Mart ayında son ders zili çaldığında hepsi koşuşarak evlerine dönmüştü. Tekrar okula gidecekleri günü bu kadar özleyeceklerini hiçbiri düşünmemişti. Aylar süren uzaktan eğitim sürecinde onlar okula gidemese de okul onlara geldi. Eğitim evlerde devam etti ama öğrenciler sınıflarını, sıralarını, arkadaşları ve öğretmenlerini çok özledi. 12 Ekim’de okula başlayacak farklı kademelerden öğrenciler, okula yeniden başlayacak olmalarının heyecanını Hürriyet ile paylaştı.
SON SENEYİ EVDE GEÇİRMEK OLMAZDI
Tarık Türkmen (12’nci sınıf öğrencisi): Okula en son 7-8 ay önce gittim. Bu süre zarfından hep uzaktan ders gördük. Benim son senem. Artık okula veda edeceğiz ve bu yılı evde geçirmek en çok da bizi üzüyordu açıkçası. Okulu ve arkadaş ortamımı çok özledim. Çok da heyecanlıyım. Sanki birinci sınıfa başlıyormuşum gibi hissediyorum. Ayrıca bu sene sınava gireceğim. Sözel dersleri bir şekilde yapabiliyorum ama sayısal dersler için okula gitmek gerekiyor. Yapamadığım soruları telefondan soruyorum öğretmenlere. Cevabını da alıyorum ama anlayamıyorum. Çünkü yazarak anlatıyorlar haliyle ve bir matematik sorusunu bu şekilde anlamak pek mümkün olmuyor.
OKULLARIN BİR DAHA AÇILMAYACAĞINI DÜŞÜNDÜM
Ece Türkmen (8’inci sınıf öğrencisi): Evdeki süreç benim için güzel geçti. Bol bol test çözdüm. Başta çok zorlanacağımı düşünmüştüm. Bir daha okullar açılmayacak sandım. Ama derslerimiz verimli geçti. Bilgisayarım yok. Cep telefonundan bağlanarak derslere katılabildim. Ancak ders saatleriyle ilgili biraz sıkıntı yaşadım. Özellikle akşamları tam yemek saatinde ders olması beni biraz zorladı. Bir de hareketlerimiz kısıtlandı. Okulda direkt öğretmene soru sorabiliyorduk. Yanımdaki arkadaşımdan yardım alabiliyordum. Şimdi yeniden o ortama dönüyor olmak beni mutlu etti.
YÜZ YÜZE EĞİTİM GİBİSİ YOK
Aynur Türkmen (Veli): Uzaktan eğitimde evde iki öğrenci olması bizi biraz yordu. Sürekli bir koşturmaca oldu. Ayrıca ders saatleri ya sabah çok erken ya da akşam geç saate olunca uyum sağlamakta zorlandık. Yüz yüze eğitim gibisi yok. Telefon sürekli ellerinde olunca kontrol etmek de problem olabiliyor. Biz de gün içinde çok fazla ev işi yapamaz olduk. Gürültü olmasın, dikkatleri dağılmasın diye ev bile süpürmüyoruz. Okulların tamamen açılması taraftarıyız. Ancak işe gidiş saati değil de biraz daha geç saatte başlarsa dersler seviniriz. Mesela ilk ders saat 10 gibi başlarsa en azından kalabalıktan uzak kalmaları sağlanır.
OKULDAKİ DİSİPLİNİ ARAR OLDUK
Furkan Sakallıoğlu (8’inci sınıf öğrencisi): Açıkçası çok özledim okulu. İyi ki açılıyor. Çünkü evde olunca rahatlık çöküyor. Ders sanki isteğe bağlı gibi oluyor. Okulda bir zorunluluk oluyor ve bizim ihtiyacımız olan da bu. Boşluğa düşmüş gibi hissetmiştim evde olduğum dönemde. Arkadaş ortamımı da çok özledim. Tıraşımı oldum. Kitaplarımı, defterlerimi hazırladım. Zilin çalmasını bekliyorum.
Emir Kağan Sakallıoğlu (2’nci sınıf öğrencisi): Okul daha iyi bence. Dersleri özledim. Zaten daha okula yeni başlamıştık geçen sene. Hemen bitti. Bu sene de olmasa üzülürdüm. En çok da arkadaşlarımı özledim. Okul bir daha kapanmasın.
Bahar Sakallıoğlu (Veli): Benim okula giden üç evladım var. Üstlerine çok düştüm. Öğretmenlerimiz de sağ olsun çok iyiydi. Devamlı iletişim halindeydik. Ama bire bir eğitim gibi tabi olmuyor. Çocuklar en çok da arkadaşlarını, sınıf ortamını özlüyor. Kendi açımdan da düşünüyorum. Evin içinde bir kaos ortamı oluşuyor. Eskiden biri gidiyordu biri geliyordu. Yorgun geliyorlar daha sakin oluyorlardı. Benim de nefes alacak zamanım oluyordu. Evde sıkılınca birbirlerine sarıyorlar. O yüzden en çok mutlu olanlardan biri de benim.
KEŞKE BEŞ GÜN OLSA
Beren Balekoğlu (8’inci sınıf öğrencisi): Uzaktan eğitim okuldan soğumamıza neden oldu maalesef. Okulun ortamı çok güzel. Sosyalleşmemizi sağlıyor. Ayrıca oranın havası bile derslere adapte olmamızı kolaylaştırıyor.
Gülşen Balekoğlu (Veli): Keşke beş gün olsa ama şu an iki güne de razıyız. Kursa da gönderdik. Zaten karateye de gidiyor. Elimizden geldiğince aktif olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Virüs ilk yayıldığında evlere kapandık. Çocuk yatağında yiyor, yatağında ders çalışıyor, yatağın içinde oynuyor. Yani aynı evin içinde daha fazla vakit geçirdik ama birbirimizden de uzaklaştık maalesef.