Gedik Yatırım, Türkiye ve dünya piyasalarını mercek altına alan 2020 Yılı Araştırma Strateji Raporu’nu açıkladı.
Açıklama şöyle:
Raporda, 2020 başında küresel çapta birçok merkez bankasının son 6 aylık dönemdeki genişleme adımları sonrasında, ‘bekle-gör’ politikasına geçtiği ve faizlerin kayda değer bir süre daha düşük seviyelerde kalacağı işaret edildi. Türkiye Ekonomisinde 2019’daki dengelenme sonrasında 2020’nin toparlanma yılı olacağının belirtildiği Araştırma Strateji Raporu’nda, enflasyonun 2020’nin ilk yarısı boyunca ağırlıklı olarak %10-12 aralığında dengeleneceği, yılın ikinci yarısından itibaren ise tek haneli seviyelere yaklaşmaya başlamasının beklendiğinin altı çizildi. Borsa İstanbul’un orta ve uzun vadede önemli bir getiri potansiyeli taşıdığı tahminini vurgulayan raporda, TÜFE’nin yılın ilk 6 ayında ağırlıklı olarak %10-12 bandında dengeleneceği, yılsonunda ise %9,6 seviyesinde olacağı öngörülüyor.
22.01.2020, İstanbul
Banka kökenli olmayan yatırım kuruluşları arasında en fazla yatırımcıya sahip olan Gedik Yatırım, 2020 Yılı Araştırma Strateji Raporu’nu açıkladı. “2020: Dengelenmeden Toparlanmaya Geçiş” başlıklı raporda, 2020’de ekonominin dünyada ve Türkiye’de nasıl seyredeceği yönündeki beklentiler, pazara ilişkin tahminler ve riskler ortaya konarak piyasaların değerlendirmesi yapıldı.
Raporda, Türk ekonomisinde “2019’daki dengelenme sonrasında 2020’nin toparlanma yılı olmasının muhtemel olduğunun altı çizilirken, enflasyonun yılın ikinci yarısı itibariyle tek haneli seviyelere yaklaşmaya başlayacağı” beklentisi öne çıktı.
2020’de büyüme tahmini %4.5
2020 Yılı Araştırma Strateji Raporu’na göre, baz etkileri nedeniyle 2020 yılı hissedilen büyüme performansının, kaydedilen büyüme performansından daha düşük olacağı belirtilirken, büyüme bileşenleri tarafında iç talebin öne çıkması, yatırımların yılın ilk yarısında görece zayıf kalmaya devam etmesi ve net ihracattan gelen katkının azalması beklentileri öne çıktı. Raporda, 2020’de büyümenin %4,5 seviyesinde gerçekleşmesinin tahmin edildiği vurgulandı.
2020’nin ilk yarısında enflasyon beklentisi: %10-12
TÜFE’nin 2020’nin ilk 6 ayında ağırlıklı olarak %10-12 bandında dengeleneceği, yılın ikinci yarısında ise hafif aşağı yönlü bir eğilimle birlikte yüksek tek haneli seviyelere yönelmesinin beklendiğinin açıklandığı raporda, yılsonu TÜFE tahmini %9,6 olarak açıklandı.
2020’de sürdürülebilir seviyelerde cari denge / GSYH beklentisi: -%1,8
Raporda, ekonomik büyümede beklenen toparlanma eğilimiyle birlikte cari dengenin yılın ilk çeyreğiyle birlikte yönetilebilir, sürdürülebilir seviyelerde açık vermesinin beklendiği ifade edilirken, yılsonu itibariyle cari denge/GSYH oranının -%1,8 olarak gerçekleşeceği öngörüldü.
Ekonomideki toparlanma eğilimi kademeli olarak istihdama yansıyacak
Ortalama işsizliğin 2020 sonunda %11,7 ile tarihsel ortalamalara yaklaşabileceği beklentisinin paylaşıldığı raporda, politika faizindeki indirimlerin reel ekonomiye katkısının gecikmeli yansımasının, işsizlik tarafında görülecek potansiyel iyileşmenin diğer temel göstergelere kıyasla daha kademeli kalmasına neden olabileceğinin altı çizildi.
Borç çevriminde sorun yok
Raporun dış borçlara ilişkin bölümünde ise, küresel faizlerin kısa-orta vadede ılımlı seviyelerde kalmasının beklenmesi ve Türkiye ekonomisinde dipten dönüşün başladığına yönelik algının güçlenmesiyle birlikte 2020’de dış borç çevriminde bir sorunla karşılaşılmayacağı öngörüldü. Kısa vadeli asıl borç stoğunun 57,4 milyar dolar, 1 yılda çevrilmesi gereken asıl döviz ihtiyacının ise tahmini 71,9 milyar dolar olduğu kaydedildi.
Raporda, ekonomi ve piyasalara ilişkin göstergelerin ve yatırım algısının zorlu bir süreçten geçtiği dönem boyunca dış borç çevriminde herhangi bir sorunla karşılaşılmamasın, Türkiye ekonomisinin şoklara karşın dirençli yapısını göstermekte olduğunun altı çizildi.
Ekonomide Toparlanma Kredi Notunda Olumlu Revize Getirebilir
Raporda, ekonominin mali disiplinden taviz verilmeyeceği beklentilerini güçlendirici bir görüntü sunması gibi durumlarda not ve/veya not görünümünde olumlu revizelerin de gerçekleşebileceği beklentisi de öne çıktı.
Gedik Yatırım, teknolojiye yatırım yapmayı sürdürüyor
2020 Yılı Araştırma Strateji Raporu’nun açıklandığı toplantıda konuşan Gedik Yatırım CEO’su Onur Topaç, Gedik Yatırım’ın sektörün öncüsü olma yolundaki çalışmalarına hızla devam ettiğini belirtti. “72.416 yatırımcısı ile banka kökenli olmayan yatırım kuruluşları arasında en fazla yatırımcısı olan Gedik Yatırım, Türkiye’nin sayılı yatırım kuruluşları arasında yer alıyor. Çeyrek asrı aşkın süredir çeşitlendirdiğimiz yatırım enstrümanlarımızla müşterilerimize sunduğumuz ayrıcalıklı hizmetlerimizi sürekli geliştirerek 39 şube ve 318 çalışanımız ile hizmet kalitemizi artırmaya devam ediyoruz” dedi.
Gedik Yatırım’ın aktif büyüklüğünün 978 milyon TL, özsermaye büyüklüğünün ise 144 milyon TL seviyesinde bulunduğunu açıklayan Onur Topaç, “Sektörümüzün en çok şubesi ve en çok çalışanı olan 2’nci yatırım kuruluşuyuz” dedi.
Gedik Yatırım olarak en son teknolojilere yatırım yapmayı sürdürdüklerinin altını çizen Topaç, “Yatırımcı taleplerine en hızlı şekilde cevap verebilmek ve işlemleri en efektif şekilde sonuçlandırmak için daima en yeni teknolojileri kullanıma sunuyoruz. 2017’de geliştirip kullanıma sunduğumuz Türkiye’nin Yeni Nesil Yatırım Platformu – Gedik Trader 4 yıl içerisinde 250 binin üzerinde kullanıcıya ulaştı.” şeklinde sözlerine devam etti.
2019 yılında Borsa İstanbul’da 6 şirketin 263 milyon TL tutarında halka arzı gerçekleştiğini, bunların arasında, 3 kıymetli şirketin 135 milyon TL büyüklüğünde halka arzını Gedik Yatırım liderliğinde gerçekleşmesinden büyük bir mutluluk ve gurur duyduğunu belirten Topaç, 2019 yılı Strateji Raporlarında yer alan tahminlerin isabetliliğine dair “2019 Yılı ve 2019 Yılı 4. Çeyrek Dönemine ilişkin Strateji Raporlarımızda, 2019 yılında Türkiye ekonomisinin pozitif büyüme gerçekleştireceği, BIST-100 endeksinin 110-115 bin seviyesinde, dolar/TL’nin ise 5,95-5,98 seviyesinde yılı tamamlayacağını öngörmekteydik. BIST-100 endeksi 114.425 ve dolar/TL 5,95 seviyelerinden kapanış yaparken, öncü göstergeler 2019 yılı için pozitif büyümeyi işaret etmekte.” diyerek sözlerini tamamladı.
Küresel risk iştahı yükselişini sürdürebilir
Her yıl olduğu gibi bu yıl da gelenekselleşen Araştırma Strateji Raporu’nu dünya ve Türkiye ekonomisinin nabzını tutarak hazırladıklarının altını çizen Gedik Yatırım Genel Müdürü Metin Ayışık, “Türkiye’nin büyümesini sağlayacak başlıca kaynaklardan biri olan sermaye piyasaları ülkemizin finansmana erişim için büyütmek zorunda olduğu en önemli kanalların başında geliyor” dedi.
Küresel piyasalar hakkında da yorum yapan Ayışık, “2019 başında küresel para politikasına ilişkin aşırı sıkılaşma yönündeki endişeler yılın ikinci yarısında yerini, özellikle ABD-Çin arasındaki ticaret gerginliğinin küresel büyüme üzerinde artırdığı aşağı yönlü riskler sonrasında, genişleyici para politikası adımlarına bıraktı. Kasım 2020’de gerçekleşecek olan ABD Başkanlık seçimleri göz önüne alındığında, yakın dönemde artan küresel risk iştahının 2020’de de yüksek kalmayı sürdürmesi, bununla birlikte küresel finansal koşullarının da gelişmekte olan ülkeleri destekleyici şekilde devam etmesi muhtemel görünmekte” şeklinde sözlerini sürdürdü.
2020 toparlanma yılı olacak
2020’nin Türkiye ekonomisi için toparlanma yılı olacağını beklediklerini belirten Ekonomist Erol Gürcan, “Türkiye ekonomisinde 2018’in ikinci yarısından 2019’un ilk yarısına kadar devam eden dengelenme eğilimi, 2019’un ikinci yarısı itibariyle yerini kademeli bir iyileşmeye bıraktı. Önümüzdeki süreçte, ekonomik büyüme tarafında baz etkilerinin de destekleyici olacağı, enflasyonun önemli bir süre düşük çift haneli seviyelerde dengelenip, 2020’nin ikinci yarısı itibariyle tek haneli seviyelere yaklaşmaya başlayacağı, cari dengenin tarihsel ortalamalara kıyasla daha sürdürülebilir ve yönetilebilir seviyelerde seyredeceği bir döneme gireceğimizi öngörüyoruz” dedi.
Gürcan, “Dengelenmeden toparlanmaya geçiş sürecinin hızı ve kalıcılığı açısından ülke risk priminin, güven endekslerinin, jeopolitik gelişmelerin ve dış ilişkilerin seyrinin de önemli belirleyiciler olmasını beklemekteyiz” diyerek sözlerini tamamladı.
BIST orta-uzun vadede önemli bir getiri potansiyeli taşıyor
Borsa İstanbul hakkında değerlendirmelerde bulunan Gedik Yatırım Araştırma Direktörü Ali Kerim Akkoyunlu, “Küreselde yüksek seyreden risk iştahı, Türkiye ekonomisinin dengelenmeden toparlanmaya geçiyor oluşu, Türk Varlıkların değerlemeler açısından cazip seviyelerde olmayı sürdürmesi, TL’nin görece istikrarlı bir görünüm sergilemesi ve ülke risk primindeki düşüşün sürme potansiyeli gibi gerekçelerle Borsa İstanbul’un orta-uzun vadede önemli bir getiri potansiyeli taşıdığını düşünüyoruz” dedi.
Akkoyunlu, “2020’de endeksin 140.000 ve üzeri seviyelere hareketlenmesini olası öngörüyor, endeksle korelasyonu yüksek olan ve uzun süredir iskontolu seviyelerde işlem görmekte olan hisselerin öne çıkabileceğini değerlendiriyoruz” şeklinde konuştu
Türkiye ekonomisi
– Türkiye ekonomisine dair öncü göstergeler 2019’un 4. çeyreğindeki toparlanmanın sürdüğünü işaret ediyor.
– TCMB’nin önden yüklemeli faiz indirimlerinin ekonomik aktiviteye gecikmeli yansıyacak olması ve baz etkileri 2020’de büyümeyi destekleyecek.
– 2020 yılı hissedilen büyüme performansının, kaydedilen büyüme performansından daha düşük olacağı öngörülüyor.
– Büyüme tahmini 2020 için +%4,5 seviyesinde.
– TÜFE’nin 2020 yılının ilk 6 ayında ağırlıklı olarak %10-12 bandında dengeleneceği, yılın ikinci yarısında ise hafif aşağı yönlü bir eğilimle birlikte enflasyonun yüksek tek haneli seviyelere yönelmesi beklenmekte.
– Yılsonu TÜFE tahminimiz 2020 için %9,6 seviyesinde.
– Ekonomik büyümede beklenen toparlanma eğilimiyle birlikte cari dengenin 2020’nin ilk çeyreğinden itibaren yeniden açık vermeye başlaması bekleniyor.
– Mevcut gerçekleşme ve eğilimleri dikkate alarak cari denge/GSYH oranının 2020 yılı sonunda -%1,8 olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
– Ekonomide beklenen toparlanma eğiliminin vergi gelirlerinde otomatik dengeleyici olması ve bütçedeki tek seferlik gelir ihtiyacını azaltması bekleniyor.
– Dengelenme sürecinde kullanılan manevra alanının yeniden güçlenmesi açısından 2020’de bütçenin sürdürülebilirliğine ilişkin oluşacak görüntü kritik.
– 2020-2022 Orta Vadeli Programı’nda bütçe açığı / GSYH oranı tahmini olan %3 sınırının aşılmaması önemli.
– Bütçe açığı / GSYH oranının 2019 ve 2020 yıllarında -%2,9 seviyesinde olacağı tahmin ediliyor.
– Politika faizindeki güçlü indirimlerinin finansal koşullardaki sıkılığı azaltıcı etkisinin reel ekonomiye gecikmeli yansıması da işsizlik tarafında görülecek potansiyel iyileşmenin diğer temel göstergelere kıyasla daha kademeli kalmasına neden olabilir.
– Ortalama işsizliğin 2020 sonunda %11,7 ile tarihsel ortalamalara yakınsaması bekleniyor.
– Ekonomideki dengelenme nedeniyle yatırımların zayıf seyretmesinin döviz ihtiyacını azaltıcı etkisiyle 2019 yılında borç çevrim oranları ve borç stoğu geriledi.
– Türkiye ekonomisine ve piyasalarına ilişkin göstergelerin ve yatırım algısının zorlu bir süreçten geçtiği dönem boyunca dış borç çevriminde herhangi bir sorunla karşılaşılmaması, Türkiye ekonomisinin şoklara karşın dirençli yapısını göstermekte.
– Kısa vadeli “asıl” borç stoku: 57,4 milyar dolar.
– 1 yılda çevrilmesi gereken “asıl” döviz ihtiyacı tahmini: 71,9 milyar dolar.
– Kısa vadede bir not artışı gelme olasılığı çok güçlü görünmese de, 2020 yılı itibariyle makro dengelerde önemli bir bozulmaya neden olmadan beklenen toparlanmanın gerçekleştiğinin görülmesi, ülke risk priminin gerilemesi, verilerin mali disiplinden taviz verilmeyeceği beklentilerini güçlendirici bir görüntü sunması gibi durumlarda not ve/veya not görünümünde olumlu revizeler gerçekleşebilir.
– Borsa İstanbul, orta-uzun vadede önemli bir getiri potansiyeli taşıyor.
– 2020’de endeksin 140.000 ve üzeri seviyelere hareketlenmesini olası görüyor.
– 2019 başında küresel para politikasına ilişkin aşırı sıkılaşma yönündeki endişeler yılın ikinci yarısında yerini, özellikle ABD-Çin arasındaki ticaret gerginliğinin küresel büyüme üzerinde artırdığı aşağı yönlü riskler sonrasında, genişleyici para politikası adımlarına bıraktı.
– 2020 yılına başlarken birçok merkez bankasının, son 6 aylık dönemdeki genişleme adımlarının ardından, “bekle-gör” politikasına geçtiği görülmekte.
– Merkez bankalarının kurduğu temel iletişimden hareketle kayda değer bir süre daha (en azından 3-6 ay) ekstra genişleme adımı görülmese de küresel çapta faizlerin düşük kalması oldukça güçlü bir olasılık.
– Para politikalarında atılan genişleyici adımların gecikmeli etkileri ile başta ABD-Çin arasındaki ticaret gerginliğinde ara da olsa bir çözüm bulunması küresel ekonomik aktiviteyi destekleme potansiyeli taşımakta.
– 2020’deki ABD Başkanlık seçimleri dikkate alındığında küresel risk iştahının 2020 yılında da genel olarak yüksek kalması muhtemel görünmekte.
Küresel ekonomi
– Yakın dönemde öne çıkan gelişmelerin (gelişmiş ülke merkez bankalarının genişleyici politika hamleleri ve ABD-Çin arasında sağlanan ara anlaşma) önemli ölçüde Gelişmekte Olan Piyasalar (GOP) lehine olduğu söylenebilir.
-iDeal Haber Merkezi-