Dünyada Brezilya ve Dominik Cumhuriyeti’nden sonra Muğla’nın Ula ilçesi Akçapınar Mahallesi’ndeki üçüncü kitesurf merkezi olan Akçapınar sahili, farklı heyecan arayanların buluşma noktası oldu. 100 metre açığa kadar bel hizasında sığ bölüme sahip, denize doğru giren 3 kilometrelik sahil, özellikle kitesurf öğrenmek ve pratik yapmak isteyenler için büyük kolaylık sağlıyor. 3 azmağın beslediği temiz suyuyla dikkati çeken ve dibi tamamen kumluk olan sahil, ayakkabı giymeden kitesurf yapma olanağı sunuyor. Nisan ayının ilk haftalarında esmeye başlayan haziran- temmuz- ağustos ve eylül aylarında zirveye çıkan ve ekim ayının sonu itibariyle sona eren rüzgar, Akçapınar sahilini kitesurf tutkunları için cazip kılıyor. Termal rüzgar, havanın ısınması ile saat 11.00’de esmeye başlıyor ve saat 18.00-19.00 aralığında sona eriyor. Gün içerisinde farklı şiddette esen termal rüzgarın başlangıç seviyesinden pro-seviyeye kadar kiteboardçular için uygun olması da 7 aylık süreçte rüzgarsız günü neredeyse yok denecek kadar az olan sahili, tercih sebebi yapıyor.
SOSYAL MESAFEYE UYARAK EĞİTİM VERİYORUZ
Kitesurf eğitmeni Yavuz Aksakal, “Burada 4 kitesurf okulu bulunuyor. Çok güzel bir alt yapıya ve muhteşem bir rüzgara sahibiz. Suyumuz, elektriğimiz, restoranlarımız, lavabolarımız bulunuyor. Spor yapacak keyifli bir ortam bulunuyor. Pandemi sürecinde herkes evlerine hapsoldu. Ülkelerinden çıkamadılar. Şu anda sahilde biz bizeyiz. Yabancı turistlerimiz gelemiyor. Kitesurfun doğasında mesafe var. İsteseniz de birbirinize yaklaşamıyorsunuz. Gelenler keyifli bir ortamda aktivitelerini sürdürüyor. Sosyal mesafe kurallarına uyarak eğitim veriyoruz. Rüzgar ve biz normale döndük” dedi.
Aksakal, Akçapınar sahilinin özellikleri hakkında şu bilgileri verdi: “3 kilometre kumsal şeride sahip. Denizde adım atacağımız her yer kumla kaplı. 100 metre açığa kadar su bel hizanızdadır. Rüzgar karaya doğru esiyor. Kitesurf sporu için güvenilirdir. Büyük dalga ve akıntılar yok. Deniz suyu tuzlu değildir. Eğitim sırasında ağzına ve burnunuza su gelse bile yakıcı değildir. Burası kiteboard için yaratılmış bir cennet.”
‘HAYATIMIZA BU GÜZELLİĞİ KATLAMALIYIZ’
Kitesurf sporcularından Sibil Tonarcı, “3 yıldır buraya geliyorum. Eşsiz bir doğada spor yapıyorum. Pandemiden sonra kendimi burada bulduğum için mutluyum. İmkanı olanların gelmesini tavsiye ediyorum. Korkmadan deneyip hayatımıza bu güzelliği katlamalıyız” diye konuştu. Ayhan Özürk ise, “Babadağ nasıl yamaç paraşütü için yaratılmışsa burası da kitesurf için yaratılmış. 9 aylık Yamaç isimli oğluma da kitesurf tohumlarını atıyorum. Şimdiden Yamaç’a eğitim vermeye başladım” dedi.
‘DELİ MEHMET’ RÜZGARI
Anlatılanlara göre, 1970’li yıllarda bölgede yaşayan ‘Mehmet’ adlı bir balıkçı, rüzgarlı bir günde eşiyle tartışır ve arkadaşlarının engellemelerine rağmen denize açılır, bir daha da geri dönmez. Teknesi günler sonra sahilde bulunur, cesedine ise ulaşılamaz. Bölgede yıl boyunca yaşanan rüzgara da o günden sonra ‘Deli Mehmet’ adı veriliyor.