Kültür ve inanç turizminde önemli bir yere sahip olan Şanlıurfa, “tarihin sıfır noktası” diye adlandırılan Göbeklitepe ile zirveye taşıdığı turizm atağını Karahantepe ile taçlandırmayı hedefliyor.
Doğal zenginlikleri, köklü tarihi ve inanç turizmi alanındaki potansiyeliyle her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ağırlandığı Şanlıurfa, barındırdığı güzelliklerle ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. Şanlıurfa’ya gelen ziyaretçiler Hazreti İbrahim’in doğduğu ve ateşe atıldığı yer olarak rivayet edilen Balıklıgöl, “tarihin sıfır noktası” diye nitelendirilen UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Göbeklitepe, konik kubbeli evleriyle bilinen tarihi Harran ilçesi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan Halfeti gibi noktaları gezme imkanı buluyor.
Göbeklitepe semalarında bu yıl başlayan sıcak hava balonu turlarıyla artan kentteki turizm çeşitliliği, Karahantepe’deki yeni buluntularla üst noktaya taşındı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un, Karahantepe’ye ilişkin “Muhtemelen de dünyada tekrar ses getiren yeni bir keşfimiz olacak diye düşünüyorum” ifadeleri, Şanlıurfa’da pandemi sonrası yaşanacak turizm hareketliliği noktasında heyecan yarattı.
“Şanlıurfa çocuklarda bile heyecan uyandırmış”
Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, AA muhabirine, 2019’un “Göbeklitepe Yılı” olarak ilan edilmesiyle kent turizminde önemli gelişmeler yaşandığını ve ziyaretçi sayısında büyük bir artış olduğunu söyledi. Salgın nedeniyle Şanlıurfa’nın 2020 yılında istediği kadar turisti ağırlayamadığını belirten Beyazgül, ona rağmen bu süreçte bile yerli turistlerin şehirdeki ören yerlerini ziyaret ettiğini aktardı. Beyazgül, Göbeklitepe’de balon uçuşlarının başladığını ve kentin hava durumunun bu uçuşlar için çok elverişli olduğunu anlatarak, şöyle konuştu:
“Balonla uçulduğu zaman geniş bir ufuk önünüzde var, bir taraf Harran ovası, bir taraf da Karacadağ’a kadar uzanan güzel bir görünüm var. Bu nedenle balon işletmeleri de burada olmak istediklerini ifade ettiler, inşallah renk renk balonları bizim semalarımızda göreceğiz. 2021 yılı normale dönerse ben inanıyorum ki insanlar heyecanla Şanlıurfa’ya gelmeyi bekliyorlar. Bazen gelen ailelere soruyorum ‘Nedir sizi buraya çeken’ diye. ‘Biz de gelmek istiyorduk ama çocuklarımız illa gidip Göbeklitepe’yi görmek istedi’ diyorlar. Çocuklarda bile bir heyecan uyandırmış. İnşallah 2021 yılında pandemi biter Şanlıurfa turizmde yeni bir hareketlilik, ivme kazanır diye düşünüyorum.”
“Karahantepe dünyada adından söz ettirecek”
Şanlıurfa’nın her köşesinde tarih yattığını ve bunun en güzel örneklerinden birinin de yakın zamanda ortaya çıkan, tüm dünyanın dikkatlerini çeken Karahantepe olduğunu aktaran Beyazgül, kentin kendisinden söz ettirecek daha biçok esere sahip olduğuna inandığını ifade etti. Beyazgül, kente gelen turistlerin Göbeklitepe’den sonra Karahantepe’yi de görmek için büyük bir heyecan duyacaklarına inandıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Karahantepe’de ‘T’ şeklinde kesilmiş taşlara rastlandı, ‘T’ şeklinde kesilen taşlar varsa onların olduğu mekanda da muhakkak insanlar yaşamış orada bir tarih yaşanmış diyebiliriz. Benim inancım şudur ki Karahantepe de önümüzdeki yıllarda tüm dünyada adından çok söz ettirecek bir merkez olacak. Orada çıkanları göreceğiz takip edeceğiz. Karahantepe’de insanların düşündüklerini yeniden gözden geçirecek eserler bulacağımıza inanıyorum. Kültür ve Turizm Bakanımız da Karahantepe’den bahsetti. Hep beraber takip ediyoruz şimdi.”
Karahantepe
Şanlıurfa’daki kültür envanterinin tespiti için başlatılan çalışmalar kapsamında, şehir merkezine 46 kilometre mesafede bulunan Tek Tek Dağları Milli Parkı içerisindeki Kargalı Mahallesi yakınlarında, araştırmacılar tarafından 1997’de yüzey araştırması sırasında Karahantepe’deki yapılar fark edildi. Yöre halkı tarafından “Keçilitepe” olarak da bilinen alanda, Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul başkanlığında 3 yıl önce “Göbeklitepe Kültürü ve Karahantepe Kazıları Projesi” kapsamında yüzey araştırma çalışması başlatıldı. Bu araştırmalarda, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe’deki yapılara benzeyen ve ilk belirlemelere göre neolitik döneme ait “T” biçiminde 250’nin üzerinde dikili taş tespit edildi.
