Filistin Devlet Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, Aksa’daki statükoya dokunulmasının sonuçları konusunda İsrail’e uyarıda bulunuldu.
Açıklamada, İsrailli Bakan Erdan’ın çağrısına ilişkin, “Filistin halkı ile Arap ve İslam ümmetinde infial yaratmayı ve endişeleri artırmayı amaçlayan bu açıklamaları kınıyoruz.” denildi.
Mescid-i Aksa’nın kırmızı çizgi olduğu ve ona dokunulmasının kabul edilemeyeceği vurgulanan açıklamada, İsrail’in işgal altındaki Kudüs’teki kutsal yerlere, özellikle de Aksa’ya yönelik saldırılarının sorumluluğunu üstlenmesi gerektiği kaydedildi.
Açıklamada ayrıca, uluslararası toplumdan İsrail’e girişimlerini durdurması için baskı yapması istenerek, aksi halde kontrol edilemez bir yola girileceği ve riskli sonuçları olacağı ifade edildi.
İsrail Kamu Güvenliği Bakanı Erdan dün Yahudilerin de ibadet etmesi için Mescid-i Aksa’daki statükonun değiştirilmesi gerektiğini söylemişti.
Harem-i Şerif’teki statüko, Osmanlı döneminden bu yana Kudüs İslami Vakıflar İdaresindeki Mescid-i Aksa’da sadece Müslümanların ibadet etmelerine izin veriyor.
Her ne kadar Tel Aviv rejimi Harem-i Şerif’teki statükoya saygı duyduğunu iddia etse de Ürdün’e bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi bu iddiayı reddediyor ve İsrail’in yetkilerine müdahale ettiğini vurguluyor.
KURBAN BAYRAMI’NIN İLK GÜNÜNDE MESCİD-İ AKSA’DAKİ FİLİSTİNLİLERE SALDIRI
Arife ve Kurban Bayramı’nın ilk gününe tekabül eden Teşa BeAv yas ve oruç günü dolayısıyla Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemek üzere daha önce İsrail polisinden izin talep eden fanatik Yahudiler, bayramın ilk günü gruplar halinde Aksa’nın avlusuna girmişti.
Fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya baskınlarını engellemek isteyen Filistinlilere İsrail polisi Harem-i Şerif içinde müdahale etmiş ve 61 Filistinliyi yaralamıştı. Yaralı Filistinlilerden 15’i hastanelere kaldırılmıştı.
KUDÜS İSLAMİ VAKIFLAR İDARESİNİN EGEMENLİĞİ İHLAL EDİLİYOR
Mescid-i Aksa ve Kudüs’teki vakıflar, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994’te imzalanan barış antlaşmasına göre, Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-i Aksa’yı ziyaret eden Yahudiler, 2003’ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail’in tek taraflı kararı çerçevesinde polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.
İsrail makamlarının bu tek taraflı kararını tanımayan Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğini ihlal edici bu tür girişleri baskın olarak tanımlıyor. İşgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu’s Sahra Camisi’nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, sözde “Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu” iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor, Mescid-i Aksa’da kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.