Hakemlerin, Premier Lig’deki futbol şöleni karşısında yarattığı dezavantaj; maç başı 1 dakika 47 saniye! Bunun dışındaki sürelerde verimimiz hangi seviyede? Demek ki derdimiz futbol kalitemiz…
Premier Lig’de hangi eşleşme olursa olsun kazanma adına ortaya konan mücadeleye, atmosfere, keyfe imrenerek tanıklık ediyoruz. Bu hıza ve zarafete, oyun alanına bırakılan ‘1 adet’ topla sahip oluyoruz, top toplayıcı 10 çocuğun desteğiyle değil. Ada semalarında oyunun ruhuna duyulan saygı ve bu saygının korunması için özen gösteren bir otorite var. Bundesliga’da da yapı benzer. La Liga’da Barça ve Real’in bir nebze güç kaybettiklerini düşünürsek şaşaalı maçları izleyemediğimiz aşikar. Serie A, zirvenin yalnız savaşcısı Juve’nin tahtını tehdit eden Conte’nin dönüşüyle hareketlendi, Atalanta ile fark yarattı, Cagliari, Bologna, Sassuolo takımlarının gollü maçlarıyla keyiflendi.
ACI GERÇEĞiMiZ: KONYASPOR
“OYUNU çok kesiyorlar” ithamıyla eleştirilen hakemlerimizin, Premier Lig’deki futbol şöleni karşısında yarattığı dezavantaj maç başına sadece 1 dakika 47 saniye! Şampiyonlukların el değiştirdiği, düşmelerin yaşandığı güzide oyunda elbette bu süre değerli ama asıl soru, bu fark dışındaki sürelerde verimimiz hangi seviyede? Demek ki derdimiz futbol kalitemiz. Teknik ve heyecan iyi ama tempo yok, mücadele zayıf, keyif ve istikrar yok
Kaliteyi sağlayacak ana unsur, teknik adam ve oyunculardır. Puan için yerden kalkmamak, al gülüm-ver gülüm paslaşmak, autu/tacı 30-35 saniyede kullanmak, yenilmemeye çıkmak ağır basan mantalite. Faul ortalamamızın 5 büyük ligden birkaç sayı yüksek olmasının nedeni, sadece hakemlerin hatalı düdükleri mi? EURO 2020’de A Millilerimiz’den umudun ana nedeni Avrupa’nın 5 büyük liginin havasını soluyan Çağlar, Cenk Tosun, Merih, Kaan, Ozan Kabak, Zeki, Yusuf Yazıcı, Hakan Çalhanoğlu, Enes, Ahmet Kutucu, Yunus gibi oyuncularımız değil miydi? Bir futbolsevere “En az keyif aldığınız takım hangisi?” sorusunu yöneltsek, büyük ihtimalle “Aykut Kocaman’ın Konyaspor’u” diyecektir. Ligin pas sıralamasında 4 büyükle birlikte ilk 5’te yer alan pas müptelası bir takımın 21 maçtaki gol sayısı sadece 16. Çünkü formalite paslaşmalar sonunda üretilen net pozisyon sayısında ligin en kötü 2. değerine (33) sahipler. 21 haftanın 6’sında pozisyon dahi yok.
Topun oyunda en çok kaldığı sürelerle övünmemiz gereken 10 maçtan 6’sında Konyaspor var. İlk 4’te şampiyonluğa oynayan takım yok. Futbolun keyif ve verimi adına kayda değer bir sonuç yok. 6 ligin en yüksek süreli maçlarının başrolündekilere baktığımızda hazin durumumuz net anlaşılıyor.
HAKEMi BIRAKIP, OYUNUN GÜZELLiĞiNE ODAKLANIN
Hakemlerimiz arasında da Süper Lig kadrosunda olma şerefine nail olup, konumunun farkında olmayanları yenileriyle tez elden değiştirmek şart. Futbol gelişsin derken sıradan hakem yakışmaz. Elit FIFA hakemlerin Avrupa’daki yönetimlerini, YoYo test performanslarını takip etmeleri feyz açısından farz. Ama iş yine de takımlarda bitiyor: Hakemi odak noktası yapıp harcadıkları enerjiyi, TFF otoritesinin yaptırımlarıyla oyunun güzelliğine çevirebildiklerinde tedavimiz başlar. OPTA’ya futbolun bilimsel yanına katkıları için sonsuz teşekkür ediyorum. Sayelerinde, ‘topun oyunda kalma süresinde çok kötüyüz’ şehir efsanesi sona ermiştir. Takke düştü, kel göründü. “Ben basit bir iyi futbol dilencisiyim. Elimde şapkam, dünyanın dört bir yanını geziyor ve stadyumlarda yalvarıyorum: Tanrı rızası için, güzel bir maç lütfen!” – Eduardo Galeano