FİLİZ Akın, İstasyon adlı dergi için Bircan Usallı Silan’ın sorularını yanıtladı. Geçtiğimiz yıllarda kanser ve yüz felci atlatan ünlü oyuncu, sağlık durumunu şu sözlerle anlattı: “İyiyim, daha da iyi olacağım. İzmir depreminde o Elif bebeğin o kurtarıcısının parmağını tuttuğu gibi tutundum yaşama. 91 saat enkaz altında kaldıktan sonra ambulansa giderken bir oyun parkındaymış gibi gözleri gülen Ayda’nın bakışlarıyla bakıyorum hayata. Her şeye rağmen moralim daha iyi. Bazen bir kardelen, bazen bir sokak kedisinin bakışıyla beni takip etmesi, bazen bir martının dik başıyla mağrur, gururlu evin balkonunda dolaşması bile beni mutlu etmeye yetiyor.”
AKLIMDA PEK ÇOK HİKÂYE VAR
Filiz Akın, “Sinemayı özlemediniz mi? Erken bırakıp gitmediniz mi?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Hayır, özlemedim. Ben sinemanın bana taktığı; o sevgi, saygı, güzelliklerle anımsanma tacını öyle değerli buluyorum ki. Sinemayı gerçekten çok ama çok seviyorum.
Biz sevgi, saygı, mutlu sonlar, fedakârlıklar üzerine hayatlar sunduk seyirciye. Onlar da bu filmleri çok sevdiler. Görevimin bittiğini hissettiğim an ise sinemaya veda ettim. Ama sinemada kalan arkadaşlarımla hep gurur duydum. Şimdi aklımda pek çok hikâye var, belki bu hikâyeleri anlatırım birilerine.”
Yeni kitap geliyor
Filiz Akın yakında “Hayatın Provası Yok” adlı yeni kitabının okuyucularla buluşacağını söyledi: “Bunca yaşanmışlıktan sonra biraz öğrendiklerimi okurlarımla paylaşmak istedim. Her şeyi yaşayarak öğrenemeyiz. Yaşanmışlıklar, aklımızın bir yerinde dursun isterim. Bu kitap da böyle bir şey işte. Etkilendiğim yazarlar, filmler, romanlar, insanlar ve olaylar var. Onları paylaşacağım.”