İRAN dün geceyarısından sonra, Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani suikastının ardından Irak’ta ABD askerlerinin bulunduğu iki askeri üsse intikam saldırısı düzenledi. İran cephesi, Anbar vilayetindeki Ayn el Esad Hava Üssü’nü ve Kürt Yönetimi bölgesinde yer alan Erbil’deki ABD üssünü yüzlerce kilometre öteden onlarca balistik füzeyle vurduğunu duyurdu. İran saldırılarda 80 ABD askerinin öldüğünü, helikopterler ve İHA’ların zarar gördüğünü iddia etse de ABD ve Irak cephesi saldırılarda can kaybı olduğunu reddetti.
ABD ÖNLEM ALDI
Söz konusu saldırının ardından gözler ABD’nin tepkisine çevrildi. İran saldırıya ABD’nin misilleme yapması halinde, ‘çok daha sert ve ezici’ karşılık verileceğini açıkladı. ABD’li kaynaklar, Süleymani suikastının ardından ABD’nin Ayn el Esad hava üssündeki güvenlik önlemlerini arttırdığı, füzenin ateşlenmesinden sonra ABD askerlerinin sığınaklara gidecek zamanı bulduğunu söyledi.
HABER VERDİ
İran’ın ABD’ye Ortadoğu’daki Şii milisler aracılığıyla değil, kendi topraklarından attığı balistik füzelerle askeri yanıt vermesi ABD-İran geriliminde bir dönüm noktası. Bu arada İran’ın saldırıdan hemen önce lokasyon vermeksizin Iraklı yetkilileri bilgilendirdiği ortaya çıktı. Irak hükûmeti “Saldırıda füzelerden 17’si Ayn el-Esad Hava Üssü’ne, 5’i ise Erbil’e (ABD üssüne) isabet etti” dedi. Irak Meclis Başkanı Muhammed el Halbusi, saldırının Irak’ın bağımsızlığına müdahale olduğunu söyleyerek olayı kınadı.
BEYAZ SARAY ALARMDA
İran’ın füzeleri ateşlemesinden önce ABD askerlerine yönelik saldırı konusunda güçlü bir istihbarat alan ABD yönetiminde Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Savunma Bakanı Mark Esper, Beyaz Saray’a gelerek Ulusal Güvenlik toplantısı düzenledi. Bu esnada Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile görüşen Trump, saldırılardan 3.5 saat önce Beyaz Saray’daki Kriz Odası’nda ulusal güvenlik ekibiyle toplantıya başladı. Saldırıdan sonra ilk açıklamasını Twitter’dan yapan Başkan Trump, “İran’dan fırlatılan füzeler Irak’taki 2 askeri üssü hedef aldı. Zayiat ve hasar tespit çalışmaları yapılıyor. Şu ana kadar her şey yolunda” ifadesini kullandı.
TRUMP’TAN ‘ILIMLI’ MESAJ
Bu açıklamadan saatler sonra Beyaz Saray’da kameralar karşısına geçen Trump, “Erken uyarı sistemi çok iyi çalıştı. Hiçbir Amerikalı ya da Iraklı zarar görmedi. Tüm askerlerimiz güvende, sadece üslerde hafif zarar var” dedi. Obama döneminde İran ile yapılan nükleer anlaşmayı eleştiren Trump şöyle konuştu: “İran davranışlarını değiştirene kadar çok güçlü ekonomik yaptırımlar devam edecek. İran’ın saldırganlığı akılsızca imzalanan nükleer anlaşma ile arttı. NATO’dan Ortadoğu’daki sürece daha fazla katkıda bulunmasını isteyeceğim. Amerikan ordusu benim yönetimimde hiç olmadığı kadar güçlü. Ancak böyle bir orduya sahip olmamız kullanmamız gerektiği anlamına gelmiyor. İran refah ve dünya ülkeleriyle uyum içinde yaşayabilir. Barış isteyen herkesle barış içinde yaşamaya hazırız.”
HAMANEY: TOKAT ATTIK
Balistik füze saldırısını anbean takip eden İran dini lideri Ali Hamaney, “Bunların yüzüne bir tokat atıldı ama bu yeterli değildir. ABD’nin bölgedeki varlığı son bulmalıdır” açıklamasında bulundu. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise “Onlarca füzeyle terörist ABD ordusuna ait Ayn el Esad üssü vuruldu. Onlar, Süleymani’nin elini kestiler. Bunun intikamı, onların ayaklarını bölgeden kesmemiz olacaktır” ifadesini kullandı. Irak’ta yaklaşık 5 bin ABD askeri bulunuyor. İran Devrim Muhafızları ise, ABD’nin İran topraklarını hedef alması durumunda Dubai ve Hayfa’nın hedef alınacağını belirtti.
TAHRAN BM’YE BİLDİRDİ
İran yönetimi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) gönderdiği mektupta, ‘savaş peşinde olmadıklarını’ bildirdi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e gönderilen mektupta “Savaş peşinde değiliz. Bize karşı yapılacak her türlü askeri maceracılığa karşı uyarıda bulunuyoruz” ifadeleri yer aldı. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, “İran, vatandaşlarına ve üst düzey yetkililerine yönelik korkakça silahlı saldırıya karşı kendini savunmak için BM Sözleşmesinin 51’inci maddesi uyarınca tedbirler aldı ve sonuçlandırdı” dedi. New York Times’ın haberine göre, İran Devrim Muhafızları’na yakın iki kaynak, ABD’nin karşılık vermemesi durumunda İran’ın da tansiyonu düşürmeye hazır olduğunu söyledi.
SEMBOLLER DAMGA VURDU
ABD ile İran arasındaki yüksek tansiyona iki tarafın da gündeme getirdiği semboller damgasını vurdu. İşte o sembollerden bazıları.
ABD’NİN 52 HEDEFİ: ABD Başkanı Trump, İran’ın Süleymani’nin öldürülmesine yanıt verilmesi halinde İran çıkarlarına yönelik 52 hedef belirlediklerini söyledi. Bu sayı, 1979’da Tahran’da rehin alınan 52 Amerikalıyı temsil ediyor.
İRAN’DAN 290 YANITI: İran Cumhurbaşkanı Ruhani ise Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “52 sayısına atıfta bulunanlar 290 sayısını da hatırlasın. Asla İran ulusunu tehdit etmeyin” diye uyarıda bulundu. ABD 3 Temmuz 1988’de İran’dan Dubai gitmekte olan bir İran uçağını füzeyle vurmuş, 290 kişi ölmüştü.
52 ADET F-35 İLE GÖSTERİ: ABD, geçtiğimiz günlerde Utah’ta yaptığı planlı hava tatbikatında pistte 52 adet F-35A tipi savaş uçağıyla ‘fil yürüyüşü’ diye adlandırılan toplu geçiti yaparak güç gösterisinde bulundu. ABD’nin 52 rakamını öne çıkarması yine manidar bulundu.
SALDIRI SAAT 01.20’DE: Süleymani, geçen cuma günü Bağdat’ta saat 01.20’de İHA saldırısıyla öldürülmüştü. İran’ın ABD üslerine yönelik misillemesi de dün yerel saatle 01.20’de gerçekleşti.
TRUMP’IN GİTTİĞİ ÜS: İran’ın hedef aldığı üslerden biri Irak’taki Ayn el Esad üssü. Trump, 26 Aralık 2018’de bu üssü ziyaret etmişti. Irak parlamentosu geçtiğimiz günlerde ABD askerinin ülkeden çıkarılması yönünde karar aldığında Trump, “Orada devasa ölçüde pahalı bir üs inşa ettik. geri ödeme yapmadıkları sürece çıkmayacağız” ifadesini kullanmıştı.
(Donald Trump eşi Melania Trump ile 2018’de dün vurulan üssü ziyaret etmişti.)
HER ŞEY O ABD’LİNİN ÖLDÜRÜLMESİYLE BAŞLADI
ABD-İran gerilimi, 27 Aralık’ta Kerkük’teki Amerikan üssüne Şii Hizbullah Tugayları tarafından düzenlenen saldırıda bir Amerikalı sözleşmeli personelin hayatını kaybetmesiyle bir şiddet sarmalına dönüşmeye başladı. Kerkük’teki saldırıda Irak asıllı Amerikalı Navres Valid Hamid’in ölümüyle ABD’nin kırmızı çizgisi aşılmış oldu. Amerikan ordusuyla anlaşmalı olan Hamid, Arapça tercüman olarak çalışıyordu. Irak’ta doğup büyüyen Hamid, 2011 yılında ABD’ye göç etmiş, 2017 yılında ABD vatandaşı olmuş, 2 ve 8 yaşlarındaki iki çocuğu ve eşiyle California’nın Sacramento kentinde yaşamaya başlamıştı. Hamid dün toprağa verilirken eşi Nur El Halil, ABD’de yaşamaya devam edeceğini belirterek “Artık benim dünyam iki çocuğum” dedi.
TRUMP’TAN ‘ŞEHİT’ DEĞERLENDİRMESİ
ABD Başkanı Donald Trump, Irak’ta gerilimin arttığı saatlerde Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’i Beyaz Saray’da kabul etti. İki lider, Beyaz Saray’daki görüşmeleri öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Trump, ABD’nin operasyonuyla öldürülen İranlı General Kasım Süleymani’yi ‘canavar’ olarak nitelendirdi. Bir gazetecinin, “Siz ona canavar diyorsunuz ancak dostunuz Cumhurbaşkanı Erdoğan şehit demişti” diye sorması üzerine Trump, “Yüzde 100 buna katılmıyorum. Kendi açısından, gözetmesi gereken bir kamuoyu var. Şaşırdım ama olsun” yanıtını verdi. İran’ın Ankara Büyükelçiliği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İran Cumhurbaşkanı Ruhani’ye, “Şehit Süleymani’nin yokluğu derinden üzüyor” dediği açıklaması yapmış, TRT World’e konuşan bir üst düzey yetkili ise bu iddiayı yalanlayarak Süleymani hakkında ‘şehit’ ifadesinin kesinlikle kullanılmadığını belirtmişti.
MİÇOTAKİS DESTEK BULAMADI
Öte yandan Yunanistan’da, Türkiye’nin Libya ve doğu Akdeniz politikalarına karşı destek bulmak için Beyaz Saray’a giden Miçotakis’in Trump’tan umduğu desteği bulamadığı yorumları yapıldı. (Yorgo KIRBAKİ/ATİNA)
DÜNYADAN KINAMA VE İTİDAL ÇAĞRISI
◼Almanya, İran’ın Irak’taki askeri üslere füze saldırısını sert bir dille kınadı. Dışişleri Bakanı Heiko Maas ve Savunma Bakanı Annegret Kramp Karrenbauer, “İran’ın füze saldırısını sert bir dille kınıyoruz” dedi.
◼İngiltere Başbakanı Boris Johnson, İran’ın böylesi sorumsuz bir davranışı tekrar etmemesi gerektiğini söylerken, saldırıyı kınadı.
◼Fransa Dışişleri Bakanı saldırıyı kınadı. Açıklamada, DEAŞ’a karşı koalisyon partnerleriyle dayanışma vurgulanırken, İran’ın bağımsızlığına da dikkat edilmesi gerektiği belirtildi.
◼NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “İran’ın Irak’taki ABD ve koalisyon güçlerine yönelik füze saldırılarını kınıyorum.” açıklamasında bulundu.
◼Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ortadoğu’daki gerginliğin sadece bölgeyi değil tüm dünyayı etkilediğini belirterek, “Silahların acilen susması gerekiyor” dedi.
◼İsrail Başbakanı Netanyahu, İran’a karşı ABD’nin yanında olduğunu söylerken “Kim bize saldırmayı denerse acı verici bir darbe alır” dedi.
İRAN: İNTİKAMI ALINDI
İran’ın Kasımı Süleymani suikastına karşılık Irak’taki üslerine balistik füze saldırısı düzenlemesi İranlılar arasında buruk bir sevinç yarattı. Süleymani’nin Kirman kentindeki defninden sonra İran’da ABD çıkarlarına yönelik insanların kutlama görüntüleri ekrana geldi. Başkent Tahran’da da Kasım Süleymani posteriyle yollara çıkan İranlılar, tekbir getirdi, ABD ve İsrail karşıtı slogan attı. İran, bu saldırılarla Süleymani’nin öldürülmesiyle kamuoyunda oluşan yenilgi duygusunu aşmayı umuyor. Televizyonlarda “İntikamı alındı ve şimdi huzur içinde yatabilir” açıklaması da buna işaret ediyor.
HEDEFTEKİ İKİ YER
◼İran’ın saldırdığı Ayn el Esad Hava Üssü Irak ordusuna ait. Askeri üs, DEAŞ’a karşı kurulan koalisyon kapsamında ABD ve Irak ordusu mensuplarının yanı sıra İngiltere, Norveç ve Danimarka gibi ülkelerden askere de ev sahipliği yapıyor.
◼1980’lerin başında Yugoslavya tarafından inşa edilen askeri üs, ABD’nin Irak’ı işgal etmesinin ardından okulu, hastanesi ve birçok farklı imkânı bulunan küçük bir şehir hâlini almıştı.
◼Ayn el Esad, Bağdat’ın 160 km kadar batısında, Anbar vilayeti sınırları içinde yer alıyor. İngiltere, Danimarka ve Norveç herhangi bir kayıpları olmadığını açıkladı.
◼Irak’ta DEAŞ’ın yenilgiye uğramasının ardından geçen yıl yabancı askerlerin bir kısmı ülkelerine geri çekilmişti. Erbil’deki askeri üs ise ABD’li Özel Operasyonlar ekiplerine, istihbarat birimlerine ve yabancı ülkelerden askerlere ev sahipliği yapıyor.
KRİZ YENİDEN YÜKSELİR Mİ
ABD’de Donald Trump’ın iktidar olması ve sonrasında İran ile yapılmış 2015 tarihli nükleer anlaşmadan vazgeçmesinin ardından gerilim tırmanışa geçmişti. Ancak tansiyon hiç bu kadar yüksek bir seviyeye ulaşmamıştı.
Şimdi dünyadaki korku şu. Bu misilleme hırsı kontrolden çıkar ve topyekûn bir savaşa dönüşür mü?
NİYE TAM DA ŞİMDİ
Gerilim, Basra Körfezi’nde gemilere mayın döşenmesi, Suudi Arabistan’da Aramco tesislerinin İHA’lar ile vurulması, ABD’ye ait bir İHA’nın düşürülmesiyle yükseliş ivmesini sürdürmüştü. Saldırılarla ilgili İran suçlanmıştı. Aralık ayının sonunda Kerkük’te bir ABD’li sözleşmeli personelin öldürülmesi, sonrasında Bağdat Büyükelçiliği’nin baskına uğramasının ardından ABD, İran’a üst seviyeden bir misillemede bulunarak yanıt verdi. ABD basınına göre Trump, İran’a yeterince sert davranmadığı için imajının zedelendiğini düşünüyordu. Nitekim İran’ın sembol isimlerinden General Süleymani’ye yönelik saldırı emrini de bizzat Trump verdi. 2020 Kasım ayında yapılacak seçimlere hazırlanan Trump’ın bu hamlesi Amerikan kamuoyu için de sürpriz oldu. Saldırı aynı zamanda ABD’yi ikiye böldü.
KENDİ KAMUOYLARI ÖNEMLİ
Krizde tabii ki ülke kamuoylarının beklentileri önemli bir yer tutuyor. Bir yandan iki taraf da krizin kontrolden çıkma riski bulunduğu, bedelinin ağır olabileceğinin farkında. Bu nedenle hem Başkan Trump’ın İran’ın misillemesi sonrasında “Şu ana kadar her şey yolunda” diye tweet atması, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in “İran savunma amaçlı orantılı tebdirleri uyguladı ve tamamladı. Gerilim ya da savaş istemiyoruz” demesi buna işaret ediyor. Öte yandan İran’ın en yüksek otoritesi dini lider Ali Hamaney’in “ABD’nin bu bölgedeki varlığı son bulmalıdır” ısrarı ise önemli.
TOP ŞİMDİ ABD’DE
İran’ın üs saldırılarıyla misilleme yarışında top ABD’nin sahasına geçti. İran onlarca füze yollandığını 80 Amerikalı askerin öldüğünü iddia etti. Ancak ABD can kaybı olmadığını açıklayınca dünya rahat bir nefes aldı. ABD’nin İran’a tepkisinin şimdilik yaptırımlarla sınırlı kalacağı anlaşılıyor. Ancak önümüzdeki dönemde müzakere masasına geri dönüşe imkan tanıyacak bir zemin oluşmazsa Tahran’ın ABD’nin Ortadoğu’daki askeri varlığının sona erdirilmesi için baskılarını sürdüreceğini öngörmek hatalı olmayacaktır.(NİLGÜN T. GÜMÜŞ)