Fenerbahçe’de teknik direktör Emre Belözoğlu, sarı-lacivertlilerin Süper Lig’in 37. haftasında 25 Nisan Pazar günü Kasımpaşa’yı ağırlayacağı maçın hazırlıkları kapsamında gerçekleştirdiği antrenman öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“TAKIMIMIZA İNANIYORUM”
Şampiyonluk yolunda son ana kadar yarışacaklarını belirten Belözoğlu, “Sonuna kadar bu yarışın içinde olmak istediğimizi her zaman söyledim, söylemeye de devam edeceğim. İyi bir takımımız var, oyunun da geliştiği yanlar var. Geliştireceğimiz anları da olacak.
Takımıma inanıyorum, içerideki enerjiye güveniyorum. Biz sezon sonuna kadar inşallah mücadelenin içinde olacağız. İnancımız gerçekten çok yüksek.” ifadelerini kullandı.
“FUTBOLUMUZDA BİR GELİŞME VAR”
İstediği oyunu inşa etmek için ellerindeki zamanın yeterli olmadığını dile getiren Belözoğlu, şöyle devam etti:
“Fenerbahçe sezon boyunca ligin hali hazırda şampiyonluk adaylarından bir tanesiydi. Oyunsal anlamda ise mutlaka beklentiler biraz daha farklıydı, bunu ben de daha önce dile getirmiştim.
Futbolumuzda bir gelişme var. Her şeyden önce enerjide ciddi bir pozitif gelişme görüyorum. Oyuncuların iştahı, arzusu, oynama isteği bunlar ciddi anlamda gelişti.
“İSTEDİĞİMİ OYUNUN TAM KARŞILIĞINI ALMADIM”
Antrenmanlarımız biraz daha değişti. Ancak istediğim oyunun karşılığını tam aldım dersem bu doğru olmaz.
Zaten elimizdeki mevcut zaman bir oyunu inşa etmek için yeterli süre değil ama oyunculara gösterdiğimizi sahada oyunun belli bölümlerinde net bir şekilde görebiliyorum ve bundan dolayı mutluyum.
Daha üstüne koymamız gereken çok yer var. Kendimizi geliştirmemiz gereken, oyunda belli başlı kopmaların olduğu dakikalar var ve onları düzeltmemiz gerekiyor.
Oyuncularımız bazı isteklerimizi ise beklediğimizden çok daha iyi yapıyorlar. Henüz tam oturmadı ama olumlu yönde geliştiğimizi düşünüyorum.”
“GÖRMEK İSTEDİĞİM OYUNU GENELE YAYMAMIZ LAZIM”
Oynatmak istediği oyunu “Güçlü bir oyun” şeklinde tanımlayan 40 yaşındaki futbol adamı, “İstediğimiz, arzu ettiğimiz oynatmak istediğimiz oyun güçlü bir oyun ve oyuncular da bundan keyif alıyor. Bu oyunu doğru bir şekilde süreye yaymak lazım.
Türkiye Ligi’ndeki her takım bir oyun oynamaya çalışıyor. Başındaki teknik adamların ekipleri var, kendileri çalışıyor, rakibi analiz ediyorlar. Bir maçtan önce herkesin kendine göre bir sistemi var.
Sistematik çalışıyorlar, bizi analiz ediyorlar, biz onları analiz ediyoruz. Oyunun belli bölümlerinde görmek istediğim oyunu görüyorum ama bunu süre olarak yaymamız için biraz daha pratik etmemiz lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
“AYKUT KOCAMAN İLE AĞABEY-KARDEŞ İLİŞKİM VAR”
Emre Belözoğlu, Medipol Başakşehir teknik direktörü Aykut Kocaman ile ağabey-kardeş ilişkilerinin bulunduğunu aktardı.
Ligde Medipol Başakşehir ile oynadıkları mücadelenin son bölümünde Aykut Kocaman ile yan yana sohbet etmelerinin bazı kesimlerce eleştirilmesine değinen Belözoğlu, “Aykut hocayla 3 Temmuz’da kader birlikteliği yaptık. Camiamızın efsane futbolcusuydu. Teknik adam olarak şampiyonluk yaşadı. Kendisiyle iyi diyaloğum vardır, birçok konuda da kendisiyle fikir alışverişim olur.
Maçın bitmesine 17-18 saniye kalmış onunla yan yana gidip kendi fikirlerimle alakalı bir şey söylediğimde bunu bir tarafa çekmek veya konuşmak doğru değil. Buna cevap vermek de doğru değil.
Bunu görüp geçeceğiz. Bunlar futbolda belki Türkiye’de görülmemiş şeylerdir ama ben her teknik adamın yanına gidip oyunu konuşabilirim, zaten böyle de olmalıdır.
Her teknik adamın oyunu, oyunun nasıl gittiğini, nasıl geliştiğini oyunla alakalı kendi arasında konuşmalar yapmasında hiçbir problem görmüyorum.
Her maç yaşayacağım bir şey değildir zaten, Aykut Kocaman özelinde ağabey-kardeşlik ilişkimden dolayıdır ama konuştuğumuz şey oyun üzerinedir.” ifadelerini kullandı.
“OYNANMAMIŞ HİÇBİR MAÇA 3 PUAN YAZMAM”
Belözoğlu, hafta içinde gündeme gelen “Oynanmamış hiçbir maça 3 puan yazmam” ifadesine ilişkin ise “Mevcut puanımızı düşündüğümüzde Kasımpaşa maçını oynamadan oraya 3 puan yazamayız.
Bu, futbolun içinden gelmiş herkes için çok doğal bir söz. Aslında çok büyütülecek bir şey de söylemedim.
Futbol oynamış, futbolun içinde kalmış, herhangi bir yerinde bulunmuş herkes oynanmamış hiçbir maçın 3 puan olmadığını söyler.” şeklinde konuştu.
“BAZI ŞEYLER ONLARIN İSTEDİĞİ GİBİ GİTMİYOR”
Emre Belözoğlu, bir gazetecinin Ahmet Nur Çebi’nin açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusuna da “Ahmet başkanın, Sergen hocanın açıklamalarını tabii ki takip ediyoruz.
Bazı şeyler onların istediği gibi gitmiyor gibi görünüyor. Bu da normal bir reflekstir, camiayı bir tutmak, beraber tutmak için yapılan açıklamalar olduğu için ben kendi adıma anlayışla karşılıyorum.” diye cevap verdi.
“OYUNCULARIMLA İKİLİ İLİŞKİLERİMİN İYİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
Emre Belözoğlu, oyuncularla iyi ikili ilişkilere sahip olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Oyuncu grubunun çok iyi insanlardan oluştuğunu vurgulayan Belözoğlu, “Onların içinden geldim, geçen sene futbol oynuyordum. Sportif direktör olarak da oyuncuların içinde olduğum dönemler oldu tabii teknik adam kadar işin teknik kısmında olmasam da onların yanında oldum.
O yüzden oyuncularla ikili ilişkilerimin iyi olduğunu düşünüyorum. Ama sonuçta ben hiçbir zaman tek bir oyuncu üzerinden oyunu değerlendirmem. Tek bir oyuncu üzerinden oyunu kötülemem.
Tek bir oyuncu üzerinden de oyunu övmem. Büyük fotoğrafa bakarak söylediğimde elimde 24-25 tane çok net iyi oyuncu var. Oynatamadığınız zaman bunun sıkıntısını yaşıyorsunuz” diye konuştu.
“BEN 34-35 YAŞINDA KENDİMİ GELİŞTİRDİM”
Verdikleri kararların her zaman doğru olamayacağını anlatan Belözoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ben de futbolcuydum, ilk 11’de oynamadığımda bazen benim de ‘niye oynamıyorum’ dediğim zamanlar olmuştur. Onların da bu duyguyu yaşaması kadar doğal bir şey yok. Ama biz onları kazanmak adına, onlara doğruyu anlatmak adına çalışıyoruz.
Ben 34-35 yaşında kendimi geliştirdim, Başakşehir’e gittim oynadım orda da bir oyunu kafama oturtmaya çalıştırlar ve ben o anlamda kendimi geliştirdim.
Buradaki bütün takım arkadaşlarımızın içinde bulunduğu ortamı pozitif hale çevirdikten sonra bu oyunla kendilerini geliştirmelerini istiyorum. En küçüğünden en büyüğüne, kariyeri en azından en fazlasına kadar. O yüzden hepsiyle ilişkilerim iyi.
Ben bütün oyuncuları değerli buluyorum. Hiçbirini birbirinden ayırmıyorum, onlara da bunu net bir şekilde hissettirdiğimi düşünüyorum.”