RÖPORTAJ: KORAY DURKAL | Furkan Korkmaz Korkmaz’ı tarif edecek en doğru kelimeler sanıyoruz ‘yetenek’ ve ‘azim’dir. Doğuştan sıradışı bir basketbol yeteneğine sahip olduğu aşikardı, ancak bunu geliştirmek tamamıyla kendisine bağlıydı. Çok çalışıp kendini geliştirmesi gerekiyordu. Furkan da bekleneni yaptı. Çocukluk çağlarında yaşıtları gezip tozarken, eğlenirken o hep çalıştı. Tatil, bayram dinlemeden antrenman yaptı. Sonuçta da muradına erdi. Dünya basketbolunun zirvesi NBA’e kabul edilen en genç oyunculardan biri olarak adını tarihe yazdırdı. 19 yaşında adım attığı Philadelphia 76ers takımıyla bu sezon NBA şampiyonluğu kovalayan Furkan Korkmaz’a telefonla ulaşıp sorularımızı sıraladık…
Doğru yer, doğru zaman
19 yaşında NBA’e gitmene rağmen sanki yıllardır bu organizasyonun içindeymiş gibi büyük bir tecrübeyle oynuyorsun. Özellikle bu seneki performansını neye borçlusun?
Her yeni ortamın kendine özgü bir adaptasyon süreci var. Bazıları için kısa, bazıları için uzun olabiliyor. Benim de bir alışma sürecim oldu. Hatta biraz da uzun sürdü; kolay bir süreç olduğunu söyleyemem. Ama her saniyesinde, geri adım atmadan kararlılıkla devam edeceğimi söyledim kendime. Bu sene, doğru yerde olduğumu ve doğru zamanın geldiğini düşünüyorum. Sahaya çıktığım her an, önce en iyi yaptığım şeylerden başlayarak performansıma yansıtmaya çalıştım. Bu da her geçen gün takımdaki yerimin daha sağlam olmasını sağladı.
Chamberlain, Iverson ve biz…
Wilt Chamberlain’den Allen Iverson’a kadar pek çok efsanenin forma giydiği bir takımdasın. Şehrin simgelerinden Rocky efsanesi de buna dahil. Bir gün Furkan o merdivenlerde yüzlerce çocukla Rocky gibi şampiyonluk kutlaması yapacak mı?
NBA şampiyonluğu yaşamak en büyük hayallerimden biri. Bir de böylesi önemli isimlerin efsane olduğu bir takımda bunu yaşamak bambaşka bir duygu olur. Philadelphia’nın spora olan tutkusunu hepimiz biliyoruz. Şampiyonluk kazanırsak nasıl kutlamalar olacağını hayal bile edemiyorum. Rocky gibi çocukları peşimize takıp merdivenleri tırmanır mıyız bilemedim. Ama çok güzel kutlarız buna eminim.
İŞİNİ İYİ YAPARSAN AYAKTA KALIRSIN
NBA’de oynamak sana hayata dair neler öğretti?
Hayatın her saniyesinin insana yeni şeyler öğrettiğini düşünüyorum. NBA bambaşka bir tecrübe. Sadece sporla ilgili değil başarıyla, arkadaşlıkla, takım olmakla, aileyle ilgili çok fazla şey öğretiyor insana. Birçok sorunla yüzleşiyorsunuz ve üstesinden gelmeniz gerekiyor; bu süreç sizi çok geliştiriyor. Misal, burada yalnızlığın güzel olduğunu ama insanlarla birlikteyken de çok eğlenebileceğimi öğrendim. Yeni bir coğrafyada, yeni bir kültürde, işini iyi yaptığın sürece ayakta kalabileceğini öğrendim. Bir de aileyi özlemenin çok güçlü bir duygu olduğunu…
THE LAST DANCE’DE HAYATIN KENDiSi VAR
The Last Dance belgeseliyle Michael Jordan efsanesi yeniden hayat buldu. Senin bu belgesel hakkındaki düşüncelerin neler?
Belgeselle ilgili çok şey yazıldı, söylendi. Basketbolu her anlamda değiştirmiş bir dönemden, takımdan ve oyunculardan bahsediyoruz. Üzerine bu kadar konuşulması normal. NBA’in o yıllarını birinci ağızdan aktarması çok güzel. Ben beğenerek izledim. Sadece basketbola ilişkin değil, hayata ilişkin çok güzel noktalara değiniyor. Her saniyesinde Michael Jordan’ın o kazanma hırsını görebiliyorsunuz. Bazen çok baskın olabiliyor ama “Kendim yapamayacağım herhangi bir şeyi takım arkadaşlarımdan istemedim” cümlesi aslında ne kadar saf bir kazanma hırsı olduğunu ortaya koyuyor.
STiL, BiZiM iŞiMiZiN BiR PARÇASI
Seni sürekli farklı tarzda kıyafetlerle görüyoruz. Trendleri yakından takip ediyor musun? Maçlarda birbirinden renkli ayakkabılar kullanıyorsun. Bu, dışarıdaki renkli kişiliğinin bir yansıması mı?
Modayı takip ediyorum. Zaten artık tüm markaların koleksiyonları, defileleri bir telefon kadar uzağımızda. Özellikle Instagram’ın po
pülerliğinin artması sonrasında sporcuların stilleri daha da önem kazandı. Birçok sporcu tekstil markalarıyla iş birliği yapıyor. Her takım, oyuncular maçlara gelirken özel fotoğraflar çekiyor, stillerini yansıtıyor. Stil bizim işimizin bir parçası oldu. Ben de kendimi iyi hissettiğim şekilde giyinmeye çalışıyorum. Artık her ayakkabı modeli birbirinden farklı renklerle piyasaya sürülüyor. Bu konuda fazlasıyla opsiyonumuz oluyor ve denemeyi seviyorum. Bazen fazla iddialı renkler tercih ettiğimin de farkındayım.
20 yıl sonra insanlar senden bahsedince istersin?
Mutlaka herkesin aklında farklı şeyler çağrıştıracağım ama ‘iyi insandı’ demelerini sağlayabilmişsem mutlu olurum. İyilik sihirli bir kelime çünkü. Basketbol anlamında da ‘Furkan farklıydı’ demeleri hoşuma gider. ‘Furkan saha dışında da çok güzel işler yaptı. İyilik hareketlerinde görev aldı’ diye hatırlanmak isterdim mesela. İnsanların hayatına dokunacak projelerde yer almak istiyorum.
FURKAN’IN NBA’DEKi EN İYİ 5’i
Magic Johnson, Kobe Bryant, Michael Jordan, LeBron James, Kareem Abdul-Jabbar.
EN ÇOK ZORLAYAN HARDEN
Karşılıklı oynarken en fazla zevk aldığım oyuncu Kevin Durant, en zorlandığım ise James Harden.