Sepil, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Türk futbolunda Altınordu Kulübü Başkanı Seyit Mehmet Özkan gibi üretmeye çalışan başkanların zorlandığını söyledi.
Altınordu gibi yetiştirici kulüpleri koruyan bir sistemin olmadığını belirten Sepil, şunları kaydetti:
“Onları özendiren hiçbir şey yok, her şey lafta. Ben Kulüpler Birliği Başkanı olduğumdan beri bunu net olarak görüyorum. Elimden geldiği kadar buna karşı çıkmaya ve görüşlerimi her fırsatta söylemeye çalışıyorum. Seyit Mehmet Özkan’ın görevini bırakacağını düşünmüyorum ama bizlerin de onu teşvik etmemiz ve değerini çok iyi bilmemiz gerekiyor.”
Sepil, Türkiye’de birçok kulübün sürekli borçlandığını, bir müddet sonra ya af gördüklerini ya da borçlarını yapılandırdıklarını belirterek, “Bu yola girmeyen takımlar da özendirilmiyor ve bundan İzmir takımları çok az nasibini alıyor.” diye konuştu.
Gürsel Aksel Stadı bittikten sonra devir işlemleri için çok acele etmediklerini belirten Sepil, “Orası çok büyük bir işletme ve yıllık masrafı çok büyük. 10 yıllık kira sözleşmesi için görüşüyoruz.” ifadelerini kullandı.
– Dernek üyeliklerinin açılması
Sepil, taraftarların kapalı durumdaki dernek üyeliklerinin açılması konusunda isteklerinin olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Maalesef geçmişte özellikle İzmir takımları için başarısızlığın en büyük nedeni dernek sistemi. Dernek yöneticileri harcamalarından sorumlu değil. Paralar harcanıyor, kısa dönemli başarılara bakılıyor. Dernek sisteminin çalışmadığı belli. En iyi örnekleri de üç İstanbul takımı. Borçları 2 milyar dolar. Esasen hepsi teknik olarak iflasta. O kulüpler de çok önemli değerlerimiz, hepsi birçok amatör branş barındırıyor. Derneğin yerine anonim şirket dünyada çok kullanılıyor. Yeni spor yasasında şirketleşmeye yönelik sportif anonim şirket yapısı getiriliyor. Şirketleşmeye yönelik çok ciddi çalışmalar var.”
Göztepe taraftarlarının üye olacakları bir yeri olmadığı için şikayette bulunduğunu kaydeden Sepil, “Avrupa’da bunu çözmüş birçok kulüp var. Örneğin Chelsea. Orada taraftarların üye olabileceği sistemler oluşturulmuş. Şuna söz verebilirim, bunu Türkiye’de ilk olarak Göztepe’de biz yapacağız. Taraftarların bir araya geldiği, Göztepe’de bir kaydının olduğu platformları oluşturacağız. Dernek sistemini düşünmüyoruz ama onun yerine değişik platformlarla bunu çözeceğiz.” diye konuştu.
Sepil, kulüpler olarak locaların yüzde 50 oranında taraftara açılmasını yeterli bulmadıklarını dile getirerek, “İyi bir başlangıç bu, ben gelecek haftadan itibaren bunun diğer tribünlere de yansıyacağını düşünüyorum. Yüzde 10, 20, 30 olur ama yavaş yavaş taraftarları stada almamız gerekiyor.” şeklinde görüş belirtti.
– Göztepe’ye yatırımcı ilgisi
Göztepe’nin anonim şirket olduğunu ve borcu olmadığı için yatırımcıların ilgisini çektiğini kaydeden Sepil, şöyle konuştu:
“Şu an görüştüğümüz yatırımcılar var, bunlardan bazıları yüzde 10-20 oranında, bazıları daha fazla hisse almak istiyor. Görüşmelerimizi yapıyoruz. Bu olursa hem İzmir için hem Türk futbolu hem Göztepe için çok iyi olacak. Benim de buradan ayrılacağım gün Göztepe’yi tamamen kendi kendini finanse edebilen bir yapıda bırakabilirsem bunu çok büyük başarı olarak göreceğim. Bizler futbol yönetimini uluslararası standartlarda yapamıyoruz, noksanlarımız var, gelen
yatırımcıdan futbolun yönetiminde faydalanacağız.”
Sepil, altyapı tesisi yapmayı düşündükleri Torbalı’daki arazide çıkan sorundan dolayı bunun gerçekleşmediğini, yeni yer bulmak için çalışmalarını sürdürdüklerini sözlerine ekledi.