Kore’deki enstitüde sürekli çalıştırılarak test edilen katalizör, sera gazları olan metan ve karbondioksidin endüstriyel ölçekte yüksek verimlilik ve düşük maliyetle değerli kimyasallara dönüştürülmesine imkan sağlıyor.
Uluslararası bir petrokimya şirketinin pilot ölçek tesiste yakın gelecekte denemelere başlayacağı katalizör, su buharı yerine karbondioksidin reaksiyona sokulmasını mümkün hale getirerek, karbon emisyonunun azaltılmasına umut oluyor.
“Pahalı soy metal içermiyor”
Doç. Dr. Özdemir, yaptığı açıklamada, dünyada artan enerji ihtiyaçlarının fosil kaynaklardan sağlandığını belirterek, bunun da karbon emisyonunu her geçen gün artırdığını söyledi.
Geçen ay yapılan bir çalışmada atmosferdeki karbondioksit oranının 400 ppm seviyesine çıktığının belirlendiğini aktaran Özdemir, bunun bugüne kadar dünyada görülenin en yüksek seviye olduğunu kaydetti.
Özdemir, diğer bir sera gazı olan metanın özellikle 1950’li yıllardan sonra her yıl yüzde 1 artış gösterdiğine işaret ederek, “Yapılan çalışmalar küresel ısınmayla birlikte kutup bölgesinde ciddi erime olduğunu, yakın gelecekte metan emisyonu görüleceğini gösteriyor. Böyle olunca metan da küresel ısınmayı tetikleyecek. Yaptığımız çalışmayla sera gazı olarak bilinen karbondioksit ve metanın reaksiyonuyla sentetik sıvı yakıt eldesine olanak sağlayan katalizör geliştirdik. Bu katalizör, pahalı soy metal içermiyor, yüksek dönüş oranlarında yüzde 98’e kadar çıkabiliyor ve ayrıca sürekli çalışabiliyor.” diye konuştu.
“Geliştirdiğimiz katalizörün şu anda benzeri yok”
Katalizörlerin kullanımını karbon birikimi ve sinterlemenin (yüksek sıcaklıkta gözeneklerin kapanması) kısıtladığını aktaran Özdemir, “Geliştirdiğimiz katalizör sinterlemeye karşı oldukça dirençli ve yüzeyinde karbon birikimi gerçekleşmiyor. Öyle olduğu için bir aydan uzun süre kullanmamıza rağmen herhangi bir karbon birikimi ve sinterleme gözlemlenmedi.” dedi.
Özdemir, daha önce soy metal içerikli katalizörlerin emisyon azaltması için önerildiğini ancak bunların stabilite problemleri olduğu ve üzerinde karbon biriktiğinin tespit edildiğini bildirdi.
Geliştirdikleri katalizörün hem soy metal içermemesi hem uzun süre çalışabilmesi hem de stabil olması dolayısıyla şu anda benzerinin olmadığını söyleyen Özdemir, şöyle devam etti:
“Metandan değerli kimyasalların üretimi 2 aşamalı bir prosestir. Birinci aşama sentez gazının üretimi, ikincisi ise sentez gazının reaksiyonuyla hidrokarbonun üretimidir. Bugün kullanılan yöntem, metanın su buharıyla reaksiyonu sonucu elde edilen sentez gazının kullanılmasıdır. Bu ılımlı şartlarda gerçekleştiği için tercih edilmektedir. Ancak karbon emisyonuna bir katkısı bulunmamaktadır. Biz sera etkisine yol açan karbondioksidi reaksiyona sokan bir katalizör geliştirdiğimiz için büyük ilgi uyandı. Geliştirdiğimiz katalizör sıvı sentetik yakıt, bu dizel ya da benzin eşdeğeri olabilir, bunun dışında metanol, aldehit gibi kimyasalların üretimine olanak sağlayacak. Ayrıca elde edilen sıvı yakıt kullanılan benzin ve dizele göre daha temiz olacak, kendisi de hidrokarbon olmasına rağmen. Bu da direkt kullanımında karbon emisyonunda ciddi bir azalmaya sebep olabilir. Mevcut kullanılan yakıtlara ilave olarak da kullanılabilir.”
Özdemir, çalışmalarının bulgularının uluslararası bir bilim dergisinde yayınlandığını ifade ederek, çalışmalarına ilginin artığını sözlerine ekledi.