Ege ve İstanbul üniversitelerinden güneş ve enerji alanında uzman olan bilim insanları, bir araya gelerek, önce güneşin yapısını ve dünyaya olan etkisini tartışıp, ardından da bu etkinin nasıl pozitif bir etkiye dönüştürüleceği konusunda yoğun bir çalışma yürüttü. Çalıştayda, Türkiye’nin güçlü bir ekonomiye sahip olmasında enerjinin önemi vurgulandı.
Ege Üniversitesi (EÜ) Gözlemevinin, Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü ile birlikte düzenledikleri “Güneş, Güneş Enerjisi ve Yer İklimi” konulu çalıştayın açılışını ise Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak gerçekleştirdi.
Çalıştayın açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Budak, “İlerleyen teknoloji, gelişen sanayi ve artan nüfus göz önüne alındığında günümüzün ve geleceğin en büyük sorunu ham madde sıkıntısı gibi görünse de insanlık çok daha büyük bir sıkıntı ile karşı karşıya kalmak üzere” dedi.
“Bu sıkıntı, tükenen enerji kaynakları rezervleridir” diyen Budak “Son 200 yılda dünya toplumlarının konumunu, gelişimini, kısaca kaderini belirleyen temel parametrelerden birinin de enerji olduğu açıktır. Özellikle gelişmekte olan ve atılım sergileyen ülkelerin enerji ihtiyacı, gelecek plan ve politikalarını belirleyen göz ardı edilemeyen bir unsur olmaya devam ediyor. Son 200 yıllık süreçte temel enerji kaynaklarımız, fosil yakıt dediğimiz petrol ve doğal gaz ile türevleriydi; ancak hali hazırdaki çalışmalar, gelecek açısından şimdiden daha temiz ve depolanabilir yeni enerji kaynakları bulunması gerektiğine işaret ediyor. Bu açıdan güneş enerjisi, insanlık tarihi göz önüne alındığında, tükenmez bir kaynak olarak tanımlanıyor. Çalıştayda emeği geçen tüm akademisyenlerimizi tebrik ediyorum” dedi.
Enerjinin önemine değinildi
Ege Üniversitesi Gözlemevi Müdürü Doç. Dr. Hasan Ali Dal da, “Astronomi ve uzay bilimleri alanında yapılan güneş gözlemler ile buzullar ve kayaçlarda yapılan Karbon 14 ölçümleri karşılaştırıldığında hiç beklenmedik bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Güneşin sergilediği manyetik aktivite nedeniyle ortaya çıkan güneş leke aktivitesinde ortaya çıkan uzun dönemli değişimlerin bire bir yansımaları, yeryüzünde buzul ve kayalardaki Karbon 14 değişimlerinde de görülüyor. Bilindiği gibi yer atmosferindeki karbon miktarı, doğrudan doğruya yer atmosferinde sera etkisi oluşturmakta ve çevresel değişimleri çok ciddi oranda etkiliyor. Astronomi ve uzay alanındaki gözlemler, 11 yıllık güneş leke çevrimlerindeki leke sayısı azaldığında yeryüzünde buzul çağlarının ortaya çıktığını kanıtlamıştır. Bu alanda devam eden gözlemler, son 40 yıldır leke sayılarında ciddi oranda azalmalar olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
Alanında uzman akademisyenler bilgi alışverişinde bulundu
Çalıştayda, İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Türker Özkan, güneşin yüzeyinde gözlenen yapılar hakkında bulguları tanımlarken, Prof. Dr. Adnan Ökten ise bu değişimlerde geçmişte gözlenenlerle gelecekte beklenen olası davranışlar hakkındaki bulguları paylaştı.
Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Orhan Ekren, güneş enerjisinin nasıl ve hangi yöntemlerle toplanıp depolandığını, hangi alanlarda nasıl kullanıldığı hakkında detaylı bilgiler paylaştı.
EÜ Güneş Enerjisi Enstitüsü Enstitü Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Burak Gültekin ve Enstitü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Mete Çubukçu ise güncel astronomik veriler ışığında teknolojik gelişmelerle yeniden dizayn edilip üretilen güneş panellerinin, teknolojisi ve ülkemizdeki güncel enerji politikaları ve planlarını uluslararası örnekleriyle karşılaştırıp, ülke olarak gelinen gelişmişlik düzeyi hakkında katılımcıları bilgilendirdi.