Ömür Gedik:
Şarkılar genelde beste ve söz yazarı değil söyleyen kişiyle anıldığı için şarkıcılar tarafından sahipleniliyor ve böyle cümleler kuruluyor.
Demet’in şarkıyla ilgili cümlelerinin nedeni bu olabilir, çok art niyet aramıyorum. Ama “Yıkıl Karşımdan” özelinde başka bir durum var; Demet ve Gökhan düet de yapmışlar şarkıda. Gökhan’ın sitemi bu açıdan anlaşılır. Ama büyütmeye de gerek yok.
Cengiz Semercioğlu:
Şarkının baştan sona mimarı Gökhan Özen, Demet’e klipte bile oynayarak destek vermiş, 8 yılda unutulacak şeyler mi bunlar?
Gökhan’ın adını anmadan, 8 yıl önceki şarkım patlamış demek emeğe saygısızlıktır, bir sanatçıya yapılmış terbiyesizliktir.
Gökhan Özen tepkisinde yerden göğe kadar haklı. Demet ‘seni kırar mıyım hiç’ diyerek gönlünü almaya çalıştı ama geçmiş olsun, ilk hatayı yapmayacaktın…
Onur Baştürk:
Şarkım demesi bana tuhaf gelmedi. Sonuçta Gökhan Özen o şarkıyı Demet Akalın’a vermemiş mi? Ağız alışkanlığı bir yandan da, Gökhan Özen fuzuli alınganlık yapmış okyanus ötesinden. Kendimden biliyorum, besteni bir şarkıcıya verirsin, sonra onun yorumu ve kimliğiyle o şarkı onun olur. Özde senindir evet, ama “onun şarkısı” olur artık. Bu kadar siteme gerek yok yani.
ŞU ANKİ DURUMA DAİR BİR ŞEY İZLEMEK İSTEMİYORUM
Birol Güven, “Ev Yapımı” diye oyuncuların evde kendi çektikleri bir dizi yapıyor. Dizilerin yarıdan çoğu setlere ara verdi. Ekrandaki bu ev yapımı işler heyacanlandırıyor mu sizi, gelecekte daha mı çok olacak bunlar?
Cengiz Semercioğlu:
Ev yapımı videolara o kadar alıştık ki, insan televizyonda aynı şeyi görmek istemiyor. Televizyonda ışığı, sesi, kalitesi daha yüksek işler ister seyirci.
Televizyonla sosyal medyanın farkı bu zaten. Sosyal medya kalitesinde işler izleyeceksek neden televizyona bakalım? Ama bu dönem böyle sürecek çünkü televizyonda bu sezonun bittiğini düşünüyorum ben.
Ömür Gedik:
Sitcom’lar evden çekilen bu alternatif yöntemlerle ayakta kalacaklar. Birol Güven son derece akıllı davrandı. İzleyicinin konsantrasyonu sosyal medyadan yeniden televizyona döndüğünde reytinglerinin de artacağını düşünüyorum.
Onur Baştürk:
Fikir çok iyi ama beni heyecanlandırmıyor. Nedeni de şu anki duruma dair bir şey izlemek istemiyorum galiba. Açıkçası eski dizileri ekranda görmek beni daha mutlu etti. “Aşk-ı Memnu”, “Kuzey Güney”, hatta “Perihan Abla”! Bir de Dallas filan yayınlanırsa tam olacak!
Ünlüler
tur atmaya
ara vermeli
Nusret’in Bebek’te spor yapması, sosyal mesafe kurallarını hiçe sayıyor diye eleştirildi. Geçen hafta hâlâ yürüyüş yapan ünlüler vardı. Ünlüler virüs konusunu yeterince ciddiye aldılar mı?
Cengiz Semercioğlu:
Nusret’in fotoğrafları sokağa çıkma yasağının başladığı cumartesi gününden bir gün önce, cuma günü çekildi.
Yani sokağa çıkma yasağını ihlal etmiş değil. Ama yine de sosyal mesafe kurallarını ihlal ediyor.
Ünlülerimiz ne yazık ki uzun süre meselenin ciddiyetini kavrayamadı, sahilde yürüyüş yapan ünlülere hâlâ rastlamamız şaşırtıcı…
Sonra ekmek kuyruğuna giren vatandaşı eleştiriyoruz.
Onur Baştürk:
Bence ünlülerin çoğu ciddiye aldı. Nusret’in spor yapması hoş olmamış, ama eminim onun da kafasına dank etmiştir artık. Sporu evinde de yapabilir.
Ömür Gedik:
Herkese evlerinde oturmalarının söylendiği bu dönemde ünlüler de örnek davranışlar gösterip tur atmalara ara vermeli. Şu günler geçsin hep beraber çıkarız sokaklara. Biraz sabır.
En çok özlenenler
Magazin Konseyi, karantina günlerinde en çok yapmayı özlediği üç şeyi ve normal hayata döndükten sonra yapacağı ilk şeyi açıkladı.
Onur Baştürk:
En çok seyahat etmeyi özlemiş olabilirim! Onun dışında, elbette şehirde özgürce dolaşmayı ve bir kafede oturup bir şeyler içmeyi özledim. İlk yapacağım şey de bu olur herhalde.
Ömür Gedik:
1- Evlerine girmeden uzaktan iletişim kurduğum annem, babam ve ayrı şehirlerde kaldığım kızım Tayga’yla doya doya birlikte vakit geçirmek, onlara sarılmak.
2- Konserlerde izleyiciyle buluşmak, birlikte yeniden şarkılar söylemek.
3- Bebek ya da Rumelihisarı sahilde kahvaltı etmek.
Karantina bitince yapacağım ilk şey ise anne babamı alıp gezdirmek olacak.
Cengiz Semercioğlu:
1- Boğaz’da bir restoranda yemek yemek, bir kafede oturmak… 2- Ofis ortamında çalışmak, televizyon canlı yayını… 3- Uçağa binip tatile gidebilmek… Yapacağım ilk iş şehir ise dışına çıkmak olacak herhalde…
Hafta sonu yasağı nasıl geçti
Zaten üç haftadır evlerimizdeyiz ama hafta sonu sokağa çıkma yasağında ne yaptınız?
Onur Baştürk:
Alomoves adlı egzersiz aplikasyonunu keşfettim, müthiş! Tavsiye ederim. Bir de Unfold aplikasyonu yazı çiziyle uğraşan benim gibiler için eğlenceli. Eh, bir de canım botanik life style markam Yuzu’nun online dergisiyle uğraştım; inanın vakit yetmedi!
Cengiz Semercioğlu:
Basın mensupları yasak kapsamında değildi, pazar günü nedir durumlar diyerek mahallede bir tur attım.
Yasak iyi uygulandı ama asıl bugünden itibaren hafta içi de kurallara uymak lazım. Benim için hafta sonunun önceki günlerden farkı yoktu, zaten günleri şaşırmaya başladık artık. Güneşli günlere kanmayın, evde kalın…
Ömür Gedik:
Ben üç haftadır zaten sadece sokak hayvanlarını beslemek için dışarı çıkıyordum. Sarı basın kartımla sokağa çıkmamda bir sorun olmadığı için yine sadece hayvanları beslemeye dışarı çıktım ve evime döndüm. Hafta sonunun tek farklı eğlencesi ise Bocelli’nin pazar gecesi Duomo Katedrali’nde verdiği canlı konseri izlemek oldu.