ULUSLARARASI Para Fonu’nun (IMF) eski başkanı Christine Lagarde, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) yeni ve ilk kadın başkanı olarak dün görevine başladı. ECB’den yapılan açıklamada, 8 yıl ECB başkanı olarak görev yapan Mario Draghi’nin görevini Christine Lagarde’ye devrettiği belirtildi. AB liderleri, ECB Başkanlığı görevi 31 Ekim’de sona erecek Mario Draghi’nin yerine getirilecek isim konusunda uzun süren müzakereler sonucu IMF’nin ilk kadın başkanı Chistine Lagarde üzerinde uzlaşı sağlamıştı. ECB de 18 Ekim’de, Lagarde’nin 8 yıllığına ECB Başkanlığına atandığını duyurmuştu. Lagarde, ECB başkan adaylığı nedeniyle IMF’deki görevinden ayrılmış ve yerine Bulgar asıllı Kristalina Georgieva seçilmişti. Piyasalar, Fransız kökenli avukat ve iş kadını Lagarde’nin daha önce Fransa Maliye Bakanlığı görevini yürütmüş olmasına karşın merkez bankası tecrübesinin olmaması nedeniyle piyasalar ECB Başkanlığı’na ‘mesafeli’ yaklaşıyor.
DRAGHI’NİN POLTİKALARI
Analistler, Lagarde’nin ekonomist olmadığının altını çizseler de kendisinin büyük bir arabulucu olarak tanındığına işaret ediyorlar. Lagarde’nin yeni başkan olarak ECB’deki görüş ayrılıklarını muhtemelen yatıştırması beklenirken, asıl soru işaretleri piyasanın stresli olduğu dönemlerde hızlı hareket edip edemeyeceği noktasında. Özellikle ittifak kurma ve müzakere kabiliyeti ile öne çıkan Lagarde’nin merkez bankacılığı deneyimsizliğini siyasi tecrübesi ile tolare etmesi bekleniyor.
Bu nedenle Lagarde’nin görev başlangıcında, İtalyan ECB Başkanı Draghi’nin son dönem uyguladığı para politikalarında ciddi bir değişiklik yapması öngörülmüyor. Yunanistan, İrlanda, İspanya, Portekiz, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gibi ülkelerin borçlarını ödeyemez duruma geldikleri Avrupa borç krizi döneminde IMF Başkanlığı’nı yürüten Lagarde, ABD’nin artan korumacı politikaları ile Çin’le yaşadığı ticari gerginliklerde de yapıcı ve uzlaşmacı tutumuyla dikkati çekmiş, taraflara sıklıkla itidal çağrılarında bulunmuştu. Son zamanlarda ECB’nin strateji ve para politikasının sorgulandığı bir periyottan geçilmesi dikkati çekerken, analistler, ECB’nin para politikasının bütçe politikasıyla tamamlanması gerektiğini ifade ediyor.
SİYASİLERİN BASKI KURMASI AZALABİLİR
FRANKFURT merkezli ECB’nin görevi, para birimi olarak Euro’yu kullanan AB üyesi ülkelerden oluşan Euro Bölgesi’nde fiyat istikrarını sağlamak. Lagarde’ın, 8 yıllık IMF Başkanlığı ve 4 yıllık bakanlıktan gelen deneyimi ve iletişim becerilerini Frankfurt’a taşıması bekleniyor. Lagarde’ın, IMF kaynaklarını finansal kriz sırasında bazı Avrupa ülkelerine büyük miktarda sunduğunu hatırlatan analistler, Euro’yu korumak için harekete geçmekte tereddüt etmeyeceği beklentisinde. ECB başkanları 8 yıl görev yapıyor. Uzmanlar, Lagarde’ın siyasi ağırlığının Euro Bölgesi hükümetlerinin kendisi üzerinde baskı kurmasını zorlaştıracağı öngörüsünde bulunuyor.
EURO BÖLGESİ’Nİ KURTARAN YÖNETİCİ
TECRÜBELİ bir merkez bankası yöneticisi ve iktisat bilimleri profesörü olan Mario Draghi, 2008 finansal krizinin hissedilmeye devam ettiği 2011’de ECB’nin başına gelerek ‘Euro Bölgesi’ni kurtaran yönetici’ olarak takdir toplamıştı. Draghi, Euro Bölgesi krizinde, “ECB’nin ortak para birimini savunmak için ne gerekiyorsa yapacağını” söylemişti. Draghi, 2011’de ECB’de başkanlık görevine başladığında ondan önce de merkez bankacılığı alanında uzun bir tecrübeye sahipti. Finansal piyasaları iyi tanıyan Draghi, ECB’ye pragmatizmi ve bütünüyle yeni para politikası araçlarını tanıttı. Birçok uzman, Draghi’nin bu politikasının Euro’yu kurtardığı konusunda birleşirken, Draghi, ‘Euro Bölgesi’ni ekonomik krizden kurtaran isim’ olarak büyük takdir topladı.
MÜDAHALECİ TUTUMUN SÜRMESİ BEKLENİYOR
GÖREVE yeni başlayan Lagarde’yi, jeopolitik belirsizlikler, artan korumacılık tehdidi, küresel piyasalardaki kırılganlıklar, görüş ayrılıkları ve ekonomik yavaşlama gibi devam eden sorunlar karşılayacak. Lagarde, Euro Bölgesi ekonomisini desteklemeye yönelik, gevşek para politikası uygulayan bir ECB ile karşılaşacak. Lagarde döneminin başında Euro Bölgesi para politikasında önemli bir değişiklik öngörülmezken, Lagarde’ın Draghi’nin müdahaleci tutumunu sürdürmesi öngörülüyor. Christine Lagarde’ın uzun vadede para politikası araçlarına aşırı bağımlılığı tercih etmediği, Euro Bölgesi ülkelerini gelecekte yaşanabilecek ekonomik krizlerden koruyacak ortak bir fon kurmasını tercih ettiği belirtiliyor.