi değil aynı zamanda bir saadet zinciriydi. Sahte kripto para yalnızca göstermelik bir üründü. Bu nedenle hızla yayıldı.

Igor Alberts kısa süre içince OneCoin’den ayda bir milyon euro kazanır hale gelmişti. Pazarlama ağında açık ara en büyük ciro OneCoin’den geliyordu.

Igor Alberts ve Andreea Cimbala’nın her ay kazandığı paranın yüzde 60’ı (son dönemde 2 milyon euroya denk geliyordu) nakit olarak ödeniyor, geri kalanı ise OneCoin’le kazanılıyordu.

Onlar nakit kazançlarının da bir kısmını OneCoin almaya harcadılar. Çünkü sistemdeki herkes gibi OneCoin’in değerinin katlanarak artacağını düşünüyorlardı.

Alberts o günleri hatırlarken “Dünyanın en zengin insanı olmamız için kaç OneCoin’e ihtiyacımız var diye hesapladım ve Andreea’ya dönüp ‘100 milyon OneCoin biriktirmeliyiz. OneCoin’in değeri 100 euroya ulaştığında Bill Gates’ten daha zengin olacağız’ dedim” diyor.

Çok katmanlı pazarlamanın doğasında insanların yakınlarındaki kişileri satıcı olarak ağa katması var. Bu da sorumluluk çizgisinin flulaşmasına yol açıyor. Bu tür bir olayda kim sorumlu tutulabilir? Buna cevap vermek zor. Üstelik satıcılar kendi paralarını da sisteme katarsa, kendileri de mağdur oluyorlar.

Dr. Ruja’nın Lizbon’daki etkinliğe katılmamasından sonra Igor Alberts de Jen McAdam gibi şüphelenmiş ve blockchain’e dair bir kanıt görmek istemiş. Bunu göremeyince Aralık 2017’de OneCoin’le ilişkisini kesmiş.

Var olmayan bir kripto parayı insanlara satıp bu süreçte büyük paralar kazandığı için suçlu hissedip hissetmediğini soruyorum.

“Sorumluluk hissediyorum ama suçlu hissetmiyorum” diyor ve ekliyor:

“Bir şeye inandığınız için suçlanamazsınız. Bunun sahte olabileceğine dair tek bir şüphem bile yoktu. Blockchain’in ne olduğunu bile bilmiyordum, nasıl şüphelenebilirim ki?”

Kendisinin de milyonlarca euroluk OneCoin satın aldığını ve sistemde en fazla para batıran kişi olabileceğini söylüyor.

Alberts’in aksine McAdam büyük bir suçluluk duygusu hissettiğini anlatıyor. OneCoin satışından 3 bin euro kazandığını söyleyen McAdam, bunun 1,800 eurosunu daha fazla OneCoin almaya harcadığını belirtiyor.

OneCoin sistemine kattığı insanlara karşı suçlu hissettiğini ve bir de ömrü boyunca felaket koşullarda çalışıp didinerek ailesine miras bıraktığı parasını batırdığı rahmetli madenci babasına karşı mahcubiyet duyduğunu söylüyor.

Parayı takip etmek

OneCoin’e ne kadar para yatırıldığını tahmin etmek çok zor.

BBC’ye sızdırılan belgelerde Ağustos 2014 ile Mart 2017 arasında 4 milyar euro aktarıldığı yer alıyor.

Birden fazla kişiden duyduğum ise para miktarının 15 milyar dolar olabileceği.

Gazetecilikte meşhur bir söz vardır: Parayı takip et.

Biz de Kayıp Kripto Kraliçe podcastının yapımcısı Georgia Catt ile, yeraltı dünyasının ve süper zenginlerin paralarını sakladığı karanlık paralel sistemler üzerine uzmanlaşan Oliver Bullough’u görmeye gittik.

Bullough esas sorunun, suçluların şirketlerini ve banka hesaplarını yapılandırma şekilleri olduğunu söylüyor. Böylece paranın izini takip etmek isteyenlerin önüne geçiyorlar.

“Bu varlıklar son derece gerçek” diyor ve ekliyor:

“Onları yatlar, katlar satın almak için ve siyasi etki edinmek için kullanabilirsiniz. Ama bir gazeteci veya polis onların izini sürmeye başladığı anda adeta yok oluyorlar.”

Bu yüzden OneCoin’in kurumsal yapısının karmaşıklığı da kimseyi şaşırtmamalı. Bir örnek verelim:

Dr. Ruja Sofya’da çok büyük bir mülk aldı. Teknik olarak bu ev One Property adlı bir şirkete ait. Bu şirket ise Risk Ltd. adlı bir şirkete ait. Risk Ltd.’nin eski sahibi Ruja’ydı ama bir süre sonra kimliği belirsiz Panamalılara devretti. Fakat şirket hâlâ Peragon adlı başka bir şirket tarafından yönetiliyordu. Peragon’un sahibi ise Artefix adlı bir şirketti. Artefix’in sahibi Ruja’nın annesi Veska’ydı. 2017’de şirketi 20’li yaşlarında bilinmeyen bir adama sattı.

Oliver bu baş döndürücü ağın bu tür işlerde standart olduğunu söylüyor.

Fransız gazeteci Maxime Grimbert birkaç ay boyunca OneCoin’in arkasındaki şirketler ağını ortaya çıkarmaya çalıştı ve elde edebildiği kadar şirket adı ve banka hesabı topladı.

Bu bulguları Bullough’a gösteriyorum. Listede çok sayıda İngiliz şirketi olması dikkatini çekiyor.

“İngiliz şirketleri bilinçli bir tercih. Kurması kolay ve meşru gözüküyorlar” diyor.

Listenin ilk sırasındaki şirketi alıyor ve Companies House’un (İngiltere’de ticaret sicilini tutan kurum) sitesinden inceliyor. Bu site İngiltere’deki her şirketin bilgilerini listeliyor ve her şeyin şeffaf olması amacıyla kurulmuştu. Yolsuzluğa karşı önemli bir işlev gördüğü varsayılıyor.

Bullough “Ülkece bununla gurur duyuyoruz” diyor ve ekliyor:

“Ama sorun, bir şirket yarattığınızda kimsenin bilgileri kontrol etmemesi.”

Şirketin kayıtlarındaki bilgileri inceliyor ve hiçbir banka hesabı göremiyor.

“Bu uygulama bir klasiktir. Bak, hiçbir bilgileri gözükmüyor” diyor.

Ardından şirketin sahibini görmeye çalışıyor. İngiltere, yakın zaman önce şirketlerin “imtiyaz sahibini”, yani gerçek sahibinin bilgilerini paylaşmasını zorunlu kıldı.

Sayfayı incelerken “Bunun amacı, İngiliz şirketlerini kullanarak gizli işler yapılmasının önüne geçmek” diyor. Ve bir anda gözleri büyüyor:

“Bak, şirket yetkilisi kısmını boş bırakmışlar. Bu yasa dışı. Bu bir anonim paravan şirket. Seyşeller veya Marshall Adaları’ndaki şirketler kadar paravan.”

Parayı takip etmenin sonuna geldik. Birbiriyle bağlantılı küresel ekonomi çağında varlıkların izi bir anda yok olabiliyor ve siz de gölgeleri kovaladığınızla kalıyorsunuz.

Milyarlarca euroluk dolandırıcılıklar söz konusu olduğunda karanlık grupların işin içine girmemesi düşünülemez.

Georgia’yla birlikte söyleşi yaptığım bazı kişiler, adlarını vermek istemedikleri gizemli şahıslar ve bağlantılardan söz etti.

OneCoin’in arkasında blockchain olmadığını keşfeden ve bunu insanlara duyurmaya karar veren Bjorn Bjercke, “OneCoin’e akan paranın büyüklüğünden bahsettiğinizde öfkelenen insanlar var ve benim gibi kişileri susturmak için her şeyi yapabilirler” diyor.

Çalışmalarının sonucunda ölüm tehditlerini aldığını söylüyor:

“Başıma gelecek şeylerin boyutunu bilseydim asla konuşmazdım. Arkamı döner ve hiç görmemiş gibi yapardım.”

Tehditlerin arkasında kimin olabileceğini sorduğumda ise konuşmak istemiyor:

“Bu konuda yorum yapmam mümkün değil. İşler çok, çok, çok hızlı bir şekilde çok, çok, çok korkutucu hale gelmeye başlıyor.”

Bjercke’ye göre Dr. Ruja, OneCoin’in bu kadar büyüyebileceğini hiçbir zaman düşünmüyordu.

OneCoin’in ilk dönemlerinde sisteme giren kişilerin kendisine, bunun amacının hiçbir zaman milyarlarca euroluk bir sahtekarlık olmadığını, Ruja’nın bir noktadan sonra bu sistemi sonlandırmak istediğinde ise karanlık güçlerin ona izin vermediğini söylediğini aktarıyor:

“OneCoin 10, 20, 30 milyon euroluk boyuta ulaşınca bir şey oldu ve sistemi durduramadı.”

Pazarlamacı Igor Alberts de “çok etkili kişilerin” işin içine girdiğinden bahsediyor.

Bu kişilerin kim olduğunu sorduğumda aldığım yanıt ise “Hayır, buna cevap veremem çünkü hayatlarımızı riske atmak istemiyorum” oluyor.

Bjorn ve Igor’un bahsettiği kişilerin kim olduğunu bilmiyoruz, hatta aynı kişiler olup olmadığından da emin değiliz ama ABD Adalet Bakanlığı, Dr. Ruja kaybolduktan sonra işleri devralan kardeşi Konstantin Ignatov’un “Doğu Avrupa’daki suç örgütlerindeki önemli aktörlerle bağlantısı olduğuna dair kanıtlara sahip olduğunu” söylüyor.

‘Ailenin’ içi

6 Mart 2019’da Konstantin Ignatov, ABD’deki OneCoin görüşmelerinin ardından ülkesi Bulgaristan’a dönmek üzere Los Angeles Uluslararası Havalimanı’ndaydı.

Uçağa binmek üzereyken FBI ajanları tarafından gözaltına alındı, OneCoin’le bağlantısı nedeniyle sahtekarlık suçlamasıyla tutuklandı.

Yetkililer Dr. Ruja’ya da sahtekarlık ve kara para aklama suçlamaları yöneltti.

İnanılmaz bir şekilde OneCoin bu noktadan sonra bile faaliyet göstermeye devam etti ve insanlar sisteme para yatırdı.

Bu olaydan bir ay sonra Georgia ile birlikte Sofya’ya gittiğimizde Dr. Ruja’nın malikanesi kilitli ve boş gözüküyordu ama OneCoin merkezi işlek bir işyerinden farksızdı.

Bütün bu kanıtlara rağmen neden bu kadar çok insan OneCoin’e yatırım yapmaya devam etti?

Yatırımcılar başlangıçta kendilerini çeken şeyin bir sonraki büyük fırsatı kaçırmamak olduğunu söylüyor. Bitcoin ile köşeyi dönen insanların hikayelerini kıskançlıkla okuyor ve ikinci bir şans istiyorlar.

Pek çoğu “vizyoner” Dr. Ruja’nın kişiliğinden ve ikna yeteneğinden de etkilenmişti.

Yatırımcılar teknolojiyi anlamasalar bile büyük kitlelere konuşma yaptığı etkinlikleri ve prestijli The Economist dergisinin konferansını görüyordu. Ayrıca diplomalarını ve Forbes dergisinin kapağındaki fotoğrafını da etkileyici buluyordu.

Diplomalar gerçekti. Ama Forbes kapağı değildi: O kapak Forbes Bulgaristan’ın iç sayfalarında verilmiş tam sayfalık bir reklamdı. Ama gerçek gibi gözüküyordu.

İnsanların inanmasına yol açan tek şey zengin olma hayali değildi. Jen McAdam, OneCoin’e yatırım yaptıktan sonra kendisine sürekli “OneCoin ailesinin bir parçası olduğu” söylendi.

McAdam, OneCoin’in bir Whatsapp grubuna dahil edildi ve bu yolla anlık bilgiler de almaya başladı. Bu Whatsapp grubu, OneCoin’i eleştirenlerin argümanlarına karşı özellikle hazırlanmıştı:

“‘Dışarıdan kimseye inanmamamızı söylüyorlardı. Kıskançlar diyorlardı. ‘Bitcoin destekçileri bizi kıskanıyor’.

“Google’a bile inanmamamızı istiyorlardı.

“Eleştiri yapmamız veya sıra dışı sorular sormamız yasaktı. Negatif düşünceleriniz varsa o grupta olmamanız gerektiğini söylüyorlardı.”

Moonies ve Scientologists gibi gruplar ve kültler üzerine yıllardır çalışmalar yürüten London School of Economics’ten Prof. Eileen Barker, OneCoin ile mesih temalı milenyum kültleri arasında bir paralellik görüyor. İkisinde de insanlar dünyayı değiştirecek büyük bir şeyin parçası olduklarına inanıyor ve işin içine bir kere girdikten sonra kanıtlar ne olursa olsun yanlış olduklarını kabul etmekte büyük zorluklar yaşıyorlar:

“Kehanet tutmadığında daha sıkı inanıyorlar. Özellikle de yalnızca para değil, inançlarını, itibarlarını ve zekalarını da ortaya koydukları zaman. ‘Biraz daha bekleyelim’ diyorlar.

Barker’a göre insanlar başlangıçta para kazanmak için bu işin içine giriyor ama aidiyet, bir şeyler yapma ve bir şeyler başarma hissi yüzünden kalmaya devam ediyor. Barker bu durumun kültlere benzediğini söylüyor.

İdeal bir dünyada yetkili kurumların tüketicileri, OneCoin gibi dolandırıcılık organizasyonlarından koruması gerekirdi. Fakat dünyanın dört bir yanında yetkililer harekete geçmekte yavaş kaldı. Bunun nedenlerinden biri de kripto paraların görece yeni bir alan olması.

İngiltere’de finansal piyasaları düzenlemekle yetkili olan Finansal İdare Kurumu, ancak Eylül 2016’da OneCoin’le ilgili bir uyarı yayınladı. Duyuruda “Tüketicilerin OneCoin konusunda dikkatli olması gerektiğine inanıyoruz. Bunun İngiliz müşterilere potansiyel bir risk getireceğinden endişe ediyoruz” ifadeleri yer aldı.

Bir yıl sonra bu uyarı internet sitesinden kaldırıldı. Finansal İdare Kurumu uyarının sitede yeterince uzun bir süre kaldığı gerekçesiyle bu kararı alsa da OneCoin bunu, İngiliz yetkililerin para birimini meşru bir yatırım aracı olarak gördüğü şeklinde pazarladı.

Kanada’lı bir OneCoin pazarlamacısı, bu gelişmenin ardından internete koyduğu videoda, “Bakın işin ehlinden duydunuz, artık bu resmi bir karar. Eğer dolandırıcı olsaydık ne olurdu tahmin edin, uyarıyı kaldırmazlardı. Oyun bitti” dedi.

Finansal İdare Kurumu’nun uyarısının kaldırılmasının ardından İngiltere’de birkaç OneCoin etkinliği daha düzenlendi ve insanlar yatırım yapmaya devam etti.

Kurum, BBC’nin sorularına yanıt vermedi.

OneCoin’in uluslararası faaliyet göstermesi yetkililer için durumu daha da karmaşık hale getiriyor.

Ağustos 2019’da Londra’nın finans merkezinin polis gücü iki yıl süren OneCoin soruşturmasını tamamladı ve “OneCoin’in arkasındaki şirket ve bireyler İngiliz yargısının yetki alanının dışında bulunmaktadır” sonucuna ulaştı:

“İngiltere’deki yatırımcıların zararlarını karşılamak için kullanılabilecek, İngiltere’de bulunan bir varlık bulmayı başaramadık.”

Bu tür açıklamalar, paralarını kaptıranları avutmuyor. Jen McAdam, “İngiltere’deki mağdurlar için çok üzülüyorum” diyor.

Dolandırıldıklarını anlayan OneCoin yatırımcılarının yer aldığı Whatsapp grupları kuran McAdam, “Destek alamıyoruz. Yardım nerde? Bunu pazarlayan daha fazla insan türeyecek” diyor ve ekliyor:

“Bu İngiltere’deki masum insanları dolandıracak OneCoin sahtekarlarına yeşil ışık yakmaktır. Kimsenin umurunda değil!”

Londra’nın finans merkezinin polis gücü, BBC’ye konuyla ilgili bir açıklama yaptı:

“İngiltere’de bulunan bireylere dair ceza soruşturmalarını destekleyecek yeterli kanıt yoktu. Fakat polis birimimiz hiçbir zaman OneCoin’e dair çekinceler bulunmadığını söylememiştir. Birimimiz diğer ülkelerin kolluk kuvvetlerine OneCoin yetkililerinin soruşturulması konusunda destek vermiştir ve vermeye devam edecektir.

“OneCoin dolandırıcılığına maruz kaldıysanız veya OneCoin pazarlayan birini tanıyorsanız lütfen yetkililere bildirimde bulunun.”

OneCoin’in Bulgaristan’daki merkezi geçen haftaya kadar açıktı ve insanlar pazarlama faaliyetlerine devam ediyordu.

Bir Uganda trajedisi

Uganda’nın Ruanda sınırı yakınlarındaki Ntangamo bölgesinde insanlar muz, manyok, tatlı patates, bakliyat ve yerfıstığı yetiştirerek geçiniyor.

2016’da, 22 yaşındaki Daniel Lienhardt 700 bin Ukrayna Şilingi (250 dolar) biriktirerek OneCoin başlangıç paketini alabilmek için bu bölgeye gitmişti.

400 bin şilinglik birikimi vardı ve gerisini tamamlamak için ailesinin başkent Kampala’daki evine giderek küçük erkek kardeşlerinin yetiştirdiği üç keçiyi sattı.

“Başka bir yolu yoktu” diyor pişmanlık içinde.

Daniel, Dr. Ruja’nın sahte para birimine para yatıran binlerce Ugandalıdan yalnızca biri. BBC’nin edindiği OneCoin finansal belgelerine göre şirketin son dönemlerinde Daniel gibi yatırımcılar, OneCoin için gittikçe artan bir öneme sahip oldu.

Avrupa’da 2017’nin ilk yarısında OneCoin’e yatırılan para, bir önceki yılın aynı dönemine göre azalmıştı. Ama Afrika, Orta Doğu ve Güney Asya’da durum tam tersiydi. Avrupa’da kesilen para muslukları, pazarlamacıları Uganda gibi ülkelere yönlendirdi.

Daniel, Georgia ile beni, kendisini OneCoin’e bulaştıran Prudence ile tanışmaya götürdü. Artık ikisi de bunun bir dolandırıcılık olduğunun farkına varsa da hâlâ arkadaşlar.

Kampala’nın bir kenar mahallesinde hemşirelik yapan Prudence, OneCoin satarak ve yeni yatırımcılar bularak para kazanabileceğini düşünüyordu. Üst düzey bir OneCoin pazarlayıcısı potansiyel müşterileri etkilemesi için kendisine güzel bir araba verdi ve hasat döneminin hemen ardından, çiftçilerin eline para geçtiğinde tarım bölgelerine giderek onlara OneCoin satması görevini iletti.

Prudence köylülerin kentlilere güvendiğini, OneCoin paketlerinden satın almak için ineklerini, topraklarını ve hatta evlerini satanlar olduğunu söylüyor. Bunların yıkıcı sonuçları olmuş:

“Bazılarının çocukları artık paraları olmadığı için okula gidemiyor. Bazılarının başlarını sokacağı bir çatısı bile kalmadı. Kimileri bankalardan borç çektiği için bankalardan kaçıyor. Kimileri yeraltına indi, kimileri de boşandı.”

Prudence, paket sattığı kişiler kendisine “Ne zaman zengin olacağız” diye sorduğunda hâlâ “Bekleyin” diyor, onlara gerçeği söyleyemeye cesaret edemiyor:

“Gerçeklerden kaçıyorum. Çevremde OneCoin’le tanıştırdığım insanların bulunmasını istemiyorum. Gerçeği öğrenseler beni anında öldürebilirler. Paralarını benim yediğimi düşünürler.”

Prudence OneCoin satmayı bıraksa da bu işe devam edenler ve hâlâ OneCoin almak isteyenlerin olduğunu söylüyor.

Satış yapılan ofislerin biri bir kiliseyle ilişkili. Kilisenin sorumlusu olan Piskopos Fred’in ayinlerden birinde “One Life!” diye bağırdığı, katılımcıların da “One Coin!” diye hep bir ağızdan bağırdığını gösteren video kayıtları var.

BBC’nin edindiği bilgilere göre Piskopos Fred Uganda’nın en büyük OneCoin satıcılarından biri. Fakat artık bunun pazarlamasını ayinler sırasında yapmıyor.

Diğer ülkelerde olduğu gibi burada da OneCoin arkadaş ve aile grupları üzerinden yayılıyor.

Daniel ve Georgia’yla birlikte ülkenin güneyine, Daniel’in annesiyle tanışmaya gidiyoruz.

Teneke çatılı, içinde beş ufak odası olan küçük bir evde yaşıyor. Minik bir televizyonu, mütevazı bir mutfağı var.

Evin dış kapısı bir kapı yerine havluyla kapatılmış, kapının az ilerisinde yemek için yetiştirdiği ve artanı da yerel pazarda sattığı bitkilerin bulunduğu bir bahçe var.

Daniel’in annesinin bütün gününü bahçede geçirmemesi için ailesi bir darı ambarı almaya karar vermiş ve 3 bin sterlin biriktirmiş. Fakat Daniel OneCoin’i keşfettiğinde bunun çok daha kârlı bir yatırım olduğunu düşünmüş. Annesinin şüpheleri olsa da parayı OneCoin’e yatırmaya ikna etmiş.

Annesinin konuyu araştırabileceği ne bir bilgisayarı ne de bir telefonu vardı.

Annesi İngilizce de konuşmuyor ve sohbet etmeye başladığımızda Daniel’in annesine paranın iç edildiğini söylemediğini öğrenince şok oluyorum.

Daniel, “Anneme paranın yok olduğunu, paranın ve umudun artık olmadığını asla söylemedim. OneCoin’in değişime gittiğini, sürekli ertelediklerini söylüyorum” diyor ve ekliyor:

“Şirketin ne yaptığını henüz çözemediğimi, belki bunun bir gecikme olduğunu söylüyorum. Durumu yüzde yüz açıklamadım.”

Nedenini sorduğumda “Zor. Bunu söylemek zor” diyor.

Daniel’in annesi, Georgia ve beni gördüğünde bunun iyiye işaret olduğunu, belki parasının geri geleceğini düşündüğünü söylüyor. Bize OneCoin’le ilgili neler bildiğimizi, parasını geri alıp alamayacağını soruyor.

Daniel’e bakıyorum. Bana, “Belki sen söyleyebilirsin ona gerçeği. Belki…” diyor.

Bunun iyi bir fikir olduğundan kendisi de emin değil. Belki de kendisini zor bir duruma sokacak. Daniel’in annesine bunu söyleyen kişi olmak istemiyorum.

Georgia, “Daniel’in annesine gazeteci olduğumuzu söyleyelim. Çok sayıda kişi parasını geri alamadığı için OneCoin’i araştırdığımızı anlatalım” diyor.

Daniel bunu tercüme edince annesi, “Paranız sizden alındığında hayat stresli bir hâl alıyor” diyor, “Planlıyorsunuz, bir şeyler yapmayı planlıyorsunuz. Ve bu gerçekleşmeyince hayat zor oluyor”.

Dr. Ruja’nın peşinde

2018 sonunda Kayıp Kripto Kraliçe podcasti için planlamamıza başladığımızda ortadan kaybolduktan sonra Dr. Ruja’nın başına ne geldiğini bilen kimse yoktu. ABD’li yetkililer 25 Ekim 2017’de Atina’ya uçtuğu bilgisini bu yıl paylaştı. Ama bu da yeterli değildi: Atina’dan sonra nereye gitmişti?

Konuyla ilgili çok fazla söylenti dolanıyor. Çok katmanlı pazarlama uzmanı Igor Alberts, Rusya ve Ukrayna pasaportlarıyla Rusya ve Dubai arasında gezip durduğunu duyduğunu söylüyor.

Bazıları da Bulgaristan’da onu koruyabilecek çok güçlü insanlar olduğunu, estetik ameliyatlarla görünüşünü değiştirerek kimse tarafından fark edilmeden dolaşabildiğini söylüyor.

Kimileri Londra’da olduğunu, kimileri de öldüğünü söylüyor – ki bu da mümkün.

Dr. Ruja’yı bulmak ancak bir profesyonelin üstesinden gelebileceği bir iş. Bu yüzden Georgia ile birlikte özel dedektif Alan McLean’e gidiyoruz. İnsanları bulmak onun uzmanlık alanı ve her şeyden önce bir konuya odaklanmamızı söylüyor:

“Hayat tarzı nasıldı? Her şeyden önemlisi bu. OneCoin’den önceki hayatını inceleyin. Arkadaşlarının kimler olduğunu, ailesini ve yaşam stilini araştırın.”

Bize verdiği bir diğer tavsiye de yatıyla uğradığı yerleri incelemek. Yatındaki takip cihazını ele geçirmemizi söylüyor ve şaka yapıyor gibi de gözükmüyor. Bunun benim yeteneklerimi aştığını ve ayrıca yasa dışı olduğunu söylüyorum.

Bunun üzerine, Sofya’dan Atina’ya uçtuğu dönemde Atina’ya demir atan yatları incelememizi tavsiye ediyor.

“Bence Akdeniz’de hareket halinde” diyor.

Görüşmemizden birkaç hafta sonra Alan müthiş bilgilerle bize geri dönüyor. Diğer dedektif arkadaşları Atina’daki lüks restoranları ziyaret edip Ruja’nın fotoğraflarını göstermiş ve “Bu kadını gördünüz mü” diye sormuş.

Restoranlardan birinde birden fazla garson bu yılın başlarında kendisini gördüklerini ama tam zamanını hatırlamadıklarını söylemiş. Georgia ile o restoranı arayıp sorduğumuzda, çalışanlar bunu doğruladı. Anlaşılan o ki Ruja hayatta ve bir Avrupa başkentini korkusuzca ziyaret edebiliyor.

Başka bir ipucu da Bükreş’te katıldığımız sıra dışı bir OneCoin Güzellik Yarışması’nda ortaya çıkıyor. Tahmin edebileceğiniz gibi ortam çok havalıydı: Şampanyayı şişeden kafaya dikerek erkeklerin aralarında bulunduğu kalabalık bize rahatsız edici bakışlar atıyordu.

Atmosferin tadını çıkardık, İngiliz yarışmacı için tezahürat yaptık ve mekandan ayrıldık.

Fakat sonra, o esnada Dr. Ruja’nın da o gün orada olduğuna dair iddialar duyduk. Aynı odada, burnumuzun dibindeydi. Ama plastik cerrahi ile tanınmaz hâle gelmişti.

Dr. Ruja, Yunanistan veya Romanya’da yakalanırsa ABD’ye iade edilebilir. Bu yılın başlarında bu ülkelerde olduğu doğruysa muhtemelen sahte kimlik kullanıyor olmalı.

Alan McLean’in tavsiyelerini ciddiye alarak Dr. Ruja’nın OneCoin öncesi hayatını incelemek için Georgia ile hiçbir şeyi unutmayan internette gezinmeye başlıyoruz.

En gözden uzak forumlardaki, en eski yorumlar bile bir şekilde bir yerlerde saklanıyor ve yeterince uğraşılması durumunda ortaya çıkabiliyor.

Bu konuda uzmanlaşmış Google benzeri arama motorları var. Ve biz de Ruja’nın eski adresleri, arkadaşları, eski telefon numaraları gibi elimizdeki bilgilerden yola çıkarak aramalar yapıyoruz.

Dr. Ruja’nın çocukluğunu Almanya’nın güneyindeki Schramberg’de geçirdiğini biliyoruz. 10 yıl önce babasıyla birlikte bir çelik imalathanesi aldığı Bavyera’daki Walttenhofen’i de ziyaret ediyoruz.

Dr. Ruja bu imalathane nedeniyle de dolandırıcılık cezası almış, Ekim 2016’da verilen bu ceza ertelenmişti.

Bu kentteyken, (en azından bir dönemler) Alman bir kocası olduğunu ve bu adamın ünlü hukuk şirketlerinden Linklaters’ta çalıştığını öğreniyoruz.

İnternetten yaptığımız aramalarda Frankfurt, sıklıkla karşımıza çıkan bir şehir olmaya başlıyor. Ruja’yı bu kentte arayacağımızı hiç düşünmemiştik.

Frankfurt’ta birden fazla eski adresi olduğunu görüyoruz. Bunlardan birini yıllar önce bir foruma yazmış, biri de eski telefon numaralarından biriyle eşleşiyor.

Eski fotoğraflarına baktığımızda 2011’e kadar yanında olan bir arkadaşını görüyoruz. Ve o arkadaşı bu yaz Frankfurt’un en zengin mahallelerinden birini ziyaret etmiş. Bir uzman, arka plandaki tenis turnuvası posterinin küçük bir parçasından bize fotoğrafın çekildiği parkın hangisi olduğunu söylüyor.

Dr. Ruja’nın 2016 sonlarında bir kızı olduğunu ve onunla çok yakın bağı olduğunu da söylüyor.

Kızının Frankfurt’ta olabileceği duyumlarını aldıktan sonra kocası veya eski kocası olan adamın da Frankfurt’ta yaşadığını ve çalıştığını öğreniyoruz.

Birer elimizde mikrofon, birer elimizde de Dr. Ruja’nın fotoğraflarıyla Frankfurt sokaklarında dolaşmaya çıkıyoruz. Eski adreslerinin çevresinde ve Almanya’nın en pahalı evlerinin bulunduğu özel sitelerin etrafında geziniyoruz.

Fotoğraflara bakan bir çift, uzun uzun inceledikten ve umudumuzu artırdıktan sonra onu tanıyamadıklarını söylüyor.

Bir postacı, ismin tanıdık geldiğini ama emin de olamadığını belirtiyor.

Kocası veya eski kocası olan hukukçuyu aradığımızda ise konuşmak istemediğini söylüyor.

Ruja’ya bir adım yaklaşabildik mi? Gerçekten Avrupa’nın göbeğinde saklanıyor olabilir mi? Bilmiyoruz. Frankfurt muhtemelen gittiği tek kent değil, muhtemelen Dubai ve Rusya’daki bazı kentlerle birlikte uğrak noktalarından biri.

Birkaç gün sonra adını açıklayamayacağımız güvenilir bir kaynaktan bir telefon geliyor. Şüphelenmekte haklı olduğumuzu, Ruja’nın zamanının çoğunu Frankfurt’ta geçirdiğini söylüyor.

Daha da ileri gitmemiz ve evini bulmamız gerekiyor. “Daha fazla araştırın, onu bulacaksınız” diyor kaynağımız ve ekliyor:

“Muhtemelen kendisinin peşinde olduğunuzu biliyordur ve size gülüyordur.”

5 Ekim 2019’da Kayıp Kripto Kraliçe podcastinin son yayınından bir gün sonra Dr. Ruja’nın erkek kardeşi Konstantin Ignatov ABD’de yargıç karşısına çıktı ve ABD’de OneCoin üzerinden 400 milyon dolar para aklayan bir hukukçu aleyhine ifade verdi.

Duruşmada, Ignatov’un 4 Ekim’de birden fazla dolandırıcılık suçunu itiraf ettiği anlaşıldı.

Bir adliye muhabirinin aktardığına göre Ignatov duruşmada, kızkardeşinin kendisini tıpkı diğer yatırımcılar gibi kandırdığını, OneCoin’i eleştirenlerin, “bir grup kıskanç insan” olduğunu söylediğini ima etti.

Kardeşi, çevresinden birinin kendisini FBI’a ihbar edeceği korkusuyla saklandığını söyledi. Elinde “itibarlı bir pasaport” olduğunu ve kendisinden, Viyana ile Atina’ya bilet almasını istediğini aktardı.

OneCoin şirketi ise haklarındaki suçlamaları reddediyor: “OneCoin bir kripto para birimi olmanın tüm kriterlerini yerine getirmektedir.”

Podcastimizin “doğru bilgi içermediğini, taraflı ve önyargılı olduğunu”, haklarındaki suçlamalara dünyanın dört bir yanında itiraz ettiklerini söylüyorlar:

“Partnerlerimiz, müşterilerimiz ve hukukçularımız dünyanın dört bir yanında başarıyla mücadele ediyor ve ‘finansal devrim’ temelinde yeni bir sistem vizyonunun oturacağını düşünüyoruz.”

OneCoin bilindik bir dolandırıcılık yöntemini dijital yöntemlerle geçekleştirdi. Her yeni teknoloji onu anlayan insanlara yeni fırsatlar ve imkanlar sunarken onu anlamayanları da dolandırıcılık riskiyle karşı karşıya bırakıyor.

Dr. Ruja toplumun zayıf noktalarını tespit etti ve onlardan faydalandı. OneCoin’e bir şans verecek kadar çaresiz, açgözlü veya kafası karışık insanlar olduğunu biliyordu.

İnternette bir konuda birbiriyle çelişen çok sayıda bilgi olduğunda insanların yalanlarla gerçekleri ayır edemez hale geldiğini anlamıştı.

Toplumları OneCoin’e karşı koruması gereken siyasetçiler, polis ve medyanın olanları kavramakta zorlanacağını da fark etmişti.

En sinir bozucu olansa, olan biteni anlamaya başladığımızda dahi topladığı bütün parayla ortadan kaybolmayı başaracağını biliyordu.

Dünyanın en büyük vurgunlarından birini yapıp nasıl milyarlarca euro ile kaçtı?

izmir escort

izmir escort

antalya escort

escort izmir

bursa escort

porno izle

türk porno

escort antalya

apkdownloadx.com

izmir escort

eskişehir escort

takipçi satın al

instagram takipçi satın al

tiktok takipçi satın al

tiktok beğeni satın al

gramtakipci.com.tr

smm panel

oyun forumu

antalya escort

istanbul escort

izmit escort

porno

escort beşiktaş

Darıca Kombi

porno izle

porno izle

porno izle

porno izle

porno izle

istanbul escort

porno izle

izmir escort

porno izle

istanbul escorts