Hukuk Kurulu, Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Anayasal hakkımızı kullanarak, aralık ayının ilk haftasında Babri Camisi davasında inceleme dilekçesi sunacağız.” ifadesini kullandı.
Açıklamada, Sünni Vakıf Merkez Kurulunun Yüksek Mahkemenin kararına itiraz etmemesi ve davayı sürdürmemesinin kendilerini yasal olarak bağlamayacağını belirtilerek, “Tüm Müslüman örgütler ortak görüşte.” değerlendirmesine yer verildi.
Dün, Sünni Vakıf Merkez Kurulu üyelerinden Abdul Rezzak Han, gazetecilere yaptığı açıklamada, Yüksek Mahkemenin hükmüne itiraz etmeyeceklerini ve bu kararın oy birliğiyle alındığını belirtmişti.
Müslümanlara verileceği ifade edilen 5 dönümlük araziye ilişkin hükümetin teklifini bekleyeceklerine işaret eden Han, “Araziyle ilgili karar hükümet tarafından yapılan tekliflerden sonra alınacak.” ifadesini kullanmıştı.
MÜSLÜMANLARDAN 5 DÖNÜMLÜK ARAZİYE RET
Kanaat önderlerinden Mevlana Celal Eşref, Müslümanların kendi camilerini inşa edebileceğini belirterek, “Biz cami inşa etmek için toprak satın alabiliriz, bunun için hükümete bağlı değiliz.” demişti.
Ayodhya Hint Ulema Cemaati Başkanı Mevlana Badhah Han, Müslümanların başka araziler için değil Babri Camisi arazisi için dava açtığının altını çizmişti.
Tüm Hindistan Müslüman Meclisi Birliği Başkanı (AIMIM) ve Haydarabad Milletvekili Asaduddin Uveysi, “Karardan memnun değilim.” ifadesini kullanmıştı.
Uveysi, Müslümanlara verileceği açıklanan araziyle ilgili, “Bence bu 5 dönümlük arazi teklifini reddetmeliyiz. Bağış olarak 5 dönümlük araziye ihtiyacımız yok. Bize büyüklük yapmayın.” diye konuşmuştu.
YÜKSEK MAHKEMENİN KARARI
Hindistan Yüksek Mahkemesi, Müslümanlar ve Hindular arasında süren Babri Camisi arazisiyle ilgili davayı 9 Kasım’da sonuçlandırarak Hindular lehine karar vermişti.
Kararda, arazinin tapınak inşası için mütevelli heyetine verileceği, Müslümanlara da 5 dönümlük alternatif arazi tahsis edileceği belirtilmişti.
CAMİ ARAZİSİ, HİNDULAR VE MÜSLÜMANLAR ARASINDA TARTIŞMA KONUSUYDU
Tarihi Ayodhya şehrinde, geçmişte Babri Camisi’nin bulunduğu alan, uzun yıllardır Hindular ile Müslümanlar arasında tartışma konusu olmaya devam ediyordu.
Radikal Hindular, Müslümanların 16. yüzyılda Hindu Kral Rama adına yapılan tapınağı yıktıklarını ve yerine cami inşa ettiklerini öne sürüyordu.
“Babri Camisi’nin bulunduğu alanda, Ram Tapınağı olduğu” iddiası, ilk kez 1853’te mahkemeye taşınmış, dönemin İngiliz sömürge hakimince reddedilmişti.
Aşırılıkçı Hindular, Aralık 1992’de, Babür İmparatorluğu döneminde inşa edilen Babri Camisi’ni yıkmıştı. Caminin yıkılması, ülke çapında 2 bin civarında kişinin ölümüyle sonuçlanan ayaklanmalara neden olmuştu.
Hindistan’da Müslümanlar, söz konusu alana yeniden bir cami, Hindular ise tanrı kabul ettikleri Kral Rama’nın burada doğduğunu savunarak tapınak inşa edilmesini istiyordu.
Uttar Pradeş eyaletindeki Faizabad kentinin adının, “Ayodhya” olarak değiştirilmesine karar verilmişti. Ayodhya, Hindu geleneğinde Kral Rama’nın doğum yeri olarak bilindiği için Hindularca kutsal şehir olarak kabul ediliyor.
Modi, yıl başında Babri Camisi arazisi anlaşmazlığı konusundaki herhangi bir kararın ancak yasal sürecin ardından değerlendirileceğini açıklamıştı.
Diğer yandan, iktidardaki Hindistan Halk Partisi (BJP) hükümeti, ocak sonunda Babri Camisi’ne ait fazla arazinin bir bölümünün, arazinin ilk sahibi olduğu iddia edilen Hindu Vakfı “Ram Janmabhoomi Nyas”na verilmesi için Yüksek Mahkemeye başvuruda bulunmuştu.