İçinden geçilip gidilen büyük yerleşim alanlarına ‘şehir’ desek de, içinden hızla geçilip gidilemeyen, merak uyandıran, keşfedilmeyi bekleyen, birikim sahibi ve geçmişini bizimle paylaşan büyük yaşam alanlarına ‘kent’ diyoruz. Demeliyiz de… Kırsalından tutun da en kalabalık caddesine kadar, uzun yılların getirdiği birikimi görmek ve hissetmek isteyenlerle paylaşan bir kent Eskişehir. Göçmen kuşlar ve güzel havalar burada soluklanmadan yollarına devam etmez. Bir ucunda bozkır türküsü çınlarken öte ucunda Ege türküleri çalınır kulaklara. Bir ucunda Sakarya nehri bir kolunu uzatır kentin içlerine doğru, bu kolun adı Porsuk Çayı’dır. İlgi, ihtimam gösterildiğinden beri bu çay kentin en âlâ simgelerinden biri oldu. Çünkü suyun ‘hayat ve emek’ demek olduğu ancak son yıllarda bir usta öğretmen tarafından gösterildi Eskişehirliye. O öğretmen, akademisyenliği dışında hem heykeltıraş hem de çok iyi bir bahçıvan. Eskişehir’e nefes aldıran Porsuk ve âlâmeti fârikası olan söğüt ağaçları, sarıp sarmalayıp uzanır büyük ve güzel bir parka, Kentpark’a…
Bu yeşil ovanın kapısından girer girmez, birbirinden farklı üsluplarda yapılmış heykeller karşılar sizi. Onların estetiğini incelerken ülkenin en mutlu çocuk seslerini dinlersiniz çünkü parkın her alanı önce çocuklar düşünülerek tasarlanmıştır. Kadim Porsuk Çayı’nın ince bir kolu, bu güzel seslerin arasından akarken parkın içindeki bütün balıklara nefes verir. O balıklar ki, Çin efsanelerinde en büyük nehirleri aşınca ejderhaya dönüştüğü inanılan koi balıklarıdır. Japon kültüründe kutsal sayılan, içinde bulundukları su kütlesine göre büyüklüklerini ayarlayabilen, sahibini tanıyan rengârenk balıklardır. Devasa havuzlarda kendilerine muazzam bir yaşam alanı oluşturmuşlardır. Bir yerde çocuklar mutlu ise hayat –bütün sıkıntılarına rağmen- güzeldir ve bu güzel anları paylaşılmak için bekler.
O çocukların mutluluğu az ötede masmavi plajda güneşlenen insanlara huzur verir. Evet, “Plaj’ dedim. Ülkenin ilk yapay plajı da masmavi bir boncuk gibi bu parkın içindedir. Yaz aylarında güneşle hemhâl olmak isteyen herkes usulca geliverir buraya. Suyun Porsuk’tan arıtılarak verildiği plaja kamyonlar dolusu gerçek deniz kumu getirilmiştir. Arıtma ve temizlik işlemi her an aksatılmadan yapılır, güvenliği de sıkı çalışmaktadır. Gönül rahatlığıyla ailenizle gidip bu masmavi ‘deniz’de güzel vakit geçirebilirsiniz. Plajın hemen yanında yer alan yarı olimpik açık havuzda da yüzme şansınız var. Şezlongunuzu kiralamak, havlunuzu serip serinlemek öyle düşündüğünüz gibi pahalı değil üstelik. Kentpark’ın içinde bulunan kafe ve restoranlarda da bütçenize göre mutlaka bir yer bulursunuz.
Sabah koşularınızı ve açık alanda kurulu parkurlarda sporunuzu yapmak için harika bir yer. Çeşit çeşit bitkilerin ve ağaçların serinliği etrafınızı sarıyor her an. Düşünsenize, az ötenizde bir havuzda koi balıklarıyla birlikte bir de kuğu yüzmekte. Uzakta bir midilli koşturuyor ve sesini duyuyorsunuz. Yeşil başlı bir ördek kanat uçlarını Porsuk’a değdirerek uçuyor, salkım söğütler suya eğiyor saçlarını. Eskişehir’de sadece Kentpark’ta değil kentin her yerinde çocukların mutluluğu ön plandadır.
Kentin bir köşesinde yükselen masal şatosu ile yine masalların masalı olan parklar uzaktan bakışırlar. Çocuklar akşam uyurken mutlaka bu masal diyarlarını hayal ederler. Bu kentte ‘yeşil bir huy’ vardır, kaldırımları dahi o rengin çeşitleriyle tasarlanıp boyanmıştır. Ben bisikletimin sepetine doldururken bu yemyeşil ve masmavi kenti, peşimde uçan serçelerle Frig Vadisinden Kentpark’a doğru akan şarkıları dinliyorum. Sizler de bisikletlerinize binin ve bir şehrin nasıl bir ‘kent’ olduğunu görün.
Eskişehir plajı, yaz sezonu boyunca 10.00–18.00 saatleri arasında, 18 TL karşılığında hizmet veriyor.