Taşlardan oluşan bu yapılar konik çatılara sahip. Neden böyle bir mimariyle yapıldıkları konusunda ise farklı rivayetler mevcut. En yaygın olanı ise şöyle: Dönemin kralı, kendisinden izinsiz yerleşim yeri kurmayı yasakladığı için var olan evlerden yüksek vergi alınmasını emretmiş.
Halk da buna çözüm olarak küçük kireç taşlarını harç koymadan üst üste yığıp yaptıkları evleri bulmuş. Böylece vergi memurları geldiğine eevlerini kolayca yıkıp, gittiklerinde ise tekrar yapabiliyorlarmış. Harçsız duvarlara sahip trullo evleri beyaz ve gri renklerde. Kasabada 1500’den fazla trullo evi bulunuyor. Bu evlerin konik çatılarına dikkatli bakıldığında, her birinin tepesinde farklı sembollar olduğu görülmekte.
Bunlar, yapan mimamarının sembolü olabildiği gibi, içinde yaşayanların kendileri için özel anlamı olan semboller de olabiliyor. 1996’da UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alınan Alberobello, şirin kafeleri, restoranları, hediyelik eşya dükkanlarıyla tam bir turistik cennet. Bazı evler, otel ve pansiyon olarak da kullanılmakta. Nüfusu 11 bin civarında olan bu şirin kasaba, lezzetli zeytinyağıyla da ünlü. Küçük ama önemli bir not daha: Alberobello, mimari kültürü kendisine benzeyen Şanlıurfa’nın Harran ilçesiyle de kardeş kent…