Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, 29 Mayıs’ta İstanbul’da oynanacak Şampiyonlar Ligi finalinin seyircili olması için çalıştıklarını belirterek, “Finali seyirciye açma konusunda ciddi niyetimiz var. Çalışmalarımız bir aşamaya geldi. İlgili kurumlarla iletişim halindeyiz. Türkiye her zamanki gibi muhteşem ev sahipliği yapacak” dedi.
“Kaos ortamından futbolu ve sporu kurtarmamız lazım”
Türk futbolunun kaos ortamından kurtulması gerektiğini aktaran Bakan Kasapoğlu, “Kaos ortamı ve kaosun sürekli körüklenmesi. Çok yanlış bir yol bence. Bu yoldan dönülmesi lazım. Bu kaos ikliminin sporun tüm paydaşlarına futbolun tüm paydaşlarına zarar verdiğine inanıyorum. Kısa vadede bu kaosu körükleyenlere belki katkı sağlıyor olabilir. Ama uzun vadede başta ligin marka değeri olmak üzere tüm paydaşlara zarar veriyor. Tüm paydaşları aşağı çekiyor. Sporun ortamında kardeşlik var, pozitiflik var. Dolayısıyla bu kaos ortamından sporumuzu, futbolumuzu kurtarmamız lazım. Bunda da futbolun tüm paydaşlarına görev düşüyor. Federasyonları, yöneticileri, teknik ekipleri, sporcuları, taraftarları herkes şapkayı önüne koyup düşünmesi lazım. Çünkü hepimiz aynı gemideyiz. O yüzden ligimizin marka değerini, takımlarımızın değerini aşağı çekme hakkımız yok. Her şeyden önce zihniyet değişmeli” şeklinde konuştu.
“Tek sorun hakemlermiş gibi algı oluşturulması yanlış”
Son dönemde yaşanan hakem hataları hakkındaki yorumlara da değinen Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, “Öncelikle ifade etmeliyim ki; hakemler üzerinden bir algı oluşturulmasına karşıyım. Sanki herkes görevini layıkıyla yerine getiriyor da tek sorun hakemlermiş gibi algı oluşturulması yanlış bir durum. Herkes hata yapabilir. Herkesin hata yapabileceği ortamda hakemleri günah keçisi ilan etmek haksızlık olur. Tabii hakemlerimiz tartışmalı kararlar veriyorlar mı? Tabii ki oluyor. Hatalı kararlar oluyor mu, onlar da oluyor. Bunları çözeceğimize inanıyorum. Yeter ki aklı selimle yaklaşalım. Yeter ki iyi niyetle yaklaşalım. Kasıt olmasın. Ben bu kuralların ve uygulamaların daha şeffaf ve tutarlı olması gerektiğine inanıyorum. Bir maçta kırmızı kart verilen pozisyona başka bir maçta faul dahi çalınmaması apaçık bir tezat. Tabii ki vicdanları yaralıyor. Tabii ki futbolun, seyircinin, taraftarın keyfini kaçırıyor. Bu kuralların elbette tutarlılığı olması lazım. Tabii ki bunların şeffaf şekilde de uygulanıyor olması lazım. Ben bu anlamda futbol federasyonunun hukuk kurullarının vermiş olduğu kararlarda bir gerekçelendirme noktasında daha hassas davranılması gerektiğine inanıyorum” cümlelerine yer verdi.
“Kulüplerimizin, gönül verenlere layık bir şekilde yönetilmesi gerekiyor”
Kulüplerin, hesap verilebilir bir şekilde yönetilmesi gerektiğine vurgu yapan Bakan Kasapoğlu, “Ülkemizde de dünyada da spor kulüplerinin şeffaflığı sorun, denetlenmesi konusu, yönetilmesi noktasındaki sorunlar bunların her biri açıkçası ivedilikle çözülmesi gereken konular. Dünyanın emeği var. Yatırımı var. Müthiş bir heyecan olan bir konu ve bu konunun birkaç tane sorumsuz yönetici ile çıkmaza sokulmasını ben futbol camiası için spor camiası için haksızlık olarak algıladığımı ifade etmek istiyorum. Başarının ödüllendirilmesi gerekli, başarısızlığın değil. Somut kriterle yapılan harcamalar alınan sonuç en basit. Bunların ölçülmesi gerek. Hem kulüplerde hem federasyonlarda. Ciddi bütçeler harcanıyor, ciddi gayretler ortaya konuyor. Bunların hem şeffaf şekilde paylaşılması hem de evrensel yönetim ilkeleri ile bu camiaların yönetilmesi gerekiyor. Kulüplerimiz milletimize mâl olmuş kulüpler. Milyonlarca insanın gönül verdiği kulüpler. Gönül verenlere layık şekilde yönetilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda geçtiğimiz yıl tüm sporun paydaşlarını bir araya getirdik. İnanıyorum ki çok kısa vadede parlamentomuzun büyük çalışması ile sporda ve sporun paydaşı olan kulüpler ve federasyonda yarınlarımızı çok daha güçlü şekilde yönetebileceğimiz şekillendireceğimiz altyapıyı inşallah el birliği ile tesis edeceğiz. Hesap verilebilirliği, şeffaflığı ve bu çerçevede de taraftara layık yönetimlerin oluşturulması konusundaki yasal altyapıyı da inşallah hep birlikte görmüş olacağız” dedi.
“Milli takım futbolcularımız aynı zamanda bir rol model”
Milli takımdan heyecan duyduklarını da sözlerine ekleyen Bakan Kasapoğlu, şöyle devam etti:
“İyi bir jenerasyon var. Hocamızın gayretleri Şenol hoca ile zaman zaman bir araya geliyoruz. Uzun mütalaalar yapıyoruz. Hocamızın bu anlamdaki birikimi hem konuya olan ilgisi önemli bir avantaj. Hocalarımız ülkemizin yetiştirdiği değerler, açıkçası bizim en büyük zenginliklerimizden bir tanesi. Sporcularımız yine Avrupa’da bizi başarıyla temsil eden arkadaşlarımız. Bu gençler aynı zamanda bir rol model. Onların izinden gelecek gayretiyle çalışkanlığıyla karakteriyle onların yolunda yürüyecek gençler var. İnanıyorum yarınların Türkiye’si çok farklı olacak. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu 2023 vizyonu, 2053 vizyonu, 2071 vizyonu bunlar içi dolu vizyonlar. Biz de maçlara inşallah gideceğiz ve takımımızı yalnız bırakmayacağız. Sporcularımıza inanıyorum ki bu anlamda inşallah liglerini bitirince bir araya gelecekler. Heyecan duyuyoruz. Son süreçteki performansları bizi ayrı gururlandırdı. İnanıyorum ki futbolu ile basketbolu ile voleybolu ile diğer branşlarıyla sporumuzun güçlü yürüyüşüne devam edeceğiz.”
“Açgözlü bakış açısıyla kimsenin bu duyguyu yok etme hakkı yok”
Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Avrupa Süper Ligi için; “Açgözlü bakış açısıyla kimsenin bu duyguyu yok etme hakkı yok” ifadelerini kullandı. Kasapoğlu, “Çok güzel bir yaklaşım; aç gözlülük. Futbol demek duygu demek. Futbol demek ihtimaller demek. Futbolu sadece finansal tablolardan ibaret görmek, futbola, futbolsevere, gençlere çocuklara milyarlarca insana haksızlık olur ve bunun kimseye de faydası olmaz. Oluşturulmaya çalışılan ligin bir finansman oluşturma çabası olduğunu hepimiz biliyoruz. Böyle bir ihtiyacın niçin ortaya çıktığını ilgili kulüplerle bu işin inisiyatifini alan kişilerce irdelenmesi gerekli. Niçin böyle bir kâr maksimizasyonunu bu anlamda ya da finansal ihtiyacı hissettiler. Belli ki bir takım finansal sorunları var. Bunları biliyoruz. Birilerinin kâr maksimizasyonu için milyonlarca insanın, gencin umudunu çalma hakkı yok. Finansal olarak kadro olarak göreceli anlamda daha az popüler takımın, bu anlamda daha güçlü takımla mücadele etme şansını ortadan kaldırmamak lazım. Taraftarın bu anlamdaki izleme keyfini yok etmemek lazım. Materyalist yaklaşımla sporu yok etmemek lazım. Bu çerçevede inanıyorum ki gelinen nokta tabi ki ilgili kulüplerin tüm camia olarak özeleştiriyi bir kenara bırakmaması lazım. Buna da itirazım yok ama bu duyguyu materyalist anlayışlarla siz de bahsetmiş oldunuz. Açgözlü bakış açısıyla kimsenin bu duyguyu yok etme hakkı yok” diye konuştu.
“1 milyon 300 bin çocuğumuza yetenek taraması yaptık”
“Emeğin karşılığını alacağız”
Sporda yatırımın ve emeğin karşılığını alacaklarını da söyleyen Bakan Mehmet Muharrem Kasapoğlu, “Pandemi dönemini fırsata çevirme noktasında sporcularımıza bu anlamda müteşekkirim. Gerek Bakanlığımızın federasyonlarda sporcularımızla ciddi iletişimi, bu anlamdaki gayretlerimiz gerek sporcularımızın bu anlamdaki hakikaten hassasiyeti bu sürecin hamdolsun ki fırsata dönüşmesi noktasında başarılı olduğunu gösteriyor. Son günlerde aldığımız sonuçlar jimnastikten güreşe, güreşten yüzmeye ve pek çok alanda inanıyorum ki olimpiyatlarda sporcularımız, bu yıl bizleri ayrı gururlandıracak. Bu ülkemizin sadece birkaç branşa değil. Pek çok branşa odaklandığını ve bunda da sonuç aldığını gösteriyor. Daha büyük başarılar inanıyorum ki çok kısa vadede gelecek. Voleybolda gelecek. Futbolda gelecek. Basketbolda gelecek. Yüzmede gelecek. Güreşte geliyor daha da bunları güçlendireceğiz. Spora yaptığımız yatırımın verilen emeğin karşılığını alacağız” dedi.
“En yeni stadyumlar Türkiye’de”
Ülke olarak en iyi statlara sahip olduklarını dile getiren Kasapoğlu, “Biz statları en güzel hali ile en modern şekli ile sıfır kilometre olarak alıyoruz. Kulüplerimize yerel yönetimlerimize teslim ediyoruz. Bu kulüpler yerel yönetimler buraların en güzel şekilde işletilmesinden sorumlu olarak devralıyorlar. Maalesef bu yıl zeminlerle ilgili ortaya çıkan durum sonrasında bakanlık olarak yeni yaptırımları gözden geçirme çalışmalar ortaya koyduk, bir yandan bu devam ediyor. Bir yandan federasyon ile konuştuk. Federasyonumuz bu çerçevede yeni bir modelle bu işi şansa bırakmadan, çünkü sporcu sağlığı her şeyin üzerinde, gerekli çalışmaları yapacak. UEFA bile artık kabul etti; en yeni stadyumlar Türkiye’de. En modern stadyumlar işçiliği ile malzemesi ile her açıdan her şey mükemmel. Bunlara bakacağız. Bunlara bakmayanlar da gereken müeyyide ile karşılaşacaklar. Başka çaresi yok” şeklinde konuştu.
“Türkiye spor turizminde bir marka”
“Türkiye spor turizminde bir marka. Bizim derdimiz de bu markayı daha güçlü hale getirmek. Her türlü iklim zenginliğine ve doğal güzelliğe sahibiz. Bununla birlikte tesis altyapımız mükemmel ötesi. Bunu ilgili spor severle buluşturmak bize de bu düşüyor. Spor turizmini nasıl daha kurumsal bir şekilde yukarı taşırız diye geçtiğimiz yıl yine bir tarafları topladık, çalıştay yaptık. Her türlü spor için her türlü altyapı var. Bir yerde kayak yapıyorsunuz bir tarafta aynı zaman diliminde dalış yapabiliyorsunuz. Bir yerde yüksek irtifa gerektiren kamp çalışmaları var. Diğer tarafta otomobil ve motor sporları için altyapı var. Bunları taraftarla, sporcuyla buluşturma adına spor turizmi alanında ciddi mesafeler katediyoruz. Türkiye her türlü spor organizasyonunu golften atletizme, jimnastiğe, güreşe yüzmeye her türlü organize ediyoruz. Formula 1, Ralli Şampiyonası yani her branşa en güzel şekilde ev sahipliği yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. Çıtamızı hep yukarıya taşıyacağız.” (İHA)