Fenerbahçe bu sezon evinde beşinci kez yenildi. Kadıköy’de kolay kolay maç kaybetmeyen Fenerbahçe bu sezon bu özelliğini kaybetti. Ligde Beşiktaş ve Galatasaray’ın dışında Konya ve Yeni Malatya kaybeden Kanarya; Hatay’la da berabere kalırken Ülker Stadı’nda tam 14 puan kaybetti.
Evinde G.Saray’a karşı son 2 maçını da kaybeden F.Bahçe ezeli rakibine Mart 1988’den bu yana iç sahada sahada ilk kez üst üste 2 kere kaybetti.
Kanarya dün de kupada saha avantajını kullanamadı ve Başakşehir’e elendi. Karşılaşma esnasında ve sonrasında eleştiri oklarının hedefindeki isim ise oynattığı futbolla Erol Bulut oldu.
Son haftalardaki kötü oyun Başakşehir karşısında da devam ederken sarı lacivertlileri oyunu rakip sahaya yıkamadı. Fenerbahçe’de özellikle Attila Szalai performansıyla büyük beğeni topladı. Sonradan oyuna giren Osayi-Samuel ve Enner Valencia sarı lacivertlileri oyunda tutmaya çalıştı. Lemos’un 45’te gördüğü kırmızı kart sonrası dağılan sarı lacivertliler ikinci yarının belli dönemlerinde pozisyonlar yakalayıp Valencia ile golü bulsa da sonuca gidemedi.
Yazarımız Uğur Meleke de Kadıköy’de oynanan mücadeleyi köşesinde değerlendirdi. Meleke, “Hayatımda bir büyük takım teknik direktörünün, bölüm bölüm dahi olsa önde baskıya oyuncu göndermekten bu kadar çekindiğine şahit olmamıştım.” sözleriyle Erol Bulut’u eleştirdi.
Uğur Meleke: İki kişiyle önde (göstermelik) baskı
Bu sezon Türkiye Kupası önceki yıllara göre sanki bir tık daha ciddi, bir tık daha eğlenceli. Bunun da iki temel sebebi var: Birincisi, tek maçlı eliminasyon düzeni her bir müsabakanın nabzını artırdı. İkinci önemli sebep de, Türk futbolunun tek Avrupa Ligi biletinin bu kupadan alınacak olması. Yeni sistemde ligden Avrupa Ligi bileti hakkımız yok. Avrupa Ligi’nde gruplara kaldığınızda 3 milyon Euro, bir galibiyet aldığınızda 570 bin Euro ödül söz konusu.
Günün ekonomik koşulları içinde gayet iyi ödüller bunlar. O yüzden de bu sezon bu kupayı kazanmak bir derece daha değerli.
TIPKI GALATASARAY MAÇI GiBiYDi
Dün iki takımın 120 dakikalık mücadelesinde de bu tutkuyu hissettik doğrusu. Erol Bulut maça as/yedek karması güçlü bir 11’le başladı, en uçta Cisse’yi, arkasında Thiam’ı kullandı. 11’e 11 olan bölümde Fenerbahçe oyuna biraz daha fazla hükmeden taraftı ancak bu 40 dakika özelinde bir detayın altını çizmek gerek:
Başakşehir dün ısrarla geriden pasla çıktı. Doğal olarak da Fenerbahçe’nin önde baskısını beklediler. Ancak enteresandır, Fenerbahçe önde baskı konusunda pek istekli değil. Galatasaray karşısında 1-0 geriye düştükten sonra da aynı şeyi düşünmüştüm.
BÜYÜK TAKIM GiBi OYNAMAYI BiLMELiSiNiZ
Siz bir büyük takımsanız, gole ihtiyacınız varsa, belli bölümlerde de olsa önde istekli bir baskı yapmalısınız. Ancak Erol Bulut takımları öne organize baskı yapmak için gelmiyor, sadece en uçtaki ikiliyi iki stopere gönderiyor göstermelik olarak. Galatasaray karşısında Mert-Samatta, Donk-Marcao’ya göstermelik bir baskıya gidiyorlardı. Dün de Cisse-Thiam verdiler bu görüntüyü. Öndeki ikili baskıya giderken arkalarındaki dörtlü asla yaklaşmıyor, dolayısıyla o pres göstermelik olmaktan da öteye gitmiyor. Erol Bulut gerçekten enteresan bir teknik adam. Hayatımda bir büyük takım teknik direktörünün, bölüm bölüm dahi olsa önde baskıya oyuncu göndermekten bu kadar çekindiğine şahit olmamıştım.
Maç 11’e 10’a döndükten sonra pek tabii ki kolay değildi Fenerbahçe’nin işi. Harun iki golde de hatalıydı. Sosa, Gökhan, Mesut fiziksel olarak üst seviyede değiller.
120 dakikaya uzayan ve 10’a 11 oynanan bir maçta da doğal olarak fizik kalite belirledi skoru.