Avusturyalı yazar Gustav Meyrink’in en bilinen romanına adını veren Golem, Yahudi mitolojisinden bir yaratıktır.
Efsanelerde sıkça rastlanıldığı üzere Golem’in de farklı farklı anlatıları vardır ama en meşhuru, 16. yüzyılda Prag’da geçer.
Haham Judah Loew ben Bezalel, namı diğer Maharal, Vltava Nehri’nden çıkardığı kille Golem’i yaratmış ve İbranice büyülerle canlandırmıştır.
ÖLÜLER DİYARINDAN RUHLAR
Görünmez olabilen ve ölüler diyarından ruhlar çağırabilen Golem shem (Allah’ın adı) yazan kâğıt parçası ağzından çıkarıldığında tekrar taş kesilir.
Bir söylenceye göre Golem âşık olmuş, reddedilince de çoğu hikâyede anlatılan canavara dönüşmüştür.
Bunun üzerine Maharal sinagoğun önünde shem’i çıkarmış ve Golem’i eski yeni sinagogun tavan arasına saklamıştır. Efsaneye göre Golem’in vücudu hâlâ burada yatar.
19. YÜZYIL HİKAYESİ
Meyrink’in Golem’i ise 19. yüzyılın sonlarında geçiyor. Kıymetli taş kesim ustası Athanasius Pernath gizemli bir ziyaretçinin ardından farklı evrelerde, tuhaf sanrılar arasında hep aynı kişiyi görüyor ve bunun 33 yılda bir Yahudi mahallesinde ortaya çıktığı söylenen Golem olduğunu düşünüyor.
ENTRİKALAR, ESRARLI OLAYLAR…
Bu karşılaşmanın ardından yaşantısı altüst olan Pernath, entrikalar, esrarlı olaylar, gölge benlikler, sanrılarla örülü bir ağın içinde hareket ediyor.
FANTASTİK EDEBİYATIN KLASİĞİ
Fantastik edebiyatın klasiklerinden sayılan Golem’in Hugo Steiner-Prag tarafından yapılan çizimleri, hem Golem efsanesinin hem de romanın karanlık, ürkütücü yanını gerçekten başarılı bir şekilde yansıtıyor.
Ergül Tosun
Kitap sayfası için iletişim: