Daha önceleri bir ada olan Primosten, günümüzde eklenen dolgu yolla karaya bağlanmış durumda. Ortaçağ döneminin balıkçı kasabası kimliğini koruyan Primosten’in surlarla çevrili eski şehri içinde özellikle 15’inci yüzyılda yapılan Aziz George kilisesi dikkat çekiyor.
Taş binaların iki yanına dizildiği daracık sokaklarda yürümek, restoranlarında Dalmaçya mutfağının lezzetlerini tatmak, hediyelik eşya dükkanlarından ünlü peynir ve zeytinyağlarının da aralarında bulunduğu yöresel ürünleri satın almak, kasabayı ziyaret edenlerin günlerini sıkılmadan geçirmesini sağlıyor.
Akdeniz havasını hissedebileceğiniz bu şirin ve sıcak kasabada, konaklamarınızı da pansiyonlara çevrilmiş taş evlerde yapabiliyorsunuz.