Cengiz Semercioğlu: Doğum yapıp sahneye çıkan da var, fit görüntüsünü kaybetmeyen sanatçı da… Kilo alıp bunu umursamayan da… Annelik üzerinden bunu tartışıp şu doğru ya da bu doğru diyemeyiz.
Her annenin kendi bileceği iş ve aldığı karara da saygı duymak zorundayız. Çünkü annelik tartışılacak bir şey değildir. Bu yüzden Fahriye’nin doğum kilolarını tartışmak da manasızdır.
Onur Baştürk: Büyük haksızlık yapıldı. Doğumdan hemen sonra hemen eski kilosuna ve fitliğine dönmek zorunda değil Fahriye Evcen. Sonuçta yeni bir projesi yok, setlerde olması gerekmiyor. O zaman neden bu dönemini telaşlı geçirmek zorunda kalsın? Çocuğuyla ilgilenmesi şu an onun için daha önemli. Eleştiriler acımasız ve empatiden yoksundu maalesef.
Ömür Gedik: Bebek ve annelik söz konusu olduğunda iş, güç, oyunculuk, şarkıcılık önemini yitiriyor.
Süt veren her annede olması gerektiği gibi Fahriye de zayıflama derdine girmeden bebeğinin sağlığını düşünerek hareket etmiş ve bu davranışıyla eleştiriyi değil kocaman bir alkışı hak ediyor.
“Önce bebeğim, önce çocuğum” diyen her anne güzeldir, Fahriye de ayrıca bu haliyle çok hem de çok güzel görünüyor.
Onur BAŞTÜRK – Ömür GEDİK – Cengiz SEMERCİOĞLU
Volkan Konak yıllardır karavanda yaşıyor
Şevval Sam, Ömür’e verdiği bayram röportajında “Mülk edinmek istemiyorum karavana yerleşmek istiyorum” dedi. Karavanla dünyayı dolaşmak istediğini açıkladı. Bir şehirli bunalımı mı bu yoksa Şevval yapabilir mi?
Cengiz Semercioğlu: Bunu yapan var, Volkan Konak yıllardır karavanda yaşıyor, her yere karavanla gidiyor.
Şevval de bunu yapabilecek çünkü hayata bakışı tüketmek üzerine kurulu değil.
Doğaya, insana, hayvana saygılı bir yaşam sürmenin önemini kavramış sanatçılardan biri.
Evinde televizyon bile yok Şevval’in, karavanda da çok mutlu yaşar…
Onur Baştürk: Şevval Sam büyük konuşmuş ama bence yapabilir. Çünkü bunu gerçekleştirebilecek yegane ünlülerden biri.
Ama mülk edinmek istemiyorum derken, “Bu saatten sonra mülk edinmek istemiyorum” demek istedi herhalde. Hiç mi mülkü yok yani?
Ömür Gedik: Maddeye, mala, mülke bağlı yaşamdan uzaklaşmak en büyük özgürlük.
Bunu yapabilmek kolay değil ama özümseyerek yapabilene mutluluk getireceği de kesin.
Şevval’inkinin şehirli bunalımı değil, bir farkındalık olduğunu düşünüyorum.
Belki hemen olmayabilir ama bir gün bu dediğini yapacaktır.
Tepki aldıkları için böyle davranıyorlar
Sıla’yla Hazer Amani birlikte görüntülenmelerine rağmen hâlâ basından kaçıyor olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz. En son Bodrum’daki konseri sonrasında görüntü vermemek için özel çaba sarf ettiler ve öyle VIP minibüse bindiler. Bu birlikte fotoğraf vermeme meselesi neden kaynaklanıyor?
Cengiz Semercioğlu: Sıla’dan kaynaklanıyor bu durum çünkü aynısını Ahmet Kural’la ilişkisinin başında da yaşamıştı. Beraber oldukları bilinmesine rağmen aylarca medyadan kaçmışlardı. Şimdi Hazer’le birlikte aynı şeyi yapıyor. Gereksiz bir kaçış mücadelesi, kaç kaç nereye kadar…
Onur Baştürk: Anladığım o ki yan yana poz vermek istemiyorlar, ama eninde sonunda bir yerde yakalanırlar. Hem ne gerek var ki bu kadar gizlenmeye filan? Aslında güzel, şık bir poz verseler, her şeyin en başında, arabanın içinde kafa kafaya sızmış görüntülerini de unutturmuş olacaklar.
Ömür Gedik: Tepki aldıkları için böyle davranıyorlar. Birlikte görüntülendikleri her karenin ikisinin de algısına zarar vereceğini düşündükleri için bir süre daha böyle devam ederler herhalde.
Bu kaprisi yapabilmesi için 40 fırın ekmek yemesi lazım
Defne Samyeli, Cenk Eren, Yaşar, Deniz Seki ve Ayta Sözeri’yle aynı afişte yer almayacağını söyledi. Bunun üzerine sahneye çıktığı Alaçatı Grande Cabaret, Defne’nin tekli afişlerini hazırlatarak Alaçatı sokaklarına astı. Defne Samyeli’nin bu kaprisini Magazin Konseyi tartıştı…
Ömür Gedik: İddia doğruysa eğer Defne’nin ya da menajerinin yaptığı ayıp. Toplu afiştekilerin her biri değerli isimler. Ayrıca eğer bir şarkıcı bir yerde sahne alan diğer isimlerle birlikte anılmak istemiyorsa o mekanda hiç çalışmaması gerekiyor.
Cengiz Semercioğlu: Defne’yi severim, TV, müzikal, oyunculuk kariyerinde 30 yıla yakın zamandır çoğunlukla destekledim kendisini, sahneye de çok yakıştırıyorum… Ama bu kaprisi yapması için 40 fırın ekmek yemesi lazım daha. Defne 30 yıllık kariyerini Cem Yılmaz’la yapmadı, o yüzden Cem’e sırtını dayayarak bir şey yapmasına hiç gerek yok.
Onur Baştürk: Defne Samyeli gerçekten böyle bir istekte bulundu mu bilmiyoruz, emin değiliz. Mekana sormak lazım olup biteni. Ama eğer gerçekse manasız tabii. Bu tarz gazinovari kaprisler elbette demode günümüzde.
Gülşen daha estetik ve klas
Gülşen’in dans videosunu nasıl buldunuz? Hadise’nin videosundan sonra moda mı oldu bu videolar? Gülşen’in kıyafetini beğendiniz mi?
Onur Baştürk: Hadise’nin videosunun hemen ardından Gülşen’in de benzer bir video çekmesi hiç olmadı. Resmen Hadise’yi taklit etmiş oldu Gülşen. Ondan daha yaratıcı bir şey beklerdim.
Ömür Gedik: Gülşen’in dans videosunu gayet klas ve estetik buldum. Bu tip videoların moda olduğu bir gerçek. Ama bu kadarı yeter, daha fazla moda olmasınlar demekten de alamıyorum kendimi.
Cengiz Semercioğlu: Ben kıyafetini de dansını da beğendim, Hadise’nin danslarının yanında çok daha fazla estetik durmuş. Tabii sahne öncesi bu dans videolarını başlatan Hadise oldu. Ama Gülşen’in videosu Hadise’ninkinden iyi oldu…
Hadise’ye gelene kadar say say bitmez
Hadise, Açıkhava konserinden sonra paylaştığı fotoğraflarının altına “mekanın sahibi geri geldi” yazınca tartışma başladı. Bülent Ersoy, “O mekanın sahibi Tarkan beyefendi ve Ebru Gündeş’tir” dedi. En son Yıldız Tilbe “sahne babasının malı değil” diye çıkıştı Hadise’ye. Magazin Konseyi bu tartışmayı değerlendirdi.
Ömür Gedik: Bülent Ersoy doğru söylemiş. Yıldız Tilbe de haklı. Hadise sanırım bu cümleleri konuşulsun diye kuruyor.
Harbiye’de mekanın sahibi denildiğinde akla gelen kişinin kendisi olmadığını biliyordur herhalde.
Onur Baştürk: Hadise espri yapmış, diğerleri de ciddiye almış. Hadi ben de ciddiye alıp el yükselteyim; o mekanın (yani Harbiye’nin) esas sahibi Sezen Aksu’dur. O çıksa ortalık dağılır, nokta.
Cengiz Semercioğlu: Kusura bakmasın da Hadise’ye gelene kadar Açıkhava’da mekanın sahibi olarak sayacağımız 5 değil, 10 isim çıkar. Bülent Hanım’ın dediği gibi Açıkhava’da mekanın sahibi Tarkan’dır…
Ebru Gündeş’tir, Sıla’dır, Candan’dır, Şebnem’dir, Kenan’dır…
Hadise’ye gelene kadar say say bitmez. O yüzden içi boş megalomanlık komik kaçıyor…