Nevgül Bilsel Safkan, 26 yıl farklı alanlarda çalıştıktan sonra Sabancı Vakfı’nda çalışmaya başlayınca hayalini gerçekleştirdiğini söyleyerek, “Küçüklüğümden itibaren gönlümün bir yerinde sosyal sorumluluk yatar. Teklif gelince hiç tereddüt etmeden kabul ettim. Çünkü hayalim gerçek olacaktı” diyor. Genel Müdür Nevgül Bilsel Safkan ile vakfı ve çalışmalarını konuştuk:
– 26 yıl boyunca rekabete dayalı bir alandan, STK’ya geçmek zor olmadı mı?
Avusturya Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme’yi bitirdim. Kariyerime Arthur Andersen’de denetçi olarak başladım. Toplamda 26 yıllık iş tecrübem var. Bunun büyük çoğunluğu da rekabete dayalı bir alanda. Sabancı Grubu’nda 11 yıl boyunca görev yapmıştım. CFO’luk, genel müdürlük görevlerinde bulundum. 26 yılın büyük bir kısmı finans yolculuğuyla devam etti. Hep başarılı olmak isterim ve bu kariyer yolculuğu çok keyifliydi. Ancak bir taraftan da sivil toplum örgütlerine katılma hayalim vardı. Yüksek lisansımı Boğaziçi Üniversitesi’nde MBA olarak yaparken, sivil toplum kuruluşlarının gönüllü çalışmalarına katılmaya başladım. O dönemi çok gülümseyerek hatırlıyorum. Benim için güzel bir deneyimdi. Zevk alarak, dolu dolu çalıştım, güzel çalışmalara imza attım. İlk olarak Toplum Gönüllüleri Vakfı’nda çalıştım, buranın mütevelli heyetine girdim. Sivil toplum çalışmalarına emeklilik döneminde, iş hayatım bittikten sonra geçerim diye düşünüyordum.
– Çocukluğunuzda da böyle bir hayaliniz varmış.
Evet. İlkokulda Kızılay’da çalışmak isterdim. Beni tanıyan herkes bilir. Gönlümün bir yerinde sosyal sorumluluk yatar. Tabii çok büyük bir tesadüfle ben başka bir yerde genel müdürlük yaparken telefon geldi. Hiç tereddüt etmeden kabul ettim. Çünkü hayalim gerçek olacaktı.
– Neler yapıyorsunuz?
2018 Eylül ayında geldim. Vakıf 46 yıldır faaliyet gösteriyor. Oturmuş programları, projeleri devam ediyor. Vakıf için önemli olan bir şey de sürdürülebilirlik. Yani hem programların, projelerin sürdürülebilirliği hem de kalıcı etkinin sürdürülebilirliği önemli. O yüzden iyi olan tüm çalışmaların devamı gerekiyor. İyi olan her şey yoluna devam ediyor. Ama tabii ki dokunabilecek, katabilecek şeyler buldum.
– Bugüne kadar kaç kişiye burs verdiniz?
46 yıl boyunca 47 binden fazla burs vermişiz. Çok büyük bir bursiyer ağımız var. En büyük program üniversiteye girişteki başarı bursu. Başarılı öğrenciye ve maddi imkânsızlıkları olanlara veriliyor. Ortalama yıl boyunca 1500 öğrenci vakıftan burs alıyor. Biz geçen sene ilk defa bursiyerleri topladık. Bu yıl ikincisini gerçekleştirdik. Bu buluşmaları çok önemsiyoruz çünkü yıllar boyunca verdiğimiz karşılıksız bursun tek bir karşılığı var, o da bursiyerlerimizin başarısı. Bizden burs alan ve çok önemli yerlere gelenler var. Avukatlar, doktorlar, mühendisler, rektörler, genel müdürler, çok büyük vakıfların başkanları bizden destek almışlar. Bu buluşmalarda bursiyer ağımızla yakınlaşmak, başarılı insanları daha yakından tanımak keyifliydi. Birbirlerine deneyimlerini aktarıp, ilham verdiler. Vakıf olarak eğitim en önemli başlığımız. Hibe programı son beş yıldır eğitim başlığı altında açılıyor. Bu sene 250’ye yakın proje başvurdu.
GENÇLİK DUYARLI
Kişisel hayallerim, bu alanda kalıp, sivil toplum ve toplumsal gelişmeler için çalışmaya devam etmek. Türkiye’nin toplumsal gelişimi için yapılabilecek her şey için burası çok güçlü bir nokta, ben de bu gelişimi sağlamak için yapılabilecek her şey için varım. Günümüzde gençlik bu konulara çok duyarlı. İyi üniversitelerden mezun olup, kariyerlerini geliştirmeye sivil toplumda başlamış olanların sayısı az değil. Benim en büyük tavsiyem üniversitede okurken olabildiğince çok şey görebilmeye çalışsınlar ve kariyer yolculuğu kararını verirken de özellikle stajlarla ve mümkünse part time çalışarak öğrencilik döneminde ne istediklerine karar versinler. Bu çalışmalar kariyer yollarını çizerken çok kıymetli. STK’larda bireysel gelişim çok değerli. Kendilerini ifade etmeyi, empatiyi geliştirmeyi sağlar. Aslında en çok ihtiyacımız olan şey de bu. Bunlar okullarda öğretilmiyor.
İNSANA DOKUNMAK RAHATLATIYOR
Bir sivil toplum kuruluşunda kariyer yapmak mümkün. Projeler, çalışmalar ve insana dokunmak rahatlatıyor. Bir proje program yöneticisi olarak daha küçük bütçeli veya kısa süreli projeleri yöneterek başlanabilir. Zaman içinde daha orta büyük ölçekli projelerin yönetimine, uzmanlığına geçilebilir. Sivil toplumun içinde de farklı odaklanabilecek kesimler var. Kadınlar, gençler, engelliler, çevre, küçük yaş grupları ve diğer farklı segmentler yer alıyor. Zaman içinde insan birinden diğerine doğru da kayabilir.
KADINLARA VE DEZAVANTAJLI GRUPLARA DOKUNUYORUZ
Vizyonumuz tüm bireylerin haklardan eşit yararlandığı bir toplum. Çalışmalarımız hak temelli. Kadınlara, dezavantajlı gruplara, engellilere yönelik yeni projeler olsun istiyoruz. Gençlerimizde odaklandığımız gruplarda değişimin daha da hızlı olmasını bekliyoruz. Eğitimde dönüşüm için işbirlikleri ve yenilikçi modellerin yaygınlaşması şart. Yenilikçi modeller, özellikle eğitim hakkından tam olarak faydalanamayan engelli öğrenciler için kritik öneme sahip. 2013’ten itibaren engellilere bariyerlerin ortadan kalktığı bir dünya yaratılmasına katkıda bulunmayı hedefleyen Zero Project Konferansı’na katılıyoruz. Bu yılki teması kapsayıcı eğitim olan ve 54 ülkeden 86 yenilikçi uygulama ve politika seçilen konferansta biz de bu programdan ülkemize iyi örnek transfer eden ilk kurum olarak model olarak gösterildik. Türkiye İşitme Engelliler Derneği ile işitme engellilerin gittiği Gallaudet Üniversitesi’nin çok dilli hikaye uygulamamız konferans raporunda başarı öyküsü olarak yer aldı. Kurumları bu konferansa başvurmaya ve katılmaya teşvik ettik. Zero Project Konferansı’na Türkiye’den rekor katılım gerçekleşmesine önayak olduk. 46 yıldır süregelen bir yolculuğumuz aynı itibarla devam ediyor.
SABANCI VAKFI
Sabancı Vakfı 1974’ten 2006 yılına kadar burs vermek, okullar, yurtlar, kültür–sanat merkezleri inşa etmek gibi geleneksel hayırseverlik bakış açısıyla faaliyetlerini sürdürdü. 2006’dan itibaren vakıf, Adana’dan İstanbul’a taşındı ve yeni yatırımlar yaptı. Eğitim, kültür sanat alanlarına sosyal değişimi de ekledi. Kadın, genç ve engelli bireylerin toplumda eşit fırsatlara sahip olmalarını ve topluma aktif olarak katılımlarını destekleyen programlara odaklandı. 2007’de başlattığı hibe programıyla Türkiye’de sivil topluma hibe vermeye başlayan ilk vakıf oldu. Vakfın odaklandığı ana alanlardan biri eğitim. Pek çok faaliyeti eğitime dokunuyor, eğitimi destekliyor. Eğitime yatırımın, sürdürülebilir değişim için kilit olduğu düşünülüyor. Vakıf, her yıl 1.500’e yakın öğrenciye olmak üzere, kurulduğu günden bu yana 47 binin üzerinde burs verdi. Burs programına her yıl 400 öğrenci ekleniyor. Sabancı Üniversitesi başta olmak üzere 120’den fazla kalıcı eseri toplumun hizmetine sundu. Hibe programlarıyla de bir yandan Türkiye’nin en yaygın eğitim sorunlarına odaklanan projeleri desteklemeye devam ediyor, bir yandan da yenilikçi uygulamalar sunan projeleri hayata geçiriyor. 2007’den bu yana 76 ilde, 164 projeye 26 milyon TL’nin üzerinde, 2020’de 8 projeye toplam 1.5 milyon TL hibe desteği veriyor. Fark Yaratanlar Programı kapsamında 10 yılda 42 ilden 190 Fark Yaratan kişi/kuruma iletişim desteği sağladı.
KİMDİR?
1989’da Avusturya Lisesi’nden, 1993’te İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü’nden ve 2003’te Boğaziçi Üniversitesi’nden Executive MBA derecesiyle mezun oldu. Arthur Andersen şirketinde denetçi olarak başladığı çalışma hayatında, 26 yıllık kariyeri boyunca sektörünün lideri şirketlerde CFO ve genel müdür pozisyonlarında görev aldı. 2005-2016 yıllarında yani 11 yıl süreyle Sabancı Topluluğunda Perakende Grup Başkanlığında KlikSA’da Genel Müdür, MarSA ve TeknoSA’da CFO pozisyonlarında görev yaptı. 2018 yılı Eylül ayından bu yana Sabancı Vakfı’nın Genel Müdürlük görevini yürüten Nevgül Bilsel Safkan, Mart 2020 itibarıyla aynı zamanda Başkan Yardımcısı görevini sürdürüyor.