İspanyol yıldız, Galatasaray ile oynadıkları maçı ve atmosferi çok iyi hatırladığını belirtirken, “2002 Dünya Kupası’nın yıldızlarından Hasan Şaş, İstanbul’da Galatasaray ile oynadığınız maç öncesi sakattı ve sadece ikinci yarıda oynayabilmişti. Maçtan önceki basın toplantısında ‘Şaş oynamasa iyi olur’ yönünde bir açıklamanız vardı. Nasıl bir karşılaşma olmuştu?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Ali Sami Yen’deki maç hem çok özel hem de göz korkutucuydu. Ama buna bayılıyorum, bir oyuncu olarak bu tarz şeyleri motivasyona çeviriyorsun. Taraftarlar gözünü ne kadar korkutursa motivasyonun o kadar artıyor. Galatasaray’ın kadrosu muhteşemdi. Maç öncesinde ne söylediğimi tam hatırlamıyorum ama eminim öyle konuşmuşumdur. Çünkü Hasan Şaş gibi çok özel bir oyuncunun öyle yüksek bir form yakalamışken ilk 11’de olmaması bizim için avantajdı. Yine de, bir oyuncu olarak, aynı zamanda hep en iyilere karşı rekabet etmek istersin. Bu yüzden ikinci yarıda da olsa sahaya çıkmasından mutluydum, böylelikle birbirimize karşı oynama şansımız olmuştu. Söylediklerim, onun yokluğunda kazanma şansımızın artmasından dolayıydı. Ama Türkiye’de oynamayı hep çok sevdim, Galatasaray ile oynadığımız maçta atmosfer mükemmeldi. Normalde insanların gözü korkar bu durumlarda, sesler, meşaleler ama futbolu sevmemin en büyük nedenleri de bunlar. Öyle bir taraftarın önünde oynamak çok motive ediciydi.”
“GALATASARAY’I ÇOK YAKINDAN TAKİP EDİYORUM”
Süper Lig’i çok fazla takip edemediğini aktaran Mendieta, “Avrupa’da oynayan takımları izliyorum ama Süper Lig’i daha az takip ediyorum. Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe, Antalyaspor… Röportajdan önce puan durumuna bakmıştım. Trabzonspor, 80 ve 90’lı yıllarda çok ünlü bir takımdı, tekrar liderliğe oturmuş, Galatasaray’ı da çok yakından takip ediyorum. Başakşehir ise daha yeni yeni tanımaya başladım. Süper Lig, oyuncuların kariyerinin sonunda gittikleri bir lig değil, çok yüksek seviyede rekabet olduğunu biliyorum ve baktığımızda muhteşem oyunculara sahipler. Türkiye sürekli yetenek üretiyor ve bir çoğuna karşı oynama fırsatım oldu” ifadelerini kullandı.
“MAÇLARIN BAŞLAMASI SADECE FUTBOL İÇİN DEĞİL, TOPLUM İÇİN DE ÖNEMLİ BİR ADIM”
İspanya 1. Futbol Ligi’nin (LaLiga) salgından sonra yeniden başlamasının sosyal hayata geri dönüşün de simgesi olduğunun altını çizen Gaizka Mendieta şöyle konuştu:
“Önümüzde çok heyecanlı maçlar var. Konuştuğum bir çok futbolcu ve teknik direktör, çok heyecanlı. Çünkü aşık oldukları futbola geri döndüler. Dünyada büyük bir kitle LaLiga’yı takıp ediyor, tıpkı Türk futbolseverler gibi. Salgından sonra ilk haftada mükemmel maçlar oldu, Sevilla derbisi ‘El Gran’da, Betis ve Sevilla arasında çok çekişmeli bir maç oldu. Artık sadece bir Sevilla derbisi değil, uluslarası bir derbiye dönüştü. Levante-Valencia, Valencia derbisi ve Atletico Madrid-Athletic Bilbao maçı da vardı. LaLiga’nın geri dönmesi, bunun için çalışan kurumların özverili çalışmaları sayesindedir. Burada devletin aldığı kararın da payı büyüktür. Bugüne kadarki protokollere uyulması futbola dönmemizi sağladı. Maçların başlaması sadece futbol için iyi bir haber değil, toplum için de önemli bir adım. Bir nevi virüsle olan savaşımızda yol kat ettiğimizi ve yavaş yavaş normale döndüğümüzün bir göstergesi. Dünya çapında bir eğlence markası olan LaLiga için ise bir çok kişinin işe geri dönüşü anlamına geliyor. Doğrudan ya da dolaylı bir şekilde LaLiga 180 bin kişiye istihdam sağlıyor. İspanya’da LaLiga’nın finansal ve vergisel etkileri de önemli bir konu. LaLiga’nın ve futbolun geri dönmesi muhteşem bir haber.”
“FUTBOLCULAR SEYİRCİSİZ MAÇLARA HAZIR OLMALILAR”
La Liga’nın seyircisiz maçlar için uygulamaya koyduğu yeniliklere de değinen eski İspanyol futbolcu, “Daha önce karşılaşılmamış bir durum ve bu farklılıklara oyuncular psikolojik olarak hazır olmalılar. Aynı zamanda La Liga yönetimi de buna çözüm üretmeye çalışıyor. ApplauseToInfinity ile dünyadaki taraftarların La Liga’ya yolladıkları alkış sesleri maçlarda kullanılacak. Ayrıca geçmiş maçlarda statlardaki taraftarların sesleri de kopyalanarak televizyon yayınlarında kullanılacak. Eskisi gibi olmasa bile bu uygulamalar, bir şekilde taraftarları ve oyuncuları birleştiriyor. Deplasmandaki takımı baskılamak için ev sahibi takımın taraftarları yine bir anlamda orada olacaklar. Tabii ki oyuncular maç başladığı an futbola odaklanacaklar ve taraftarların orada olup olmadığından çok etkilenmeyecekler ama arada bir şekilde köprü kurmak çok önemli” şeklinde konuştu.
ŞAMPİYONLUK FAVORİM BARÇA
La Liga’daki şampiyonluk yarışını da değerlendiren Mendieta, “Rekabet çok sıkı olacak. Bu yeni duruma en iyi adapte olanlar ve ilk maçlarda fiziksel ve psikolojik anlamda en hazır olanlar avantajlı olacaktır. Şampiyonluk yolunda Real Madrid ve Barcelona favori, aralarında da az bir puan farkı var. Yoğun takvimden dolayı, puan durumunda hızlı değişimler göreceğimizi düşünüyorum. Ama yine de ben Barça’yı bir adım önde görüyorum. İki takımda sakatlıktan dönen yıldızlarına kavuştu ve bu onlara moral olacaktır ama şampiyonluk favorim Barça” ifadelerini kullandı.
“İZLEMEK İSTEDİĞİM ÇOK OYUNCU VAR”
Mendieta, sakatlıktan dönen oyuncuları izlemeyi özlediğini de belirterek, “Akıl hep büyük yıldızlara gidiyor, yani Barça’da Messi ve Luis Suarez döndü. Madrid’de Hazard ve Asensio var. Atletico Madrid’de de Diego Costa… Sakatlıktan dönen ve ayrıca uzun zamandır izleyemediğimiz oyuncuları tekrar görmek için sabırsızlanıyorum. Sevilla’da Ocampos, Villarreal’de Gerard Moreno ve Cazorla, Athletic Bilbao’da da Williams ve Muniain. La Liga’nın her takımında yetenekli oyuncular olduğu için şanslıyız. Şahsen Getafe’nin Şampiyonlar Ligi için olan mücadelesi çok ilgimi çekiyor. Real Sociedad’da, Odegaard, kısaca izlemek istediğim çok oyuncu var” değerlendirmesinde bulundu.
“LAZIO’YA TRANSFER OLDUĞUM İÇİN PİŞMANLIK DUYMUYORUM”
Valencia’da geçirdiği başarılı yılların ardından İtalyan ekibi Lazio’ya transfer olan ve burada beklentileri karşılayamayan Mendieta, “Valencia’dan sonra Lazio’ya transfer olduğunuz için pişman mısınız? Lazio’ya transfer olmak bir hata mıydı?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Lazio’ya transfer olduğum için pişmanlık duymuyorum. Geriye bakınca çok güzel bir kariyerim oldu. Sadece futbolcu olarak değil, sahip olduğum dostluklarla da çok güzeldi. Mümkün olabildiğince fazla deneyim yaşamak istiyordum. Dünyadaki en iyi liglerde oynama fırsatı buldum. Biliyorum İtalya’da her şey istediğim gibi gitmedi ama oraya kendimi test etmek için transfer oldum. Yaşadığım hiçbir şeyi değiştirmezdim. Hayatım ve futbol kariyerimde yaşadıklarım, şimdiki düşünce yapıma ve bilgime ulaşmamı sağladı. Dünyanın en büyük liglerinde oynadığım için kendimi şanslı sayıyorum.”
“GENÇLERE ŞANS TANIMAKTAN YANAYIM”
Eski İspanyol futbolcu, “Türkiye’de takımlar kadrolarında 14 yabancı oyuncu bulundurabiliyor ama bu sayının azaltılması gündemde. Yabancı oyuncu sayısının azaltılması, ülke futbolun gelişimine katkı sağlar mı?” sorusunu ise, “Bu durum ligin felsefesine kalmış bir şey. Bazı ligler de yabancı oyuncu ve yetenek ithal ederek ligi dünyaya daha fazla tanıtıyor. Bazıları ise altyapılarıyla öne çıkıyor. Şahsen ben gençlere şans tanımaktan yanayım, bu şekilde kulüpler en geç yetenekler için rekabet etmeye başlıyor. Bu şekilde hem genç yeteneklere destek olurken, milli takım için de verimli oluyor ve bu yeteneklerin yabancı liglerde fırsat aramasına da gerek kalmıyor” şeklinde yanıtladı.
“ARTIK TÜRK MİLLİ TAKIMI’NIN DAHA KOLLEKTİF İŞLEDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Salgın nedeniyle 2021 yılına ertelenen 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2020) A Grubu’nda İtalya, İsviçre ve Galler ile aynı grupta yer alan Türkiye’nin şansını da değerlendiren Mendieta, şu ifadeleri kullandı:
“A grubu zor bir grup. İnsanlar olduğundan daha kolay bir grup gibi algılayabilir ama İtalya’nın maçları kendi evinde oynaması önemli bir avantaj. Taraftarının önünde oynayan her takım avantajlıdır. Geçmişte Dünya Kupası’nda ve Avrupa Şampiyonalarında gördüğümüz Türkiye’nin kalitesi ortada. Tabii ki tur atlama şansları var, benim görüşüm de bu yönde ama kolay olmayacaktır. Yüksek performans göstererek İtalya ve İsviçre gibi zorlu rakiplere üstünlük sağlamak zorundalar. Oyuncu olarak ise benim eskiden tanıdığım Türk oyuncular vardı ama şimdi Türk Milli Takımının daha kollektif işlediğini düşünüyorum. Yinede, Valladolid’de oynayan Ünal, Vigo’da Yokuşlu ve bunların yanında tabii ki Burak Yılmaz gibi oyunculara sahipler. Burak’ın yaşına rağmen takıma verdiği enerji ve attığı gollerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yakından tanıdığım oyuncular bunlar ve ileride de onları takip etmeye devam edeceğim.”
“TÜRKİYE’DEN BİR TRANSFER TEKLİFİ ALMADIM”
Gaizka Mendieta, “Futbol oynadığınız dönemde Türk takımlarından transfer teklifi aldınız mı?” sorusuna ise şöyle yanıtladı:
“Hatırladığım kadarıyla Türkiye’den bir transfer teklifi almadım. Ama başta dediğim gibi futbolu tecrübelemeyi çok seviyorum ve Türkiye’de bunların arasında. Türkiye’de oynamış yabancı oyuncular tanıyorum ve hepsi Türk Ligi’nin inanılmaz olduğunu söylediler. Taraftarların tutkusu üst düzey ve ülke futbolu da bu farkı sonuna kadar yaşıyor. Türkiye’de oynamayı çok isterdim ama bir transfer teklifi almadım.”