Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Dış Ticaret Konsey Başkanı da olan Bayizit, AA muhabirine, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde Türkiye’nin çok popüler bir tarım ülkesi haline geldiğini belirtti. Tarım bakımından yapıcı bir dönem yaşandığını dile getiren Bayizit, “Avrupa bölgesinde İtalya, Polonya, Almanya gibi tarımda öne çıkan ülkeler, pandeminin hasat dönemine denk gelmesiyle üretimlerinde ciddi şekilde sıkıntı yaşadı. Akabinde Türkiye iyi bir pozisyon aldı ve bu dönemi daha az kayıpla geçirdi. Bizim marketlerimizde hiçbir gıda sıkıntısı, stok sorunu yaşanmadı.” dedi.
Dondurulmuş gıdanın önemine işaret eden Bayizit, dondurma işleminin ürüne çok ciddi bir katma değer sağladığını söyledi. Bunu bir örnekle açıklayan Bayizit, “Dağda yetişen kilogramı 5 liralık çileği fabrikaya getirip temizleyip dondurduktan sonra yaklaşık 1,5-2 avroluk ürün haline getirebiliyorsunuz. Bu ürünü dondurarak kuruttuğunuzda kilogramı 30 dolarlık bir ürün haline geliyor.” ifadelerini kullandı.
Bayizit, gıda dondurma ve kurutma teknolojisinin Türkiye’de bulunması ve gelişmesinin son derece sevindirici olduğunu dile getirdi. Ham maddenin tarla boyutunun iyi organize edilmesi ve sürdürülebilir olması gerektiğine dikkati çeken Bayizit, “Sözleşmeli tarım metodu, sürekli, planlı, ölçek ekonomisiyle üretim ve dönüm başı verimlilik, gelenekseli unutmadan entegrasyonla tarım tekniklerini kullanarak üretim önemli.” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’YE İHRACATTA YÜZDE 20 ARTIŞ
Murat Bayizit, ABD’den 2020’de çok ciddi bir dondurulmuş gıda talebi geldiğini ve bir önceki yıla göre Türkiye’nin bu ülkeye ihracatının yüzde 20 arttığını söyledi.
Türkiye’nin, dondurulmuş gıdanın özellikle organik üretimi noktasında mesafe katettiğini belirten Bayizit, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Organik üretimi artırınca aramıza yeni pazarlar katıldı. Güney Amerika bunlardan biri. Şili bizden ciddi miktarda dondurulmuş çilek alıyor. ABD organik çilek başta olmak üzere organik kiraz, karnabahar ve brokoli gibi ürünleri çekmeye başladı. 2-3 yıldır Avrupa Birliği (AB) ambargosundan da etkilenmiş olan Rusya’dan dondurulmuş gıdayla ilgili çok ciddi talepler gelmeye başladı. Oraya da çok ciddi dondurulmuş brokoli ve karnabahar ihraç ediliyor. Japonya, Güney Kore, Hong Kong’da, Asya-Pasifik’te yeni pazarlar bulduk. Oralara da üst düzey nitelikte ürünler satılıyor; dondurulmuş tane nar, portakal, limon, şeftali, bu ülkelere ciddi miktarda satılan ürünler haline geldi. Bursa siyah incirinin dondurulmuşuna da ciddi bir talep oluşmaya başladı.”
Dondurulmuş gıdada ilk sırada AB pazarının yer aldığını bildiren Bayizit, Türkiye’nin ihracatının yüzde 60’ının bu ülkelere yapıldığını belirtti.
Bayizit, “ABD, son yıllarda fazla miktarda pay almaya başladı. Orada kendi depolarını açan ve oraya ihracatı sıklaştıran Türkiye’den birkaç firma öne çıktı. Amerika kıtası, özellikle Güney Amerika ile beraber Avrupa’dan sonra ikinci en büyük pazarımız. Daha sonra Rusya geliyor. Asya-Pasifik ülkelerinde, Malezya, Singapur’a ufak tefek işler yapmaya başladık.” dedi.
DONDURULMUŞ GIDADA 2023 HEDEFİ 500 MİLYON DOLARLIK İHRACAT
ABD ve Kanada’ya satışın nitelikli bir şekilde artırılması gerektiğini söyleyen Bayizit, dondurulmuş gıdada en büyük pazarlardan biri olan Çin’e bu ülkedeki kurallar gereği ihracat yapılamadığını ifade etti.
Diplomasiyle bu engelin aşılması durumunda Türk sanayicilerin Çin’den yoğun talep alabileceğini vurgulayan Bayizit, şunları kaydetti:
“Dondurulmuş gıdada hedef, Amerika pazarı. Türkiye’nin 2023 için 500 milyar ihracat hedefi var. Bunun 40 milyar doları tarımın ihracat hedefi. Şu anda 20,5 milyar dolardayız. Bunun içinde dondurulmuş gıdanın payı 150-200 milyon dolar. Dondurulmuş gıdada 2023 yılı için ihracat hedefimiz 500 milyon dolar. Yeni pazarlar ve mevcut pazarların gelişimiyle bu hedef daha sonra 1 milyar dolar sınırına çıkartılabilir. Dondurulmuş gıdada geçen yıl yapılan 120 bin tonluk ihracat bu yıl 150 bin tonlara çıktı. Bu rakamlar çok düşük ve yükseltilmesi lazım. İhracatı artırmanın yolu da ham madde tarafının iyi organize edilmesinden geçiyor. Dondurulmuş gıda sektörü, sözleşmeli tarımı yüzde 20-25 kullanan bir sektör. Bunun yüzde 70-80 olması gerekiyor. Kooperatif ve üretici birliklerinin bu işte daha aktif ve sonuca yönelik çalışması gerekiyor.”
Sektörün disiplinli ve örgütlü bir şekilde ilerlemesi gerektiğini vurgulayan Bayizit, BTSO’da “Dondurulmuş Gıda, Taze Sebze Meyve ve Süt Ürünleri Üreticilerinin Uluslararası Rekabet Gücünün Geliştirilmesi Projesi” kapsamında bir küme kurarak ticaret ve ihracatı artırmak için önemli çalışmalar yaptıklarını ifade etti.