Katılım bankaları bu yılın ocak-şubat döneminde 6.6 milyar liralık sukuk (kira sertifikası) ihracı gerçekleştirdi. 2019 yılında 40.4 milyar liralık ihraç gerçekleştiren katılım bankalarının son 8 yılda toplam sukuk ihracı tutarı 82.1 milyar liralı geçti.
Sektör temsilcileri, uluslararası para piyasalarında ve Türk ekonomisinin kalkınmasında önemli bir aktör hâline gelen, her yıl büyüme ivmesini daha da arttıran katılım bankacılığı için sukuk ihracının önemli bir gelir kaynağı hâline geldiğini söylüyor. Türkiye’de ilk kez 2010 yılında Kuveyt Türk Katılım Bankası’nın girişimiyle başlayan kira sertifikası ihracının piyasaya sunulduğu ilk andan itibaren büyük ilgi gördüğünü belirten uzmanlar, “Bankanın başlattığı bu girişimin ardından Albaraka Türk, Emlak Katılım, Türkiye Finans, Vakıf Katılım ve Ziraat Katılım gibi diğer katılım bankaları da faizsiz kazanç hassasiyeti taşıyan müşterileri için kira sertifikası ihracını kullanıma aldı” dediler.
DÜZENLİ TALEP TOPLANIYOR
Uzmanlar, 2020 yılı itibarıyla 10 yıl gibi kısa bir süredir kullanımda olan kira sertifikası ihracının gerek işletmeler gerek ise bireysel kullanıcılar tarafından büyük ilgi görerek, katılım bankacılığı endeksleri için vazgeçilmez bir unsur olduğuna da değinerek, şunları söyledi: “Katılım bankaları tarafından düzenli periyotlarla talep toplama işlemleri gerçekleştirilen ve belirlenen vade sonunda kullanıcısının hizmetine açılan kira sertifikası ihraçları geçen yılda da Türk ekonomisine katkı sağlamaya ve tüketicilerin yanında olmaya devam etti. Bu katkı rakamlar üzerinden incelendiğinde, 2020 yılı Şubat ayı itibarıyla katılım bankalarının toplamda 82.1 milyar liralık kira sertifikası ihraç hacmi bulunduğu görüldü. Ayrıca katılım bankalarının iştiraki olan varlık kiralama şirketleri, piyasadaki özel şirketlerin 1.7 Milyar TL tutarında fon sağlamasına aracılık etmiştir.
KİRA GELİRİ HAKKI
Uzmanlar, sukuk çeşitlerine de değinerek, farklı yapılarda ihraç edilebildiğini; ‘yönetim sözleşmesine’, ‘sahipliğe, ‘alım-satıma’, ortaklığa’ ve ‘eser sözleşmesine’ dayalı olmak üzere birden çok nitelikte ihraç edilebildiğini vurgulayarak, Türkiye’de en sık kullanılan sukuk çeşidinin yönetim sözleşmesine dayalı sukuk olduğunu bildirdiler. Uzmanlar, sözlerini şöyle sürdürdüler:
“Türkiye’de faaliyette olan tüm katılım bankaları tarafından müşterilerinin kullanımına sunulan ve en çok kullanılan yönetim sözleşmesine dayalı sukuk, kaynak kuruluşa ait varlık veya hakların (gayrimenkul, finansal kiralamaya konu makine, teçhizat vb) vade boyunca kiralanması da dahil olmak üzere VKŞ lehine yönetilmesi neticesinde elde edilen gelirlerin sözleşme hükümleri çerçevesinde VKŞ’ye aktarılması amacıyla ihraç edilen kira sertifikalarıdır. Yatırımcılar kira sertifikalarını, aracı kurum /yetkili yatırım kuruluşları üzerinden, vade tarihinden önce alıp satabilirler.”
FAİZSİZ SERMAYE PİYASASI ÜRÜNÜ
Sukuk, devlet ve şirketlere finansman sağlama amacıyla ihraç edilen, bir varlığa sahip olmayı veya ondan yararlanma hakkını gösteren, yatırımcısına belirli periyotlarda sabit veya değişken getiri sağlayan, ikincil piyasalarda alım satıma konu edilebilen faizsiz sermaye piyasası ürünü olarak tanımlanıyor. Dünyada ise özellikle Asya ve Körfez ülkelerinde yaygın olarak kullanılan sukuk, şer’i hukuk (din kurallarına dayalı hukuk sistemi) prensiplerine uygun olarak hazırlanan, islami/faizsiz bono olarak da adlandırılıyor.
Sukuka yatırım yapan gerçek veya tüzel kişi yatırımcılar, sukuk ihracına konu dayanak varlıklar ve bu varlıklardan doğan gelirler üzerinde payları oranında hak tesis ederler. Kira sertifikaları, yurt içinde ve yurt dışında varlık kiralama şirketleri (VKŞ) veya özel amaçlı şirketler tarafından ihraç edilmektedir.
SUKUK İLE BONO FARKI
Bono, faizli borca dayalı ve gelirin İslami finansa aykırı şekilde elde edilebildiği, kazancın sabit olduğu bir sertifika türü. Değişken olmayan getiri ve faiz taşıyan bu kazanç şekli ise İslam hukukunda yasaklanmıştır. Bu nedenle katılım bankaları, İslami ekonomiye uygun olan sukuk sistemi ile müşterilerine hizmet verir. Faiz ödemeyi veya faiz masrafı yüklemeyi yasaklayan bu kullanıma, sektördeki danışma kurulu üyeleri tarafından onay verilmiştir. Sukuk, bonodan farklı olarak bir borçlanma yapısı değildir. Temelinde mutlaka bir dayanak varlık bulunur. Sertifika sahibine ise dayanak varlıktan doğan gelirden istifade etme hakkını tanınır. Söz konusu gelir de yine, faizsiz bankacılık prensiplerine uygun olarak elde edilir. Bir diğer fark ise sukuk yatırımcılarının, sağlayacağı nakit akışını nereye aktaracağını kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşmak zorunda olmasıdır. Böylece haksız kazancın önüne geçilerek, ihraç edilen bütün sertifikaların temelinde gerçek bir ticari ilişki ve gözle görülebilir bir maddi gerçeklik güvencesi sağlanır.