Murat Fevzi TANIRLI – 31 Mart 2001’de Florya’da Galatasaray-Beşiktaş PAF derbisinde tanışmıştık. Hemen ardından 2. Lig’de Vestel Manisa-Marmaris maçında yine yardımcısıydım. 12 senesi hakemlik olmak üzere 20 yıllık dostluk…
Avrupa hakemliğinin Pierluigi Collina, Urs Meier, anders Frisk, Gilles Veisseire, Markus Merk, Kim Milton Nielsen, Lopez Nieto gibi muazzam isimlerle zirve yaptığı yıllarda “İşte yerli anders Frisk geliyor” diyordum.
Boy pos, sahaya yakışma, futbol bilgisi, özel hakemlik yeteneği, meslek, yabancı dil… Hepsi tek bünyede. Günümüzün bazı FIFA kokartlı hakemlerinin bırakın derbi yönetmesini, zor maçlara dahi atanamadığı bir ortamda 2004 yılında henüz FIFA kokartını göğsüne yapıştırmadan Beşiktaş-Fenerbahçe (2-1) derbisinde düdük çaldı.
İşte o isim Fırat Aydınus’tu. Ve 3 büyükler arasında kariyerine sığdırdığı rekor sayıda (30) derbi.
ATLETiK TESTLER VE TALiHSiZLiKLER
Avrupa’da da üst düzey sahne aldı Aydınus. UEFA Elit Development kategorisindeydi ve Cüneyt Çakır’ın 2011’de yükseldiği elit sınıfa terfi aşamasındaydı. Bayern Münih-Valencia, Zagreb-PSG, Arsenal-Montpellier, Juventus-Celtic, Manchester City-Viktoria Plzen maçlarında düdük çalmış, heyecanımızı katlamıştı (Ayrıca Avrupa Ligi’nde 7 maç).
Pek çok ülkeye nasip olmayacak şekilde iki hakemle elit kategoride kontenjan şansı yakalamak üzereydik. Rüya süreç, UEFA atletik testindeki şanssızlıkla sekteye uğradı. Kasım 2014’te Jaap Uilenberg, “UEFa Hakem Komitesi, Yo-Yo testini geçemeyen hakemlere elit ve birinci kategoride yer vermeme kararı aldı” açıklaması yapmış; dönemin MHK’sı da anlaşılamaz kararla FIFA listesinden çıkarmıştı. O dönemki UEFA koşusu ve hayatındaki talihsizliklerin ardından ‘hakemliğin Sergen’i’ sıfatını yakıştırmıştım.
AMAN KOŞ, KURTAR BiZi FIRAT!
FIFA kokartı gitse de Türk hakemliğinin yangın söndürücüsü olmaya devam etti Fırat Aydınus. Bir taraftan derbi aboneliği sürerken, aynı zamanda sezon sonlarının düşme/şampiyonluk maçlarının vazgeçilmez ismiydi. Bu sezon MHK’nın gençler/tecrübeliler harmanını iyi yönetememesi sebebiyle kasım sonu yaklaştığında sadece 3 kez düdük çalmıştı. Hatta 3 büyüklerdeki ilk görevi 3 Ocak’ta Kayserispor-Beşiktaş maçıydı. Ne zaman ki ligin alevi arttı, MHK atamalarının dili bize şunu söylüyordu:
“Aman Fırat, koş kurtar! Şampiyonluk averaja kaldı, elimiz kolumuz bağlı. Hayat memat meselesi. Bir maça Cüneyt’i, diğerine seni verdik. Kıymetini çok geç anladık!”
KUPA FiNALiNi NEDEN VERMEDiNiZ?
Süper Lig’de şampiyonu belirleyen karar, Fırat Aydınus’un doğru şekilde ve VAR yardımına ihtiyaç duymadan çaldığı Beşiktaş’ın penaltısıydı. Ve bu maç kariyerinin son Süper Lig maçıydı. Birkaç haftadır hem sosyal hem ulusal medyada Aydınus’un emeklilik konusu gündemde. Camiada da keza merak konusuydu. Riva’da kesilen bir kuru pasta ile olmamalıydı elbette.
FAZLASIYLA HAK ETMiŞTi
Türk hakemlik tarihinin en özel isimlerinden olan Fırat Aydınus için herkesin gönlünde şık bir final yatıyordu. Hak etmişti fazlasıyla. Beşiktaş-Antalyaspor kupa finali, hem zarif olacaktı hem de zamanlama olarak idealdi.
Elbette ki Göztepe-Beşiktaş maçında yaşanabilecek bir tartışma, bu ihtimali sıfırlayabilirdi. Ancak sezon finalindeki iki maçın da gül gibi yönetildiği ortamda Fırat Aydınus gibi bir hakemi onurlandırmak bu kadar mı zordu sayın Serdar Tatlı? Halil Umut Meler ve Mete Kalkavan isimlerini inatlaşma uğruna üst üste Beşiktaş ve Galatasaray’ın maçında görevlendirirken ‘atama prensibi’ devre dışı kalıyor da, MHK’nızı ipe götürebilecek bir maçı daha alnının akıyla bitiren böyle bir kariyeri ödüllendirmemek nasıl izah edilebilir?
YiNE ALi PALABIYIK…
Hatta Aydınus’un son 10 lig maçına bakın, hepsi kritik 90 dakikalar! Siz ne yaptınız? “Kullan-at!” Gerçekten çok yazık. Empati yoksunu bir MHK’nın tescilidir. Yöneticilik, rutin işleri dizayn etmek değildir. İnsan yönetmektir, psikoloji yönetmektir, empati kurmaktır. Yöneticiliği sadece maç ataması sanan zihniyet, acaba geçen sezon Türkiye Kupası finalini kimin yönettiğine bir zahmet bakmış mıdır? Yine Ali Palabıyık! Neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
HAFIZALARDA KALANLAR:
· En tatlı ve sık Aydınus eleştirisi: Biraz futbolcularla az konuş kardeşim!
· Delirdiği an: Antalyaspor-Konyaspor (2018). Uzatma dakikaları tabelasını yanlış kaldıran 4. hakeme 50 metreden çıldırıp bağırması.
· Spikerlerin en zevk aldığı enstantane: Vücudunu eğip, işaret parmağını sağa sola oynattığı ‘penaltı değil’ dansı.
· Tipik Aydınus hareketi: Maçın son düdüğünü iki eli havada çalışı.
· Yangında ilk kurtarılacak: 30 senedir düdüğünden düşmeyen, artık soyulan futbol topu.
· Bitirse de maça başlasak: Maç önü duası.
· Fırat denince: Aleks Taşçıoğlu-Serkan Ok.
FIRAT AYDINUS’UN YÖNETTiĞi DERBiLER