Behzat UYGUR – O an ne hissettiysem aynı aşk, aynı heyecanla izledim. O zamanlar maçları Fındıkzade’de oturduğumuz evimizin salonunda babam, annem, babaannem ve kardeşlerimle birlikte dönemin yayıncı kuruluşu olan radyodan dinliyorduk.
RADYODAN DİNLEYİP HAYAL EDERDİK
Radyodan maç dinlemek sesli kitap dinlemeye benzer. Spikerin maç sırasında anlattığı pozisyonları kafamızda hayal ederek yaşamaya çalışırdık.“Metin Oktay ceza sahasına sağdan girdi, şutunu attı ve gol!” “turan şık bir pas ile takımı atağa kaldırdı.” “Muzaffer, tıpkı bir duvar gibi rakip futbolculara geçit vermiyor.”
Bunlar gibi daha birçok pozisyonu hayal ederdik. Tribünde ki taraftarın coşkusu, tezahüratları radyodan evimize dolardı. O sesleri kafamızda görüntülerle birleştirip bambaşka bir atmosferi evin içine taşırdık. İşte o dönemin şampiyonluğunu bu sayede tribündeymiş gibi yaşadım. Evin içinde hep birlikte “re re re ra ra ra Galatasaray, Galatasaray Cim bombom” diye tezahüratlar ile coşkuyla kutlamıştık. Hatta evde çivi maçı yaparak (şimdi ki gençler bilmez) Galatasaray’ımın tüm rakiplerini yenip tezahüratlar ile şampiyonluk turu atmıştım.
BU HEYECAN İÇİN TEŞEKKÜRLER
Yine aynı duyguları yaşamayı çok isterdim. Ama olmadı. Galatasaray’ın olduğu yerde her zaman umut vardır. Seneye hatalardan ders çıkarmış doğru transferler ile Avrupa’da ve Süper Lig’de tüm camianın kenetlendiği bir Galatasaray ile buluşma umudumuz hep var olacak.
Son ana kadar bize bu heyecanı ve duyguları yaşattığın için teşekkürler.