Hindistan’da Pakistan, Afganistan ve Bangladeş’ten gelen 6 dini gruba vatandaşlık yolunu açan ancak aynı durumdaki Müslüman göçmenleri kapsam dışı bırakacak şekilde değiştirilen Vatandaşlık Yasası’na karşı gösterilerde ülke genelinde 17 kişi hayatını kaybetti.
Uttar Pradeş eyaleti Emniyet Müdürü Om Prakash Singh, yaptığı açıklamada, göstericilerle polis arasında çıkan çatışmalarda 3 kişinin daha öldüğünü, eyalette hayatını kaybedenlerin sayısının 9’a yükseldiğini belirtti.
Singh, ölü sayısının daha da artabileceğini, dünden bu yana 600’den fazla kişinin gözaltına alındığını ifade etti.
Yapılan bu açıklamayla Hindistan’ın birçok bölgesinde polisin yasaklamasına rağmen devam eden protestolarda, ülke genelinde yaşamını yitirenlerin sayısı 17’ye çıkmış oldu. Gözaltına alınan kişi sayısı da en az 4 bine ulaştı.
Müslümanlar yasa kapsamının dışında kalıyor
Ülkenin çeşitli eyaletlerinde 31 Aralık 2014’ten önce ülkeye giren gayrimüslim göçmenlere vatandaşlık verilmesine imkan tanıyan ancak aynı pozisyondaki Müslümanları bu kapsamın dışında tutan yasaya karşı 11 Aralık’tan bu yana protestolar düzenleniyor.
Yürürlüğe giren kanun kapsamında, özellikle Pakistan, Bangladeş ve Afganistan’da dini baskıdan kaçan Budist, Sih, Jain, Parsi, Hindu ve Hristiyanlar, kimliklerini ve Hindistan’da 6 yıldan uzun süredir yaşadıklarını kanıtlamaları halinde vatandaşlık elde edebilecek, aynı pozisyondaki Müslümanlar ise yasanın dışında tutulacak.
Dünyada en çok Müslüman nüfusa sahip ikinci ülke Hindistan’ın, 200 milyon Müslüman’ı ikinci sınıf vatandaş haline getirmek ve birçoğunu vatansız bırakmak için attığı bir adım olarak görülen kanun, Müslümanların sınır dışı edileceği veya hapse atılacağı gerekçesiyle eleştirilmişti.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Sözcüsü Jeremy Laurence, 13 Aralık’ta BM Cenevre Ofisinde düzenlenen basın toplantısında, “Hindistan’ın 2019 Yeni Vatandaşlık (Değişiklik) Yasası’nın doğası gereği temelde ayrımcı olduğundan endişe duyuyoruz.” ifadelerini kullanmıştı.