“Babam Recep Arınık günde 17 litre süt kapasitesiyle bu yolculuğu başlattı. Ben de okul yıllarda iş hayatına dahil oldum. Zor dönemler olsa da yolumuza devam ettik. Bugün günde 600, ayda 18 bin ton süt işliyoruz. Doğru zamanda atılan doğru adımlarla markamızı bugüne taşıdık.” Bu sözlerin sahibi Teksüt Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık. Balıkesir Gönen’de 1956’da kurulan Teksüt bugün süt ürünleri sektöründe önemli bir marka haline geldi. Arınık ile şirketlerinin büyüme öyküsünü, yeni dönem hedeflerini ve sektörlerinde yaşanan sorunları konuştuk.
İLK İHRACAT 1982’DE
Arınık, Gönen bölgesinin kaliteli süt üretimi yapılan bir bölge olduğunu, bölgenin nitelikli sütlerine gelen talebin babasını harekete geçirdiğini söyledi ve şirketlerinin kuruşunu şöyle anlattı: “Ben 1955 yılında dünyaya geldim. Doğumumdan bir yıl sonra babam, küçük bir peynir işletmesi kurdu. Çevre köylerden topladığı süt ile süt ticareti yaptı ve ilk etapta beyaz peynir üretti. Ben, ortaokul sıralarından itibaren işletmede çalışmaya başladım. İşletmemizde, kuruluştan birkaç yıl sonra, kaşar ve mihaliç peyniri de üretilmeye başlandı. 1960’da ise yine Gönen’de daha donanımlı bir işletmeye geçildi. Süreç içinde yoğurt ve krema gibi ürünlerle ürün yelpazesi genişledi. Sağlam adımlarla büyümemiz sürdü ve 1982’de ilk ihracatımızı yaptık. Almanya’ya beyaz peynir ihraç ettik. 1984’de işlerin başına ben geçtim. Kurumsallaşma çalışmalarına da bu süreçte hız kazandırdım. Yapımız giderek büyüdü ve 1990’da bugün bulunduğumuz fabrikamıza geçtik. Bu fabrikamızda ilk etapta beyaz ve kaşar peyniri ile tereyağı, yoğurt ve ayran üretimi gerçekleştirdik. Sonrasında çeşitleri arttırdık.”
ÖNEMLİ EŞİK ABD OLDU
1997 yılının şirketleri için önemli bir eşik olduğunu belirten Cevdet Arınık,”Bu tarihte Amerika Birleşik Devletleri’ne ürün göndermeye başladık. Bu adımla birlikte ihracat yeteneklerimizi de geliştirmiş olduk. Süreç içinde fabrika kapasitemiz ve ürün çeşitliliğimiz hayli genişledi. Bugün günde 600 ton süt işliyoruz, 8 kategoride 40’ı aşkın süt ve süt ürünü üretiyoruz. Ayrıca 4 kıtada 21 ülkeye ihracatımız var. Firmamız bugün sadece süt sektörü açısından değil, genel Türk gıda endüstrisi açısından da ülkemizin en büyük kuruluşlarından biri” diye konuştu.
‘GÜÇLÜ YOL ALDIK’
2019 başında ihracatı ve ev dışı tüketim kanalını geliştirmeyi, perakende de bulunabilirliğimizi arttırmayı hedeflediklerini belirten Cevdet Arınık “Yıl boyunca bu hedeflerde güçlü yol aldık. Örneğin ihracat ağımıza Avrupa’yı ekledik. Ürünlerimiz üstün lezzet ödülüne layık görüldü. Bilinirliğimizi ve bulunurluğumuzu yaygınlaştırdık, hareketli ve verimli bir 2019 geçirdik. Sonuç itibarıyla ISO 500 değerlendirmesinde 55 basamak yukarıya tırmanarak 415’inci sıraya yerleştik. Ciromuzu ise 650 milyon TL seviyesine taşıdık. 2020’de öncelikle ürünlerimizin daha çok perakende noktasında bulunabilir olmasına ve markamızın daha çok tercih edilmesine odaklandık. Süprizlerle dolu bir yıl olmasına karşın çalışmalarımıza ara vermedik, hedeflerimizde değişiklik yapmadık. Artık daha çok perakende noktasınsayız” ifadelerini kullandı.
ÇİN KAPISI AÇILDI
Cevdet Arınık ‘2021 yılı için hedefleriniz nedir?’ sorusuna ise şu yanıtı verdi: “İç pazarda yüzde 20, ihracatta yüzde 30 büyüme hedefliyoruz. Burada hem bizim için hem de sektörümüz için kritik ülke Çin olacak. Geldiğimiz noktada aralarında Teksüt’ün de bulunduğu 54 şirkete, süt ve süt ürünleri ihracatı için izin verildi. Şimdi gelişmelere bakıyoruz. Çin yaklaşık 1.5 milyar nüfusu ve yok denecek kadar az olan süt üretimiyle tüm sektör adına oldukça önemli bir pazar.”
Balıkesir’in Gönen ilçesinde faaliyet gösteren Teksüt, 40’ı aşkın ürün üretiyor. Bu ürünler Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Avusturya, Fransa, İngiltere, Hollanda, Belçika, Danimarka, İsveç, Kosova, Birleşik Arap Emirlikleri, Libya, Kuveyt, Irak, Azerbaycan, Türkmenistan, Suudi Arabistan, Umman, Nijerya, Singapur ve Japonya’ya ihraç ediliyor.
‘SEKTÖRÜN POTANSİYELİ GÜÇLÜ’
“Türk süt ürünleri sektörünün önü açık, potansiyelinin de güçlü olduğunu düşünüyorum” diyen Cevdet Arınık, Türkiye’deki şirketlerin birçok Avrupa şirkerine göre avantajlı konumda olduğunun altını çizdi. 2010 yılında Türkiye’de 12 milyon ton seviyesinde bulunan çiğ süt üretiminin, 2020’de 23 milyon ton seviyesine ulaştığını ve hammadde sorunu olmadığını söyleyen Arınık, “Avrupa’da birçok markanın üretim tesisi oldukça yaşlı, bizim ise genç. Ürün çeşitliliği anlamında da öndeyiz. Sektörümüzün ihracat kabiliyeti güçlü, bununla birlikte ülkemize yakın coğrafyalarda yoğun nüfuslu ülkeler var ve süt ürünlerine de ihtiyaçları var. Tüm bunlar bir araya getirildiğinde, ben sektör açısından geleceğin oldukça olumlu olacağını düşünüyorum” diye konuştu.
‘GRAMAJ OYUNUYLA HALKI KANDIRIYORLAR’
SÜT ürünleri sektöründe çok fazla oyuncu olduğunu ve sıkı rekabet yaşandığını belirten Cevdet Arınık, bu süreçte kimi firmaların ‘gramaj oyunu’ yaptığını dile getirdi. Arınık,“Küsuratlı gramajlarla halkı kandırıyorlar. 1 kilo yerine 900 gram, 250 gram yerine 225 gram ürün üretiliyor. Bunu yoğurt, ayran, terayağ gibi ürünlerde görmek mümkün. Tamam firma doğru gramajı üzerine yazıyor ama ambalaj büyüklükleri aynı olduğu için vatandaş 250 ile 225 gram arasındaki farkı anlamıyor. Bu işe bir standart gelmeli. Hem haksız rekabetin engellenmesi hem de tüketicinin korunması için bu çok önemli” dedi.
EVDE ÇALIŞANA YENİ MOBİLYA
KORONAVİRÜS sonrası iş hayatımızın kökten değiştiğini belirten Nurus Yönetim Kurulu Başkanı Güran Gökyay “Firmalar dönem koşullarına göre yepyeni önlemler almaya başladılar. Şirketlerin hemen hepsi on binlerce çalışanını ya evden çalışma modeline ya da küçük uydu ofislere yönlendirdi. Bu firmalardan bazıları bizimle irtibata geçerek, evlerinden çalışmaya başlayan personelleri için binlerce çalışma masası, çalışma koltuğu ve benzeri donanım siparişi verdiler. İnsanlar şu anda Bodrum ve Çeşme başta olmak üzere yazlık bölgelerden de yana yakıla ofis mobilyası siparişi veriyorlar. Pandemide ev tipi ofis mobilyasında yüzde 20, ihracatta yüzde 50 artış yakaladık” dedi.
KORONA SONRASI OFİSLERE YATIRIM
PANDEMİYLE birlikte büyük ofislerin yerini, evden çalışma ya da çalışanların konumuna göre dağıtılmış küçük ofisler alıyor. İsmet Öztanık ve Yiğit Şatıroğlu’nun 2016’da kurdukları Assembly Buildings de kurumlara özel ofis alanları tasarlayıp işletiyor. Salgın sonrası hibrit çalışma modeline (yarı ev yarı ofis) talebin arttığını belirten İsmet Öztanık, bu modelin kalıcı olacağını dile getirdi. İlk binaları İstanbul Levent’te olan şirket, Büyükdere Caddesi’nde ikinci binasını açmaya hazırlanıyor. 2021’de 5 lokasyonda 130 bin metrekare ofis binasında hizmet vermeyi planladıklarını belirten Yiğit Şatıroğlu, kiralık dairelerle küçük gruplara hizmet verirken, otel ve restoranlarda alternatif çalışma alanları oluşturcaklarını ifade etti.
PANDEMİ ETKİSİYLE YÜZDE 200 BÜYÜDÜ
Tıbbi alanda kullanılan maske, dezenfektan, yapışkanlı sabitleme bantları ve hazır pansuman örtüleri ile elastik bandajlar, sargı bezleri, gazlı bezler gibi ürünler üreten Honnes markasının Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Avşar, salgın etkisiyle hızlı büyüdüklerini söyledi. 2019’u 60 milyon TL ciro ile kapadıklarını belirten Avşar şunları söyledi: “İçinde bulunduğumuz olağanüstü dönemde dezenfektan ve maske satışı zirveye çıktı. 2020 yılında yurtiçi ve yurtdışında yüzde 200’ün üstünde büyüdük. Pandemi öncesi aylık 500 bin olan maske üretimimiz, günlük 1.5 milyon adede yükseldi. Eczane pazarı için yıllık 80 bin litrelik dezenfektan üretiyorduk. 2021 yılına girmeden dezenfektan üretiminde 650 bin litreye çıktı.”