Kendini bilmek, kendini geliştirmek, azim ve disiplin… Bunları yapabildikten sonra Julian Nagelsmann gibi başarılı olmamak için hiçbir sebep yok…
Bayern Münih’in yeni teknik direktörü 33 yaşındaki Julian Nagelsmann oldu.
Bayern Münih, Nagelsmann için RB Leipzig’e 25 milyon euro bonservis ödeyecek. Alman teknik adam, 5 yıllık sözleşme imzalayacak.
Nagelsmann’ın kariyeri:
2008-2008: Augsburg’da scout
2008-2010: 1860 Münih U17 Antrenörü
2010-2011: Hoffenheim U17 Antrenörü
2011-2013: Hoffenheim U17 Teknik Direktörü
2013-2013: Hoffenheim Yardımcı Antrenörü
2013-2016: Hoffenheim U19 Teknik Direktörü
2016-2019: Hoffenheim Teknik Direktörü
2019-2021: RB Leipzig Teknik Direktörü
2021- : Bayern Münih Teknik Direktörü
Julian Nagelsmann, henüz 20 yaşında diz yan bağlarından yaşadığı sakatlıkla futbolculuk hayalini sonlandırdı. Babası Erwin ise hemen ardından hayatını kaybetti.
Nagelsmann için tam bir trajediydi… Genç teknik adam o günleri şöyle anlatıyor:
”Futbolcu olma hayalim parçalanmıştı. Bu bana büyük bir acı verdi. Daha da acı veren şey babamın ölmesi olmuştu. Ailemiz için büyük şok olmuştu.
Abim ve ablam şehir dışında çalışıyorlardı. Her şeyle ben ilgilenmek zorunda kalıyordum. Bu bana ağır bir yüktü.
Babam çok pozitif bir insandı ve bizim de pozitif olmamızı istiyordu.
Yaşadıklarım beni daha da olgunlaştırdı. Yaptıklarım, uğraştıklarım benim yaşımdaki insana göre normal değildi. Hayatımdaki en üzgün bölümdü.
Ancak bu bölüm, daha çabuk adam olmamı sağladı. Hayatta futboldan daha önemli şeyler vardır. Aile gibi…
Hayatımda her zaman baskıyla yüzleştim. Kendimi futbola verdim. Teknik direktörlük benim için büyük bir tutkuydu.
Futbolu çok seviyorum ama tüm hayatım futbol değil.
Futbolcular ile aranızdaki ilişki çok önemli.
Taktiksel bilginiz az olsa bile iyi bir teknik direktör olabilirsiniz. Taktiksel bir dahi olsanız da farklı diller konuşan futbolcu grubuyla anlaşamıyorsanız güçlük yaşarsınız.
Teknik direktör olmaktan her gün zevk alıyorum. Şaka yapmayı seven, gülümseyen bir teknik direktörüm. Çok ciddi bir adam değilimdir.
Aslında ekonomi okumuştum ve BMW’den teklif almıştım. Teknik direktör olma gibi bir düşüncem yoktu. Para kazanmak için okumuştum sonuçta…
Augsburg’da Thomas Tuchel’in yanında çalışma fırsatı gelmişti. Birkaç hafta içinde kendimdeki tutkuyu gördüm. Gözlerim parlıyordu. Sahaya geldiğimde çok mutlu oluyordum. Ardından 1860 Münih genç takımını çalıştırma teklifi geldiğinde onu kabul ettim.
Hoffenhem genç takımını çalıştırmaya başladım. Hub Stevens’ten sonra her şey değişti. Takımı benim almam gerekiyordu.
Takım 17. sırada yer alıyordu ve genç yaşta Bundesliga’da çalışacaktım. Kazanmamız gerekiyordu.
Sezonun son bölümünde maçları kazandık ve ligi 15. bitirdik. Her zaman risk almayı severim.
Takımı böyle zor bir durumda almak da benim için büyük bir riskti. Futbolculara mesajım şuydu: Kendinize inanın ve atak oynayın. Onlar da korkusuzca bunu yaptılar.
Hayatın güneşli tarafını yaşıyorum. Dünyada çok sayıda fakir insan varken sevdiğim işi yaparak para kazanıyorum.
Her ay maaşımın %1’ini yardım kuruluşlarına bağışlıyorum. Başka insanlara katkıda bulunmak benim için çok önemli.”
Kaynak: sporx.com