AA muhabirinin Sağlık Bakanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre, önlenebilir hastalık ve ölüm sebepleri arasında ilk sırada yer alan küresel tütün salgını, dünyada her yıl 8 milyondan fazla kişinin ölümüne de sebep oluyor. Bu ölümlerin 7 milyondan fazlası doğrudan tütün kullanımından, yaklaşık 1,2 milyonu ise sigara içmediği halde pasif etkilenime maruz kalmaktan kaynaklanıyor.
Tütün endüstrisi, uzun yıllardır gençleri tütün ve nikotin ürünlerine çekmek için stratejik ve agresif satış yöntemleri kullanıyor. Her yıl tütünle ilgili hastalıklardan ölen milyonlarca insanın yerine yeni tüketicilerin, gençlerin koyulabilmesine yönelik ürün tasarımları çeşitli pazarlama kampanyaları bu yöntemlerin başında gelen yaklaşımlar arasında yer alıyor.
Tütün ürünü kullananların akciğerlerinin savunma mekanizmasının bozulması, mukus artışı gibi sebepler akciğer ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riskini artırıyor. Bu durum nedeniyle sigara içen kişilerin, sigara içmeyenlere kıyasla yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanma riskinin de daha yüksek olduğu belirtiliyor.
“SİGARA KULLANAN KOVİD-19’LU HASTALARDA PNÖMONİ 14 KAT FAZLA GELİŞİYOR”
Çin’de yapılan bir çalışmada, erkeklerin Kovid-19 enfeksiyonları nedeniyle hastaneye yatırılma riskinin daha yüksek olduğu ve bu gözlemin nedeninin ülkede erkeklerin kadınlardan çok daha fazla sigara içmesiyle ilgili olabileceğini ortaya koyuyor. Başka bir çalışma ise Kovid-19’lu hastalardan sigara öyküsü olanların pnömoni (zatürre) gelişme ihtimalinin sigara içmeyenlere göre 14 kat daha fazla olduğuna işaret ediyor.
İkinci el tütün dumanın da benzer etkileri bulunuyor. Bu da özellikle tütün dumanına maruz kalan çocuklar ve kronik hastalığı bulunan yaşlılar için risk oluşturuyor. Tütün ürünü kullanımı sırasında kontaminasyon riski yüksek olan ellerin dudaklar ve ağızla temas etmesi de Kovid-19’un yayılımını kolaylaştırıyor.
Kovid-19’un temas ve damlacık yoluyla bulaşması düşünüldüğünde, vücut salgılarını taşıyan sigara izmaritlerinin de risk oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Bu durum çevreye zarar veren toksinlerin de yayılmasına aracılık ediyor. Bir tütün ürünü olan nargile, sadece koronavirüs açısından değil, hepatit, tüberküloz, herpes gibi diğer bulaşıcı hastalıklar açısından da büyük risk oluşturuyor.
Türkiye’de kalp damar vakalarının yüzde 75’inin, akciğer kanseri vakalarının ise yüzde 70’inin tütün kullanımıyla ilişkili olduğu belirtiliyor. Sigaranın ekonomik boyutu da en az sağlık kadar önemli bir yer teşkil ediyor. 2019 yılında Türkiye’de 119,75 milyar adet sigara satışı gerçekleştirilirken tiryakilerin cebinden yaklaşık 78 milyar lira çıktı.
Sigaranın doğrudan veya dolaylı olarak yol açtığı hastalık, ölüm ve bunlara bağlı iş gücü kayıpları ile oluşturduğu diğer psikolojik travmalar telafisi mümkün olmayan kayıpların ortaya çıkmasına neden oluyor. Sağlık Bakanlığı bünyesinde sigara bırakmak isteyenlere destek olmak amacıyla 27 Ekim 2010’da faaliyete geçirilen “ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı” 7 gün 24 saat esasına göre hizmet veriyor.
ALO 171 ile sigara bırakma konusunda uzman danışmanlar tarafından arayanlara canlı destek sağlanıyor. Başvuranların sigara kullanımına ilişkin alışkanlıklarını tespit etmek ve nikotin bağımlılık düzeylerini belirlemek amacıyla nikotin bağımlılık testi uygulanıyor. Tespit edilen bağımlılık düzeyine göre, kişiye özel sigara bırakma planı yapılıyor ve hekim kontrolünde sigarayı bırakmak isteyenler, bu hizmeti sunan sağlık birimleri hakkında bilgilendirilerek ilgili polikliniklerine yönlendiriliyor. Bu kişilere ayrıca en yakın sigara bırakma polikliniklerinden randevu alınıyor.
ALO 171 GÜNDE 4 BİN ÇAĞRIYA YANIT VERİYOR
Sigara Bırakma Danışma Hattı, faaliyete geçtiği günden bugüne kadar günlük ortalama 4 bin çağrıya yanıt veriyor. Geçen yıl danışma hattı tarafından 1 milyon 246 bin 847 çağrı karşılanırken aramaların yüzde 10’una takip ve destek verilmesi sağlandı. Hattı arayanların yüzde 17’sinin de polikliniklere yönlendirilerek hekim kontrolünde süreci yürütmelerine destek verildi.
Bu kapsamda sigara bırakma planı yapılarak takip edilen kişiler yılda en az 7 defa geri dönüş aramasına tabi tutuluyor. İhtiyaç halinde ve tamamen danışanla ortak karar verilerek bu arama periyotları daha da sıklaştırılabiliyor. Bu şekilde plan yapılanların ilk yılın sonunda sigarayı bırakma oranları yüzde 20,6 olarak gerçekleşti.
Sigara bırakma polikliniklerine yönlendirilen kişiler benzer takip süreçlerine dahil edilerek bu birimler destekleniyor ve bütüncül bir modelle hastalara yardımcı olunuyor. Bu polikliniklerde de 1 yıllık bırakma oranları yaklaşık yüzde 35 olarak gerçekleşiyor. Yine danışma hattına yönelik hizmet kalitesinin ölçülmesi ve memnuniyet araştırmalarında vatandaşların yüzde 97 oranında verilen hizmetten memnun olduğu görülüyor.