Yeni düzenlemelerle sosyal medya şirketlerinin Türkiye’de ofis açması ve vergiye tabi olması gerekecek, sakıncalı bulunan içeriklerin kaldırılmaması durumunda platformlara ceza kesilebilecek.
Konuyla ilgili yapılan tartışmalarda dünyanın farklı yerlerinde benzer düzenlemeler olduğunun altı çiziliyor.
Bazı ülkeler, kendi kanunlarına aykırılık taşıyan içerik ve paylaşımların kaldırılmasından sosyal medya platformlarını sorumlu tutan ve gerekli adımların atılmaması halinde de şirketlere cezai yaptırım öngören düzenlemelere sahip.
Daha sıkı kontrollerin olduğu ülkelerde ise veri paylaşımı taleplerinin yerine getirilmemesi halinde bu platformların yasaklanmasını öngören düzenlemeler bulunuyor.
Dünyada hangi ülkede, sosyal medya konusunda nasıl düzenlemeler var?
İngiltere
İngiltere’de sosyal medya platformlarındaki içerikler üzerindeki denetimin artırılması konusu Şubat ayında 14 yaşındaki genç bir kızın Instagram’da şiddet içeren görüntülere baktıktan sonra yaşamına son vermesinin ardından gündeme geldi.
Hükümet, medya denetim kurumu Ofcom’un sosyal medya platformları üzerindeki denetim yetkisinin artırılabileceğini açıkladı.
Ancak bu düzenlemenin detayları ve denetim yetkisinin verileceği kurumun Ofcom olup olmayacağı henüz kesinleşmiş değil.
Konuyla ilgili süreç halen devam ediyor. Yapılacak düzenlemeler kapsamında, teknoloji şirketlerinin platformları üzerindeki içeriklerden ve diğer kullanıcıların zararlı içeriklere karşı korunmasından sorumlu tutulması öngörülüyor.
Ayrıca, şiddet içeren, terör bağlantılı, siber zorbalık ve çocuk istismarı gibi kategorilere girebilecek içeriklerin hızlı bir şekilde kaldırılması talep ediliyor. Buna uymayan şirketlere ise ceza uygulanması da planlanıyor.
Ofcom Başkanı Melanie Dawes, Haziran ayında Parlamento’nun Dijital, Kültür, Medya ve Spor Komitesi’nde yaptığı açıklamada, zararlı içerikler konusunda harekete geçmeyen sosyal medya şirketlerine dava açılması veya erişimin engellenmesi ihtimallerini safdışı bırakmadıklarını söyledi.
Almanya
Almanya’da NetzDG adıyla bilinen yasal düzenleme 2018 yılının başında yürürlüğe girdi. Bu yasa, ülke genelinde iki milyondan fazla kayıtlı kullanıcıya sahip teknoloji şirketleriyle ilgili düzenlemeler içeriyor.
Yasa uyarınca, bu şirketlerin platformları üzerinde yer alan içeriklere yönelik şikayetlerin değerlendirilmesiyle ilgili prosedürler oluşturması, yasalara açıkça aykırılık taşıyan içeriklerin 24 saat içerisinde kaldırılması ve bu konuda attıkları adımlarla ilgili altı aylık raporlar yayımlamaları gerekiyor.
Düzenlemelere uymayanlara ise cezai yaptırım öngörülüyor. Bireyler için azami para cezası 5 milyon, şirketler için ise 50 milyon euro olarak belirlendi.
Yasa kapsamında ilk ceza Temmuz 2019’da Facebook’a kesildi. Hükümet, Almanya’daki platformlarında var olan yasadışı faaliyetlerle ilgili yeterli bildirim yapmadığı için Facebook’a 2 milyon euro ceza verdi.
Facebook ise yasanın muğlak olduğunu ve netleştirilmesi gerektiğini söyleyerek, itiraz etti.
Avustralya
Avustralya, 2015 ve 2019 yıllarında sosyal medya şirketlerinin içeriklerle ilgili sorumluluklarını tanımlayan ve cezai yaptırımlar öngören yasal düzenlemeler yaptı.
İlk düzenleme, 2014 yılında televizyon sunucusu Charlotte Dawson’ın Twitter üzerinden maruz kaldığı siber zorbalığın ardından yaşamına son vermesinin ardından yapıldı.
İnternet Güvenliğinin Artırılması Kanunu kapsamında, eGüvenlik Komiserliği oluşturuldu ve bu komiserliğe, sosyal medya platformlarından başkalarına hakaret ya da aşağılama içeren içerikleri kaldırmalarını talep etme yetkisi verildi. 2018 yılında intikam pornosu da yasa kapsamına alındı.
Bu içerikleri 48 saat içerisinde kaldırılmayan şirketlere 300 bin euroya kadar; içeriği yayınlayan kişilere de 60 bin euroya kadar para cezası verilmesi öngörülüyor.
İkinci düzenleme de Yeni Zelanda’da Mart 2019’da iki camiye düzenlenen ve sosyal medyadan canlı yayınlanan saldırıların ardından yapıldı.
Nefret Uyandırıcı Şiddet İçeren Materyal Kanunu ile sosyal medya şirketlerin içerik kaldırma taleplerine uymaması halinde yöneticilerine üç yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörülüyor. Ayrıca şirketlere de küresel cirolarının yüzde 10’una kadar para cezası kesilebilecek.
Fransa
Fransa Parlamentosu, Mayıs 2020’de internette nefret söylemini engellemeye yönelik bir yasal düzenleme kabul etti.
Yapılan yeni düzenlemeler kapsamında, 24 saat içerisinde ırk, din, cinsel yönelim ve cinsiyet temelli nefret söyleminin yanı sıra cinsel taciz kapsamına giren içeriklerin kaldırılması isteniyor.
Terör ve çocuk istismarı alanlarındaki içeriklerin kaldırılması için öngörülen süre ise bir saat olarak tanımlanıyor.
Bu içerikleri kaldırmayan sosyal medya şirketlerine 1,25 milyon euroya kadar para cezası kesilebilecek.
Bu yasa, Fransa’da tartışma yarattı. Hukuk uzmanları ve ifade özgürlüğü alanında faaliyet gösteren kuruluşlar, bu yasanın hükümete internetteki içerikleri sansürlemek konusunda büyük bir yetki alanı tanıdığı eleştirisi yöneltiyor.
Rusya
Rusya’da son birkaç yıl içerisinde internete yönelik bir dizi düzenleme getirildi.
Son olarak Kasım ayında yürürlüğe giren düzenlemeler, düzenleyici kurumlara “acil bir durum anında” internetin fişini çekme yetkisi veriyor. Ancak bunun nasıl uygulanabileceğine dair yasada netlik bulunmuyor.
Bir başka düzenleme de 2015 yılında yapıldı. Bu düzenlemeyle sosyal medya şirketlerinin Rus vatandaşlarıyla ilgili verilerin bulunduğu sunucuları Rusya’da tutmaları zorunlu hale getiriliyor.
Bu zorunluluğa uymadığı gerekçesiyle LinkedIn’e erişim kapatılırken, Facebook ve Twitter’a da bu zorunluluğa nasıl uyum göstereceklerine dair net bir plan ortaya koymadıkları için para cezası verildi.
Çin
Dünyadaki en katı kısıtlamalar ve düzenlemelerin uygulandığı yerlerin başında Çin geliyor.
Çin’de Twitter, Google ve WhatsApp gibi sitelere erişim yasağı bulunuyor. Birçok kullanıcı VPN kullanarak, bu yasağı aşmaya çalışıyor.
Bu ülkede ağırlıklı olarak Weibo, Baidu ve WeChat gibi Çinli şirketler tarafından geliştirilen sosyal medya platformları kullanılıyor.
Çin Siber Alem İdaresi, geçen yıl içerisinde 700’den fazla web sitesini kapattığını ve 10 bine yakın mobil uygulamayı da “temizlediğini” açıkladı. Kapatılanlar arasında yasadışı bahis uygulamaları ve sitelerinin yanı sıra kişisel verileri çalmak amacıyla geliştirilen sahte uygulamalar da yer alıyor.
Çin’de sosyal medya platformlarını ve mesajlaşmalarını takip eden ve siyasi açıdan hassas olarak değerlendirilen içerikleri tespit eden 100 binlerce siber polis bulunuyor.
Ayrıca, 1989 Tiananmen Meydanı olayı bazı terimlere filtre uygulanıyor ve bu terimlerin geçtiği içerikler herhangi bir müdahaleye gerek olmadan otomatikman yasaklanıyor. Yasaklı kelimeler listesi düzenli olarak güncelleniyor.
Avrupa Birliği
Avrupa Birliği (AB), özellikle terör propagandasını önlemeye yönelik yeni, bir dizi kısıtlayıcı önlem almaya hazırlanıyor.
Böylece, sosyal medya platformlarının radikal fikirlerle ilgili içerikleri bir saat içerisinde kaldırmamaları halinde para cezası kesilmesine olanak tanınması öngörülüyor.
AB’de yürürlükte olan Genel Veri Koruma Düzenlemesi (GDPR) ile aralarında sosyal medya platformlarının da bulunduğu teknoloji şirketlerinin kullanıcıların verilerini depolaması ve kullanımına yönelik düzenlemeler getiriyor.
AB’de ayrıca telif haklarıyla ilgili de sıkı düzenlemeler bulunuyor. Telif haklarının ihlal edilmesi halinde bu içeriği kaldırmayan teknoloji şirketlerine yaptırım uygulanması öngörülüyor.
Sosyal medya konusunda evrensel bir denetim mekanizması bulunmuyor. Genel olarak ülkeler kendileri yasal düzenlemelere giderken, sosyal medya şirketleri de kendi platformlarıyla ilgili denetimleri yaptıklarını söylüyor.
YouTube, düzenli olarak “uygunsuz içeriklerin” kaldırılmasıyla ilgili verileri içeren şeffaflık raporu açıklıyor.
YouTube, Temmuz-Eylül 2019 döneminde 8,8 milyon videoyu platformundan kaldırdığını ve bunların yüzde 93’ünün konulan filtreler ve algoritmalar sayesinde otomatik olarak silindiğini açıkladı.
Dünya genelinde sakıncalı içerikleri takip etmek için 10 bin kişiyi istihdam eden YouTube ayrıca, 3 milyondan fazla kanalı, 500 milyondan fazla yorumu sildiğini bildirdi.
Instagram ve WhatsApp’ı da bünyesinde bulunduran Facebook, geçtiğimiz aylarda BBC’ye yaptığı açıklamada, siber güvenlik konusunda 35 bin kişilik bir ekibinin olduğunu söyledi.
Facebook, Temmuz-Eylül 2019 döneminde 30 milyondan fazla içerik konusunda harekete geçtiğini ve bunların 98’inin kullanıcı şikayetlerinden önce, kendi algoritmaları tarafından tespit edildiğini belirtti.