Otomotiv sektörünün geleceğinin elektrikli olacağının kesinleştiği günümüzde, tüm kartlar yeniden karılıyor. Dünya otomotiv devleri bu konuda kafa yorup milyarlarca dolar yatırım yaparken, sadece elektrikli otomobil üretmek için doğan yeni nesil şirketlerin sayısı da hızla artıyor. Yerli otomobili yapacak ‘Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun (TOGG) kurulması gibi bir çok gelişmekte olan ülke de kurulan şirketler elektrikli otomobil projesi üzerine çalışıyor. Tüm bunların dışında uzmanlık alanı farklı olan şirketler bile bu alana girmiş durumda. İşte bunlardan biri de çoğumuzun dünyanın en iyi elektrik süpürgesi üreticisi olarak tanıdığı İngiliz Dyson. Dikkat çeken tasarımları, inovasyonları ve ürünleri ile tanınan İngiliz şirket, 18 ay önce düğmeye bastığı elektrikli otomobil projesinde önemli bir aşama kaydederek ilk patentlerini aldı.
500’DEN FAZLA UZMAN
2.6 milyar dolarlık bütçeyle çalışmaları devam eden elektrikli otomobil projesine ilişkin aldığı patentleri geçen hafta çizimlerle birlikte yayınlayan Dyson’ın kurucusu ve baş mühendisi James Dyson, 2021’de satışa sunacakları araçla ilgili konuştu. James Dyson, elektrikli otomobil projelerini İngiltere’den Singapur’a ve geniş bir coğrafyada bir araya gelen tasarım, mühendislik, üretim ve işletme bilgisine sahip karma bir mühendislik projesi olarak tanımladıklarını belirterek, “Dyson deneyimini otomotiv uzmanlığıyla harmanlayan 500’den fazla kişiden oluşan güçlü ekibimizle gurur duyuyorum” dedi. Projeyi yaptıkları İngiltere’deki Hullavington Hava Sahası’nın oldukça hızlı bir gelişme gösterdiğini kaydeden Dyson şunları söyledi:
SİNGAPUR’DA ÜRETİLECEK
“Hangar 86, otomotiv ekibinin büyük çoğunluğuna ev sahipliği yapıyor, Hangar 181’in ise iklim odaları ve test yolu tamamlandı. Bunun yanında önümüzdeki aydan itibaren araçların son faz testi için açacağımız kısım olan Hangar 85 bulunuyor. Yaptığımız testler, henüz hepsi tamamlanmasa da, ilk sonuçlarını verdi. Singapur’daki gelişmiş üretim tesisimizle harekete geçmek üzereyiz. En iyi teknolojiyi, ekibimizin kusursuz işbirliğiyle olabildiğince hızlı bir şekilde hayata geçiriyoruz. Ürünlerimizle ilgili detayları piyasaya çıkmaya hazır olana kadar paylaşmamayı tercih ediyoruz ve bu, otomobil projemiz için de geçerli. Bununla birlikte, aracın esas olarak sahip olacağı yeni teknolojileri ve özgün özellikleri nedeniyle ürünümüzü patentlerle korumak büyük önem taşıyor. 18 ay önce başladığımız projede, araç mimarisi, aerodinamik ve verimlilik konularını içeren ilk patentlerimizi aldık. Aldığımız ya da başvurusunda bulunduğumuz patentleri her zaman kullanmayabileceğimizi de hatırlatmak isteriz. “
İngiliz Dyson’ın kurucusu ve Baş mühendisi James Dyson, ilk elektrikli otomobil projeleri hakkında her aşamayı şirket çalışanlarına elektronik postayla anlatarak bilgi veriyor. Dyson, son olarak patent bilgisini ilk çalışanlarıyla paylaştı.
ANDROJEN FORMDA BİR ARAÇ OLACAK
James Dyson, aldıkları patentlerin aracın gerçekte nasıl görüneceğine ya da tam olarak neler yapacağına dair detayları içermediğini belirterek, “Bilakis, androjen formda bir araca işaret ediyor ve düşündüğümüz yaratıcı adımlara göz atmanızı sağlıyor. Aracın hali hazırda piyasada mevcut olanlardan nasıl ayrışabileceğine dair bazı ipuçları sunuyor ve baştan aşağı verimlilik ve çeşitlilik ile geliştirilen bir aracı tasvir ediyor. Rakip markaların çoğu elektrikli otomobillerinde mevcut yöntemleri esas alıyor ve bunları elektrik tahrik sistemleri için uyarlıyor. Böyle bir yaklaşım uygun maliyetli olabilir ancak aracın enerji verimliliğini geliştirecek aerodinamik iyileştirmeleri ve hacim azaltma fırsatlarını kaçırmaya neden oluyor. Daha küçük araçlara odaklanan bir diğer yaklaşım ise genellikle aracın hacmini düşük tutarak sürüş mesafesini uzatıyor. Fakat bu araçların büyüklüğü ve sürüş konforu da onların cazibesini ve kullanışlılığını sınırlıyor” dedi.?
YENİ ARAÇ MİMARİSİ VE BÜYÜK TEKERLEKLER
PATENTLERİN bilinçli bir şekilde aracın özelliklerine ışık tuttuğunu ve elektrikli otomobilleri geliştirebilecekleri bir takım yolları da ortaya koyduğunu aktaran James Dyson bunları şöyle sıraladı:
Büyük tekerlekler: Tekerlekler beni her zaman çok etkilemiştir, Issigonis Mini ve Moulton gibi mühendislik ikonlarında nasıl kullanıldıklarını bilmek istemişimdir. Sanırım biz bunun tam tersini yaptık! Patentler büyük tekerlekli, düşük yuvarlanma direnci ve yüksek taban boşluğu olan bir araç gösteriyor. Bu, şehir yaşamına ve engebeli araziye uygun bir araç ortaya çıkarıyor ve aynı zamanda çeşitliliğe ve verimliliğe de katkı sağlıyor. Bu noktada gücün her bir zerresini de akıllıca kullanıyor. Patentler tekerleklerin aracın önüne ve arkasına olabildiği kadar yakın olmasını gerektiğini de gösteriyor. Böylece arabanın manevra kabiliyetini artırıyor, daha geniş bir görüş açısı sağlıyor ve engebeli arazide kullanımı kolaylaştırıyor.
Yeni araç mimarisi ve aerodinamik gelişmeler: Aracın ön tarafının aerodinamik ve verimlilik üzerinde önemli bir etkisi var. Bu nedenle patentler; düşük kabin yüksekliğiyle, yüzeysel bir ön cam açısı sağlayan, sürtünmeyi azaltan ve sürüş mesafesini artıran yatık oturma pozisyonunun benimsendiği bir aracı gösteriyor. Bu arada uzun bir aks aralığı, daha büyük bir akü grubunun kullanılmasını sağlayarak sürüş mesafesini artırıyor ve daha büyük bir kabin kapasitesi sağlıyor. Sonuç olarak ortaya çıkan düşük ağırlık merkezi, kullanım ve sürüş deneyimine katkıda bulunuyor. Açık olmak gerekirse bu aşamada geliştirmekte olduğumuz bir otomobilden söz etmiyoruz, detayları görmek için herkesin bir süre daha beklemesi gerekecek. Bu proje kapsamında sözünü ettiğim her şey; hava işleme, arıtma, ısıtma ve soğutma da dahil olmak üzere aerodinamik, görüntü sistemleri ve yazılım elektroniğini de içeren çekirdek teknolojilerimiz çerçevesinde tescilli motorumuz, pil teknolojimiz ve şirket içi araştırmamız üzerine inşa edilecek.