Günümüzde havacılık şirketleri, mevcut uçaklarını elektrikli hale getirmeyi ve geleceğe yatırım yapmayı hedefliyor. Ancak bu dönüşümün önündeki en büyük teknik problem; jet yakıtların, gelişmiş lityum iyon bataryalardan kilogram başına yaklaşık 30 kat daha fazla enerji içermesi. Örneğin, 600 yolcu kapasitesiyle dünyanın en büyük yolcuğu uçağı olan Airbus A380, jet yakıtıyla tek bir uçuşta 15 bin kilometre uçabiliyor. Ancak hesaplamalara göre Airbus A380 elektrikli hale getirildiğinde, bu menzil 1000 km ile sınırlı kalıyor. Hatta yolcular dahil uçaktaki tüm yükler batarya ile değiştirildiğinde bile bu menzil sadece 2000 km’ye ulaşabiliyor. Airbus A380’nin mevcut menzilini korumak için uçağın mevcut yakıt alımından 30 kat daha fazla bataryaya ihtiyacı olacak. Bu da uçağın ağırlığının neredeyse yarısını bataryanın oluşturacağı anlamına geliyor. Ayrıca mevcut jet yakıtlı uçuşlarda yakıt azaldıkça uçağın ağırlığı azalırken, elektrikli uçaklar aynı ağırlıkla tüm yolculuğunu tamamlıyor.
5-10 yolcu kapasiteli küçük uçaklarda ise yakıt, uçağın ağırlığının yüzde 10 ila 20’sini oluşturur. Bu uçaklarda yakıt tankını batarya ile değiştirmek, menzil açısından daha kabul edilebilir bir azalmayı mümkün kılıyor. Bu nedenle günümüzdeki elektrikli uçak çalışmaları, daha çok küçük yolcu uçakları üzerinde yürütülüyor.
Elektrikli uçak sektöründeki güncel çalışmalar
Dünyanın ilk tamamen elektrikli uçağı olarak lanse edilen 6 yolcu kapasiteli magniX, geçtiğimiz 2019 yılının sonlarında deneme uçuşlarına başladı. magniX yöneticilerinden Ganzarski, ilk deneme uçuşlarının başarılı bir şekilde geçtiğini ve bunun havacılık sektörü için yeni bir devrim olduğunu söylüyor.
Ayrıca Airbus, Rolls-Royce ve Siemens hibrit elektrikli uçak uçak geliştirmek için E-FanX isimli projeye devam ediyor. E-FanX’in ilk test uçuşlarını ise 2020 yılında yapması planlıyor. Airbus, E-FanX için geliştirilen teknolojinin 2030’lu yıllarda 100 yolcu kapasiteli uçaklarda kullanılabileceğini söylüyor.
Güvenliğin diğer ulaşım alanlarına göre daha öncelikli olduğu havacılık sektöründe, önümüzdeki 20 ila 30 yıl içinde kısa mesafeli uçuşlarda hibrit uçakların kullanımı daha uygun görülüyor. Hibrit sistemde, uçağın kalkışı için gereken yüksek itiş gücü ve uzun mesafeli yolculuklar, daha optimize edilebilir.
Burak Kesayak
twitter.com/BurakKesayak