Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir öncülüğündeki bir grup uzman, kazdıkları hendeklerde İzmir’de deprem üretme potansiyeli olan sismik kaynakları araştırıyor.
TÜBİTAK desteğiyle DEÜ ve Afyon Kocatepe Üniversitesi iş birliğinde 2 yıldır devam eden “İzmir ili Yerleşim Alanından Geçen Diri Fayların Paleosismolojisi’ projesi kapsamında çalışma yürüten uzmanlar, kentte en tehlikeli olarak görülen 5 fayda hendek açtı.
Yıl sonunda tamamlanması planlanan çalışmalarda İzmir, Gülbahçe, Yağcılar, Seferihisar ve Tuzla faylarını inceleyen ekipler, bunların karakteristik özelliklerini ortaya çıkarıyor.
Fayların muhtelif yerlerinde şimdiye kadar 20 ile 40 metre uzunluğunda ve 3-4 metre derinliğinde 14 hendek açan uzmanlar, adeta arkeolog titizliğiyle işe koyuluyor.
Hendek duvarlarını temizledikten sonra eski deprem izlerini tarihlendirmek amacıyla örnekler toplayan ekipler, bunları Ankara Üniversitesi ve Çukurova Üniversitesine göndererek yaş analiz sonuçlarına ulaşmaya çalışıyor.
Hendek çalışmalarından elde edilen veriler, bölgedeki tarihsel deprem kayıtları kullanılarak İzmir’de meydana gelmiş eski depremlerin hangi faylardan kaynaklandığını da ortaya koyuyor.
Bu sayede fayların deprem üretme potansiyelleri de değerlendirilebiliyor.
Deprem uzmanları sıcak hava nedeniyle sabah 05.00-10.00, akşam ise 17.00-21.00 saatleri arasında çalışıyor.
“Fayla birlikte yaşıyorsak onu tanımalıyız”
Son olarak Menderes’teki Tuzla fayında açılan hendekte çalışan DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, yaptığı açıklamada, iki yıldır sürdürdükleri incelemelerde jeoloji mühendisliği bölümünden öğretim elemanları ve Afyon Kocatepe Üniversitesinden uzmanların bulunduğunu anlattı.
Projenin sonuna yaklaştıklarını ifade eden Sözbilir, “Şimdiye kadar İzmir, Gülbahçe, Yağcılar, Seferihisar faylarını kestik. Onların her birinde en az iki hendek açtık. Onlarla ilgili bazı veriler elde ettik. Şimdi de Tuzla Fayı üzerindeyiz. Burada açtığımız hendekte fayın geçmiş dönemlerde deprem ürettiğine dair veriler gözlemledik. Örnekleme yaptıktan sonra bu deprem izlerinin hangi zamanda olduğunu bulmaya çalışacağız.” dedi.
Hasan Sözbilir, diğer faylarla ilgili analiz sonuçlarının çıkmaya başladığını dile getirdi.
Hemen hemen her fayın, geçmiş dönemlerde deprem ürettiğini tespit ettiklerini vurgulayan Sözbilir, şöyle konuştu:
“1688’de yaşanan İzmir depremi var. Kenti en çok etkileyen depremlerden bir tanesi. Bunun üzerinden yaklaşık 330 yıl geçti. 330 yıldır İzmir’de yıkıcı deprem olmuyor. Buradaki herhangi bir fayın deprem üretme zamanı yaklaşmış olabilir. Bunun hangileri olduğunu bulmaya çalışıyoruz. Proje sonunda alacağımız önemli cevaplardan bir tanesi bu. Şimdiye kadar 14 hendek açtık. Bayramdan sonra 1 hendek daha açacağız. Bu İzmir için önemli bir proje ama burada 17 fay var, şu anda sadece 5’ini kesebildik. “
Faya göre deprem senaryosu üreteceklerine işaret eden Sözbilir, sonuçlara göre bir rapor hazırlayacaklarını kaydetti.
Sözbilir, “Depremi üreten sismik kaynağı, yani fayı tanımaya çalışıyoruz. Biz fayla birlikte yaşıyorsak onu tanımalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.