The Telegraph gazetesinin özel haberinde, Fransızların kurallara karşı gelmesinin ilk kez bağımsız bir gözlemci tarafından doğrulandığı belirtildi.
Son günlerde artan göçmen geçişini takip etmek için Manş Denizi’nde bulunan muhabir Jamie Johnson’ın izlenimlerine göre, sabah 07.00 sıralarında Fransız sularının bir mil içinde bir bot görüldü. Aralarında 4 kadın ve 2 çocuğun da bulunduğu 16 Afgan göçmenin, rüzgar karşısında yardıma ihtiyacı vardı.
Botu gören 105 tonluk Fransız donanmasına ait gemi, ıslanmış ve üşümüş göçmenleri gemiye almak ve Fransa’ya geri götürmek yerine, botu İngiliz sularına yönlendirerek ayrıldı.
90 dakika boyunca denizde mücadele veren gruba daha sonra Fransız Deniz Kuvvetlerine ait küçük bir botla su ve can yeleği ulaştırıldı. Bottaki maskeli Fransız askerler, göçmenlere İngiltere’yi işaret edip yanlarından ayrıldı.
Boğulma tehlikesine rağmen denizin ortasında kendi başlarına bırakılan göçmenler, İngiliz kara sularına vardıklarında Telegraph ekibinin içinde olduğu balıkçı teknesi sayesinde sert rüzgardan ve büyük gemilerden korunabildi.
‘REZALET’
Göçmenler daha sonra balıkçı teknesinin kaptanının İngiliz donanmasına haber vermesiyle gönderilen askeri bota alınarak kurtarıldı.
Haberde, ismi verilmeyen balıkçı teknesinin kaptanının, “Orada olmasaydık batarlardı. Fransızların yaptığı, bir rezaletti.” dediği aktarıldı.
Konuyu Fransız yetkilere soran Telegraph gazetesine “Manş Denizi’ni geçmeye çalışan teknelerin sayısı göz önüne alındığında her bir teknenin tehlike seviyesi değerlendirilmeli ve her bir tekne içinde bulunduğu ihtiyaç ve riske göre öncelendirilmeli.” açıklaması yapıldı.
2020’de şimdiye kadar 6 bin 300’den fazla göçmenin Manş Denizi üzerinden İngiltere’ye ulaştığı biliniyor. İngiltere, Fransa’yı göçle mücadelede iş birliği yapmamakla suçluyor.
İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel, 16 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, Manş Denizi’nde hayatlarını tehlikeye atarak İngiltere’ye ulaşmaya çalışan düzensiz göçmenlerin, Fransa’nın “ırkçı” olduğuna ve o ülkede “işkenceye” maruz kalabileceklerine inandıklarını söylemişti.