Dağlık Karabağ savaşını kaybeden Ermenistan ordusunun Başbakan Nikol Paşinyan ve hükümetin istifasını istemesi ülke gündemine adeta bomba gibi düştü. Ermenistan Genelkurmay Başkanlığı, “Pozisyonumuzu teyit ediyoruz. İstifa çağrısı bir baskı neticesinde yapılmamıştır” açıklamasında bulunduktan sonra Paşinyan “Ordu, halka ve başbakana bağlıdır. Ermenistan’da zor bir durum var ancak çatışmaların yaşanmaması konusunda hemfikir olmalıyız” ifadesini kullandı ve ordunun istifasını istemesini ‘darbe girişimi’ olarak nitelendirip Genelkurmay Başkanı Onik Gasparyan’ı görevden aldı. En önemlisi hükümet destekçilerini başkent Erivan’daki Cumhuriyet Meydanı’nda toplanmaya çağırdı ve hareketlilik hâlâ devam ediyor.
Burada en dikkat çeken durum ise Rusya’nın almış olduğu tutum. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, “Ermenistan’daki gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz. Ancak yaşananlar, Ermenistan’ın içişleri meselesidir” açıklamalarında bulundu.
Peki Ermenistan bu aşamaya nasıl geldi? Şimdi neler olacak, bu olayın bölgedeki diğer ülkelere ne gibi yansımaları olur?
Bölge hakkında önemli çalışmaları bulunan ve doktora tezi Karabağ üzerine olan Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası ilişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran bugün yaşananları Hürriyet.com.tr için yorumladı.
1) Bugün yaşanan olaylar bekleniyor muydu?
Evet. Çünkü 27 Eylül‘de başlayıp 20 Kasım’da biten aşağı yukarı 45 gün süren Karabağ Savaşı’nda Ermenistan ordusu çok büyük bir yara aldı. Düşünün ordusunun yüzde 80’ini kaybetti. Ordu’nun elindeki silahların yaklaşık 5 milyon dolara tekabül edecek kısmını, tanklarını, zırhlı piyade araçlarını, askeri kamyonlarını, radar istasyonlarını, tanksavarlarını, insansız hava araçlarını, obüs toplarını, farklı çaplardaki toplarını, havan toplarını, el bombalarından tutun tüfeklerine kadar askeri malzemelerinin çok önemli bir kısmını kaybetti.
Hava Kuvvetleri’ne ait beş uçağı Azerbaycan ordusu tarafından düşürüldü. Savaşın sonunda da bu hezimete halk büyük tepki göstermişti. Hatırlayın üç ay öncesinde halk sokaklarda Paşinyan’ın istifasını istedi ve bu hezimetin askeri alandaki hezimetin sorumluluğunu Paşinyan’a yükledi. Fakat Paşinyan sorumluluğu kabul etmedi ve istifa etmeyi düşünmediğini bildirerek protestolara direndi. Emniyet güçlerini de kullanınca halk sokaktan çekilmek durumunda kaldı.
Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran
Fakat bu olayların bittiği anlamına gelmiyordu. Çünkü Paşinyan ve yönetiminden yani hükümetten rahatsız olan bir tek halk değildi. Halkla birlikte özellikle itibarı ile birlikte mevcudunun ve malzemelerinin çok büyük bir kısmını kaybeden Ermenistan ordusu da son derece rahatsızdı. Karabağ yenilgisinin sorumluluğunu, hiçbir sebep yokken Karabağ savaşını başlatan Paşinyan’a yüklüyordu. Dolayısıyla içten içe bir kaynama hem halkta hem de orduda seziliyordu. Beklenen bir gelişmeydi diyebilirim.
2) Ülkede ciddi bir hareketlilik var. Başbakan bunun darbe girişimi olduğunu söyledi ve halkı sokağa çağırdı. Bu ciddi bir desteğe dönüşür mü?
Paşinyan’ın az da olsa destekçileri vardır. Ancak unutmamak lazım ki halkın büyük bir kısmı Paşinyan‘ın aleyhindedir. Karabağ Savaşı’ndan dolayı halkın Paşinyan’a destek vermek için çok az bir taraftar grubunun dışında sokağa ineceğini ve darbe girişimini önlemeye çalışacağını düşünmüyorum. Ayrıca olay, sanki emir- komuta silsilesi içerisinde yapılmış bir hareket olarak karşımıza çıkıyor. Bu da demektir ki, ordunun içerisinden de Paşinyan hükümetine destek verecek unsurlar bulmakta zorlanacaklardır. Küçük çaplı ve kısa süreli bir çatışma yaşansa da sonunda Paşinyan’ın istifasını isteyen silahlı kuvvetlerin ve silahlı kuvvetlere destek veren sivil halkın amacına ulaşacağını beklemek mümkün.
3) Paşinyan’ın iktidarda kalma ihtimali var mı?
Sanmıyorum. Sivil halka üç ay önce direnmesinde kısmi bir başarı kazanmış olsa da, bugün durum farklı. Ermenistan’ın içinde bulunduğu durum daha karmaşık hale gelirse, bunun da sorumlusu olarak kendisi görülecektir. Bu da Ermenistan’ın daha da karışmasına sebebiyet verebilir. Dolayısıyla bir değişim şart gibi gözüküyor. Paşinyan da çok fazla direnemeyecektir. İktidarda kalmaya çabalasa ve her yolu kullanarak iktidarını sürdürmeye kalksa bile artık hem halkının gözünde hem de uluslararası kamuoyunun gözünde çok önemli bir itibar kaybına uğrayacaktır. Bu da Ermenistan başbakanının etkisini ve gücünü azaltacaktır.
4) Rusya’dan konuyla ilgili yapılan ilk açıklamada “Yaşananlar endişe verici, konu Ermenistan’ın iç meselesidir” dendi. Bu süreçte Rusya’yı nerede konumlandırmak lazım?
Biliyoruz ki Rusya’nın küçük bir müdahalesi ile olaylar her an durdurulabilir. Olayların önüne bu şekilde çok çabuk geçilebilir. Ancak anlaşılan o ki, Rusya bu olaya müdahale etmek istemiyor. Bu da anlaşılır bir şeydir. Zira Paşinyan iktidara geldiği andan itibaren Amerika ve Batı yanlısı bir politikanın içerisinde oldu.
Hatta Ermenistan‘ı mümkün olduğu kadar Rusya bağımlılığından kurtarma çabasına girişti. Tabi Rusya bunlardan son derece rahatsızdı. Hatırlarsanız Karabağ olaylarında da doğrudan bir müdahalede bulunmadı. Adeta Ermenistan’ın mağlup olmasını, Azerbaycan ile ilişkilerini biraz olsun düzeltmek, Türkiye ile ilişkilerine olumlu katkısı olur diye düşünerek Karabağ’ın ve Azerbaycan’ın işgal edilen diğer topraklarından Ermenilerin çıkmasını bekledi.
Barış görüşmeleri için araya girmesi, tarafların savaş halini durdurması ise ancak bu kurtarma operasyonlarından sonra olmuştur. Bu da Paşinyan’a bir destek değil, aksine Rusya’nın devre dışı bırakılması halinde Ermenistan’ın başına neler geleceğini hem Ermenilere hem de Paşinyan yönetimine göstermek anlamını taşır. Olaylardan sonra hâlâ Paşinya’nın iktidarını sürdürmesi Rusya açısından arzu edilen bir şey değil. Bu nedenle Rusya’nın olaylara doğrudan müdahale etmeyeceğini, uzaktan izleyeceğini ve Paşinyan hükümetinin gitmesinden memnun olacağını söyleyebiliriz.
5) Ordu yönetimi ele geçirirse Ermenistan’ın iç ve dış dinamiklerinde neler olur?
Ordu’nun Ermenistan’da yönetimi ele geçirmesi demek aslına bakarsanız Rusya’nın zaten etkili olduğu bir coğrafyada etkisini daha çok arttırması anlamına gelir. Bu durumda da Ermenistan’ın batı ile olan batıya dönük ilişkileri zarar görecektir. Ermenistan daha çok Rusya’nın müdahalesine açık hale gelecektir. Muhtemelen olaylardan sonra oluşacak yeni hükümet de Rusya destekli ve Rusya’nın müdahale ve kontrol edebileceği bir yönetim olacaktır. Bu durum bütün bölgeyi etkiler. İran, Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’da etkileri görülür. Nasıl etkiler derseniz, onu şimdiden söylemek zor. Bunun cevabını biraz gelişmelere bakarak vermek lazım. Ama Paşinyan döneminden çok farklı bir Ermanistan göreceğimiz kesin…
6) Eğer bu süreçten Paşinyan galip çıkarsa, bundan sonra neler yaşanabilir?
Galip geleceğini sanmıyorum ama varsayalım bu olayları atlattı. Paşinyan ciddi baskılarla karşılaşır. Rusya’nın daha çok işin içinde olduğu bir biçimde müdahale ettiğini görebiliriz. Özellikle Rusya yanına hem Ermenistan silahlı kuvvetlerini hem de Paşinyan muhalifi sivilleri alarak Paşinyan‘ın iktidarda kalmasının önünü kapatacaktır. Aslında bu olaylara biraz da Azerbaycan açısından da bakmak gerekir.
7) Ordunun yönetime geçmesi ya da Paşinyan’ın devam etmesi durumunda, Azerbaycan’a ne gibi yansımaları olur?
Sadece Azerbaycan değil Türkiye açısından da oldukça önemli. Hem Türkiye hem Azerbaycan olayları dikkatle izlemeli ve mutlaka teyakkuzda bulunmalıdır. Ayrıca Rusya ile de temas halinde bulunulmalı ve olayların şekillenmesine, mümkünse katkı verecek konumda olmak gerekir. Paşinyan görevde olsa da, görevden ayrılsa da hatta onun yerine başka biri göreve gelse de bu durumun Türkler için önemli sonuçları olur. Şimdiden hem Türkiye hem Azerbaycan; Karabağ konusunda, Azerbaycan’ın işgalden kurtarılan topraklarının durumu konusunda ve savaşın sonunda yapılan anlaşmalara sadık olma, anlaşmaların arkasında durma konusunda kararlı olduklarını net olarak ortaya koymalı ve bunu hem Ermenistan yetkilileriyle hem de Rusya yetkilileriyle her fırsatta görüşmeli ve görüşlerini bildirmelidirler. Daha Karabağ Savaşı sırasında, Rusya’nın, Paşinyan’dan sonra iktidara gelecek kimseleri belirlemek düşüncesiyle Koçaryan dahil Paşinyan muhalifleri ile görüştüğü basında yer almıştı.