“Almışlar yanlarına kendilerine gazeteci diyen medya maymunlarını, onlar üzerinden kendilerini aklıyorlar. Ve hiç utanmadan konuşabiliyorlar. Futbol dünyasında tuz bile koktu! Toplumu ayrıştırıp kendilerine imparatorluk inşa ediyorlar. Birileri bu gidişe ‘Dur’ demeli.”
1- Beşiktaş, Ankaragücü maçını bir duran topla kazanabildi. Bu siyah beyazlıların kötülüğünden mi, Ankaragücü’nün iyiliğinden mi kaynaklandı? İkincisi de Beşiktaş sizce nerelere takviye yapmalı?
2- F.Bahçe-Başakşehir maçında hakem Bahattin Şimşek’in kararları çok tartışıldı. Sizce de hakem maçın önüne geçti mi? Yoksa futbol konuşmayı mı tercih edersiniz?
3- Son şampiyon Başakşehir 5 maçtır kazanamıyor ve 16’ncı basamağa geriledi. Başakşehir’in çıkış yakalayamamasını nasıl okumalı? Onlar için tren kaçıyor mu?
4- G.Saray, Göztepe önünde özellikle ilk yarıda seri paslarla iyi futbol oynayarak Terim’siz bir günde galip geldi. Terim’in 5 maçlık cezası sarı kırmızılıları etkiler mi?
5- Trabzonspor, hemen hemen tüm istatistiklerde geride kaldığı maçta Hatay’ı bir duran top golüyle yendi. Avcı’nın bu 1-0 odaklı stratejisi sürdürülebilir mi?
6- Bu akşam Trabzon’da kritik bir müsabaka oynanacak. Size göre bu maça kim daha avantajlı çıkıyor? Trabzon mu, Galatasaray mı? Maçın kader adamları kimler olur?
MEHMET ARSLAN
TRANSFER YAPILIRSA DAHA GÜÇLÜ OLUR
1- Beşiktaş, Ankaragücü deplasmanında iyi oynamadı. Ama hepimiz bu ligde bu tür maçların oynanacağını iyi bilmeliyiz. Takım
lar arasındaki makas daraldı. Ligin büyükleri arasında en zayıf kadroya sahip Beşiktaş’ın devre arası transferleri ile daha iyi bir takım haline geleceğini düşünüyorum. Stoper ve orta alan transferleri bana göre ciddi bir ihtiyaç. Özellikle duran toplar konusunda daha becerili bir isim transferi gerekli. Sergen Yalçın’ın ince işçiliği ile liderliği Beşiktaş’ın bu transferlerle daha iyi olacağı hissiyatını veriyor.
FUTBOL DÜNYASINDA TUZ BiLE KOKTU!
2- Başkanlar çıkıp hakem konuşacak, “TFF” diyecek, “Şampiyonluğumuz engelleniyor” diyecek, ben futbol konuşacağım öyle mi! Tepeden tırnağa iki yüzlülük içinde futbol dünyası. Kimse adalet falan istemiyor. Her takım kendi lehine yapılan hatayı içten içe büyük sevinçle kabul ediyor. Bunu da “Ama falancaya da zamanında şöyle yapılmıştı” diyerek herkesi aptal yerine koyarak yapıyorlar. F.Bahçe sorusunun yanıtı gibi görünüyor ama hayır. Her takım için geçerli bu. Almışlar yanlarına kendilerine gazeteci diyen medya maymunlarını, onlar üzerinden kendilerini aklıyorlar. Ve hiç utanmadan konuşabiliyorlar. Futbol dünyasında tuz bile koktu, tuz. Toplumu ayrıştırıp kendilerine imparatorluk inşa ediyorlar. Birileri bu gidişe ‘Dur’ demeli. Çünkü kendi kusurlarının cezalarını başka kurumlara kesen ve kendilerini kurtaran bu yöneticiler sayesinde dibe battık. Yazmadan edemeyeceğim; sayın başkanlar, sizin futbol hakkındaki düşüncelerinize ihtiyacımız yok. Biz teknik adamları ve futbolcuları dinlemek istiyoruz, onlara yasak getirip siz konuşuyorsunuz. Kusura bakmayın ama boş konuşuyorsunuz.
TREN KAÇMADI AMA…
3- Başakşehir’in F.Bahçe maçında kaybetmesi bana sürpriz olmadı. Bırakın hakemi. Onu Türkiye gördü. Ama Başakşehir’in öne geçtiği kaç maçta nasıl puan verdiğini daha önce de gördük. Alın size kendi evinde oynadıkları Denizli maçı. 3-1 galibiyetten 3-3 beraberliğe düştüler. Hem de hakem hatası olmadan. Ciddi bir sorun var bu takımda. Treni kaçırmadılar ama kaçırmak üzereler.
G.SARAY’IN iKi TAKIMI VAR
4- İki takımı var G.Saray’ın. Biri gençler diye tanımladığımız fizik gücü iyi ama tekniği zayıf. Diğeri de fizik gücü sınırlı ama tekniği yüksek. Terim’in bu iki takımın karmasından çok daha güçlü bir takım ortaya çıkarması gerekiyor. Çıkarır mı? Hiç şüphem yok. Ama hangi Terim çıkarır? Sahaya odaklanmış Terim. “Başkan beni savunmuyor” diye odak noktasını başka alana çeviren Terim başaramaz.
AVCI ÇOK DEĞiŞTi
5- Avcı stratejisi her takımda her şekilde sürdürülür. Popülist yaklaşımlardan uzak bir proje antrenörü Avcı. Onun için tek sorun var; zaman. Beşiktaş’taki başarısız dönem o kaotik yapıyı yönetememesinden kaynaklanıyordu. Şimdi daha tecrübeli ve özgüvenli bir Abdullah Avcı var.
AÇIK FAVORi YOK
6- İki takım için de beraberlik iyi sonuç. Bundan dolayı ben gollü ve açık futbola dayalı bir oyun beklemiyorum. İnşallah yanılırım. İki takımın performansına baktığımda açıkçası favori göremiyorum.
UĞUR MELEKE
FARKLI TİPTE BİR SANTRFOR GEREKİYOR
1- Beşiktaş, sezonu adeta ekim ayındaki 21 günlük aradan sonra açmıştı zaten. İki haftalık milli maç arasının peşine, haftayı ‘bay’ geçmeleri siyah beyazlılar için büyük bir fırsat oldu. Sergen Yalçın o arayı adeta bir sezon başı kampı gibi değerlendirdi. Rosier de takıma oturdu o arada. Sonrasında ligde 9 maç oynadı, 7’sini kazanmayı başardı. Hatta önemli bir bölümünü iyi futbol oynayarak kazandı. Ancak Ankaragücü müsabakası bir ilk kabul edilebilir, zira iyi oynamadan kazandılar bu kez. Beşiktaş’ın bence uzun vadede en büyük ihtiyacı Vincent Aboubakar durdurulduğunda alternatif hücum planları yaratmak olabilir. Devre arasında eğer yapabilirlerse bir şutör orta saha, bir de farklı tipte santrfor takviyesi bence mantıklı olabilir.
MAÇIN AĞIRLIĞI ALTINDA EZiLDi
2- F.Bahçe’nin oyun olarak büyük bir gelişim gösterdiğini söylemek güç. İlk iki gol yine Caner’in kenar organizasyonlarından geldi, akan oyunda pozisyonları üreten taraf yine Başakşehir’di. Ancak yine de Erol Bulut’un 4-4-2 denemesi, Nazım’ın formu olumlu haneye yazılabilecek gelişmeler. Hakem şüphesiz ki maçın kaderine direkt tesir etti. VAR’daki Cüneyt Çakır’ın uyarısına rağmen Gustavo’yu atmaması büyük bir hata. Son yarım saatte zaten hakemin tansiyonu öyle yüksekti ki Rafael’i hatalı atması filan hiç sürpriz sayılmaz. Maçın ağırlığının altında ezildi Bahattin Şimşek.
BAŞAKŞEHiR HÂLÂ GÜÇLÜ BiR ADAY
3- Başakşehir’in Şampiyonlar Ligi’nin en zorlu grubuna düşmesi zaten büyük talihsizlik. 6 maçın her birinde darbe aldılar. Ve üzerinden 15 gün geçmesine rağmen hâlâ bu yaraları sarmaya çalışıyorlar. Ancak bence Başakşehir iki sebeple hâlâ bu sezonun güçlü şampiyonluk adaylarından biri. Birincisi, lig çok sıkı. Şampiyonluk için muhtemelen 80 puan yetecek. İkincisi de Başakşehir’in derin bir kadrosu var. Eksiklikleri tolere edebilir bu kadro.
G.SARAY ORTA VADEDE FATiH TERiM’i ARAR
4- G.Saray-Göztepe maçının ilk devresi bir Brezilya Ligi mücadelesi gibiydi. Sıfır baskı, sıfır temas. Ancak ikinci yarıda mevsim normallerine dönen bir maç izledik. 20 dakika boyunca baskılı oynayan taraf da Göztepe’ydi zaten. Bu maçın Terim’i çok fazla arattığını söyleyemem, ama elbette Galatasaray orta vadede Terim’i arar kenarda. Çünkü Terim’in kariyeri, antrenör takımları yaratmakla geçmiştir hep. Bir antrenör takımının da antrenörünü araması doğal.
TRABZON BU STRATEJiYLE DEVAM EDEMEZ
5- Görevdeki ilk 6 maçında 14 puan almak büyük iş. Bu ligde her 6 maçlık periyotta 12-13 puan ortalama tutturursanız şampiyon olursunuz zaten! Ancak şunu da unutmamak gerek: Erzurum, A.Gücü ve Hatay maçlarında daha iyi oynayan taraf Trabzon değil, rakipleriydi. Ben sezonun genelinde bu stratejinin sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum.
HUGO, BAKER, TAYLAN VE FEGHOULI ÖNE ÇIKAR
6- Son 1.5 aylık periyotta iki takımın oyununa bakarsak bu maçın hikayesini de şöyle öngörebiliriz: Topa daha fazla sahip olmak isteyen G.Saray, fırsat kollayan bir Trabzon izleyebiliriz muhtemelen. Trabzon topsuz oyunda çok daha organize. G.Saray’sa toplu oyunda daha etkileyici. Bu şartlar altında maçın kader adamları Trabzon’da duran top silahları olabilir. Hugo ve Baker gibi… G.Saray’daysa Taylan ve Feghouli ön plana çıkabilir.
GÜNTEKİN ONAY
YARATICILIK SORUNU LJAJİC’LE ÇÖZÜLEBİLİR
1- Haftada 3 maçlık takvimde düşük tempo kabul edilebilir. Beşiktaş, topa büyük ölçüde sahip olduğu maçta ofansif bölgede çok bocaladı.
Ankaragücü, sert ve sıkı bir savunma yaptı. Bunu aşmak kolay değil. Beşiktaş, tecrübeli bir kaleci ve Aboubakar’a alternatif olacak bir forvet transferi yapmalı. Aynı zamanda şu an kadroda olmayan Adem Ljajic’in de takıma katılması Beşiktaş’ın yaratıcılık sorununu büyük ölçüde çözecektir.
HAKEMLERE ACiL EĞiTiM ŞART
2- Başakşehir 1-0 öndeyken 12. dakikada Luiz Gustavo atılsa maç bambaşka bir senaryoya dönerdi. Ayrıca, Rafael’in de temas yokken hatalı atılması maçın seyrini etkiledi. VAR’ın olduğu yerde bu kadar büyük hataların olması düşündürücü. MHK ve hakemler kritik pozisyonlarda ciddi hatalar yapmaya devam ediyor. Acil ve hızlandırılmış bir eğitim şart. Ligin ikinci yarısında bu sorunlar çözülmezse kriz işin içinden çıkılmaz hale gelir.
KOLAY GOL YEMEYE ÇÖZÜM BULMALI
3- Başakşehir çok kolay gol yiyen bir takıma dönüştü. Okan Buruk’un öncelikle bu sorunu çözmesi şart. 4-5 maçlık galibiyet serisi yakalayan her takım bu kırıcı ligde şampiyonluk yarışına ortak olabilir. Başakşehir eğer bu seriyi yakalanmazsa yarışa katılamaz.
TRABZON HÜCUM GÜCÜNÜ ARTIRMALI
4- Trabzonspor, öncelikle ofansif bölgede yaratıcılık sorunlarını çözmek zorunda. Geride kalan 6 maçlık süreçte sadece 2 gol yiyerek alınan 14 puan tabii ki çok değerli ancak bu kadar az gol pozisyonu üreterek sürdürülebilir bir başarı elde etmek mümkün değil. Abdullah Avcı, mevcut kadroyla hücum gücünü ne derece arttırabilir? Bu da bir soru işareti.
TERiM’iN YOKLUĞU OLUMSUZ ETKiLER
5- Fatih Terim’in yokluğu şüphesiz Galatasaray’ı olumsuz etkiler. Çünkü Terim saha kenarında aktif, soyunma odasında da dominant bir teknik adam. Maç içinde işler iyi gittiği sürece sorun yok ancak Galatasaray yenik duruma düşerse Fatih Terim’e daha fazla ihtiyaç duyacaktır.
GALATASARAY, TRABZONSPOR KARŞISINDA BiR ADIM ÖNDE
6- Trabzonspor son haftalarda her ne kadar çok puan toplasa da ortaya koyduğu futbol Galatasaray maçını kazanabilmesi için yeterli olmaz. Daha tempolu, direkt ve agresif bir futbol şart. Ayrıca hücumda daha üretken olmak zorunda. Ben bu akşam Trabzon’da topun daha fazla Galatasaray’da kalacağı bir maç bekliyorum. İki takımın son haftalardaki oyununu ve performansını baz alırsak Galatasaray’ın bir adım önde olduğunu söyleyebiliriz.
