DÜŞMANIN KILICINI KUŞANANLAR
Nasıl ki 4-5 tane radikal dindar gencin veya radikal solcunun bir evde toplanıp, “gidelim şurayı bombalayalım” demesiyle terör gerçekleşmezse, gerçekleştirebilmek için mutlaka büyük devletlerin istihbarat örgütlerinin lojistik desteğine ihtiyaç duyarlarsa, 5-10 tane emekli amiralin de bir evde toplanıp “hadi bir gece yarısı hükümete muhtıra gibi bir bildiri yayınlayalım” demesiyle muhtıra yayınlanmaz. Yayınlanması için onların sayısını yüze çıkaran, destekleyen, güven veren bir örgüt olmalıdır. Bu basit bir “fikir beyanı” olamayacağı gibi, üç-beş emeklinin kendi kendine karıştıracakları bir halt da değildir. Özellikle de ortada gerçekten Montrö diye bir tartışma konusu bile yoksa.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “Güya bize muhalefet yapmak adına Türkiye Cumhuriyeti Devleti kimliğine sahip olduğu halde gavurun kılıcını sallayarak üzerimize gelenleri gördükçe de üzülüyoruz.” cümlesini bilhassa bu açıdan okumak gerekir.
Araştırdıkça ortaya çıkıyor ki bu Montrö “zevzekliği” bugün ortaya atılmış bir şey değilmiş. ABD bu konuyu muhalefetten muteber saydığı kişilerle çok önceden konuşmuş.
ABD, Rusya’nın sadece Suriye’deki değil, Doğu Avrupa’daki hareketlerinden de rahatsız, Kırım gibi bir limanı tamamen Rusya’ya kaybettikten sonra sırada Ukrayna var. Daha dün ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı “saldırgan ya da pervasız” bir şekilde hareket etmesi halinde bunun bedeli ve sonucu olacağı uyarısında bulundu.
ABD’nin bir anlamda bize güvenmeyip, Yunanistan’da sınırımıza yakın yeni bir askeri üs kurmasının ardında Karadeniz’e bir uçak gemisi salma hayali olduğunu herkes biliyor.
ABD’nin çıkarları Karadeniz’de askeri hakimiyet kurmak olabilir ama bunun için NATO’yu arkasına almak isterse durum hakikaten sarpa sarar. Bir kere biz Rusya ile bir kavga istemeyiz, Rusya bizim için eskisi gibi bize rejim ihraç etmeye çalışan siyasi bir rakip değil. Epey hacimli ticari ilişkilerimiz var, zaman zaman da Rus turistler Almanları geride bırakıp birinciliği ele geçiriyorlar. Dolayısıyla ABD’nin gül hatırı için Rusya ile başımızı belaya sokamayız. Nitekim İran konusunda da Birleşmiş Milletlerin kabul ettiği yaptırımlar dışında ABD’nin yaptırımlarına uymadığımız için hali hazırda Halkbank’ımıza bir saldırı sürüyor. Hatta bugün dava tekrar başlıyor.
Öte yandan NATO’nun diğer üyeleri, özellikle de Almanya ABD’nin Karadeniz’deki üçkağıtlarına ne kadar razı olur bilinmez.
Kısacası ABD iki kutuplu dünyada olduğu gibi kolayca bir düşman yaratıp NATO’yu arkasına alamaz.
ABD’nin Karadeniz’deki planları nelerdir? Montrö bunun neresinde yer alır, kimler ABD’nin kılıcıyla üstümüze gelir, hükümet bunları gayet iyi bilmektedir.
Özetle, bu muhtıra girişimi üç beş emekli paşanın zevzekliği değil, örgütlü bir kalkışmadır ve öyle ele alınmalıdır. Hükümet, “ya ben zaten okumadan imzaladım” diye kıvırtanlara da CHP’nin gündem değiştirme çabalarına da müsamaha göstermemelidir. Çünkü bu konu hızla Türkiye’nin dış ilişkilerinin en önemli gündemi olmaya doğru ilerlemektedir.
@kalemciler