“Homeland”, “Jack Ryan”, “Aladdin” gibi Hollywood yapımlarında oynadınız. Dev projelerde dünyaca ünlü oyuncularla çalışmak nasıl bir his?
– Türkiye’de çok sayıda fanı olan “Prison Break” dizisini de katalım bunların arasına. Gerçekten çok sevilen bir dizi Türkiye’de.
◊ Haklısınız, onu da hatırlatalım okurlarımıza…
– His olarak hiçbir fark yok. Bir projeye dahil olduğum zaman amacım, bütün birikimimle o projeyi desteklemek. Mesleğini çok ciddiye alan bir oyuncuyum. Daha derinlere gitmek, daha fazla araştırmak çabasıyla yaşıyorum. Bu projeler de bana doğru yolda olduğumu gösteriyor. Tabii ki Amerikan sinemasında yıllardır izlediğimiz meşhur insanlarla çalışmak büyüleyici ama sonuçta hepimiz en iyisini yapmak istiyoruz.
◊ Hollywood’da gittiğiniz ilk audition’u (oyuncu seçmesi) hatırlıyor musunuz?
– Hatırlamıyorum ama yer aldığım ilk proje, Jon Stewart’ın yönettiği “Rosewater” filmiydi. Maalesef filmin son halinde benim sahnelerim kesilmişti. Bu da Amerikan filmlerinde sıkça yaşanan bir durum. Çekilen sahnelerin filmde gerçekten olup olmayacağını ancak filmi izlediğin zaman görüyorsun.
◊ “Spider-Man”in kadrosuna nasıl dahil oldunuz?
– “Spider-Man” için beş audition yaptım. Hepsinde çok beğendiklerini, ancak rol için bir sonraki projeyi beklemek istediklerini söylediler. Sonra “Spider-Man’de bir karakter bulduk, seni istiyoruz” dediler. 6 ay sürdü bu macera. Ardından her şey çok çabuk gelişti, 3 hafta içinde hazırlanıp çekimler için Londra’ya gittim. Sonradan fark ettim, Spider-Man aslında en sevdiğim süper kahraman. Dolayısıyla projenin parçası olduğum için çok mutluyum. Filmi izledikten sonra ne kadar güzel bir projeye dahil olduğumu daha iyi anladım.
◊ Türk dizileri tüm dünyaya satılıyor ve çok izleniyor. Ama hâlâ sizin dışınızda Hollywood’da rol almayı başaran bir oyuncumuz yok. Bunu neye bağlıyorsunuz?
– Türk oyuncuların bu durumdan mutlu ve memnun olduklarını düşünüyorum. Eğer biri, yapılan güzel Türk projelerinde mutlu ise neden başka bir yere gitsin? Bu arada Haluk Bilginer ustamızı unutmayalım, kendisi uzun yıllardır uluslararası bir star.
“Rosewater” filminde de beraber çalıştık.
Türkiye’de çok büyük yetenekler olduğunu düşünüyorum, Hollywood’da olmamaları herhalde o yeteneklerin kendi tercihi.
Bir de tabii başka dilde oynamak, onlara değişik gelebilir. Benim için dil hiç ön planda olmadı. Türkçe, Almanca, Arapça, İngilizce, Kürtçe, Urduca…
Her dilde karakterin hakkını vermeye çalışıyorum.
◊ Oyunculuk hayali kuran gençlere neler tavsiye edersiniz?
– Ben 15 yıl boyunca bütün emeğimi bu işe odakladım. Yolun nereye gideceği hiç belli değildi. Bin tane iş yaptım oyunculuk hayatımı sürdürmek için. İnşaat mühendisi olmam avantaj sağladı. Orada öğrendiklerimin faydası oldu. Aile desteği de önemli. Oyunculuk okuluna gitsinler. Eğitim almak ve işine odaklanmak, bir de dil öğrenmek çok önemli bence. Ayrıca bu sektöre girmeyi neden istediklerini gerçekten sorgulamaları gerekir.
◊ Pek çok genç şöhrete ulaşmak için oyuncu olmak istiyor…
– Meşhur olmak, lüks bir hayat yaşamak yanlış motivasyon. Bu 100 metrelik bir koşu değil, bir maraton. Herkesin kendi yarattığı, çizdiği bir hayat yolculuğu var. Bu yolculukta kendimize dürüst olmalıyız. Yeni şeyler denemek çok önemli ama bazen hayat sizin için başka bir yol hazırlamış olabilir, onu da görmek gerekiyor.
Numan Acar
BAŞKALARININ HAYALİNİ KENDİ HAYALİM YAPMIŞTIM
◊ Sizin oyunculuk maceranız nasıl başladı??
– Ben hep inşaat mühendisi olmak istemiştim. 20’li yaşların sonlarında inşaat mühendisi olduktan sonra, ailemin ve çevremin beklentilerinden ne kadar etkilendiğimi anladım. Mesleğimi seviyordum ama beni tatmin etmiyordu. Benim geldiğim coğrafyada okumanın önemini göstermek gibi bir motivasyon vardı. Tamam, iyi, güzel bunu yaptık da peki Numan’ın ihtiyacı ne? Ben gerçekten ne istiyorum hayatta?
◊ Bunu sorguladınız ve oyuncu olmak istediğinize karar verdiniz…
– Evet, film sektörü ve tiyatro oyunculuğu aklıma geldi. Küçük bir kasabada bir tiyatro vardı. 1 yıl boyunca o tiyatronun kapısından içeri girmeyi düşündüm. Neyse, sonunda denk geldi ve içeri girdim. Üç kişinin konuştuklarını duydum, o sese doğru ilerledim.
◊ Ne hakkında konuşuyorlardı?
– Biri “Bu son gelen çocuk iyi değil, tarihler de uymuyor” diyordu. Diğeri “Siyahi karakter nereden bulacağız?” diye soruyordu. Yanlarına gittim ve kendimi tanıttım. “Tiyatroda hiç oynadın mı?” diye sordular, “Hayır” dedim. Adamlar çaresizlikten bana “Tamam, salı günü provalara gel” dediler. Biri “Belki siyahi karakteri bir Meksikalı yapabiliriz” dedi. Ve böylece John Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar” oyunundaki siyah Crooks, Meksikalı Crooks oldu. Bu tecrübeden sonra oyunculuk maceram başladı.
Başrollerini Tom Holland ve Jake Gyllenhaal’un paylaştığı “Örümcek Adam: Evden Uzakta” filminde Numan Acar ‘Dimitri’ rolünde.
◊ Sonra?
– 20 küsur kısa film, tiyatro oyunu ve düşük bütçeli filmlerde rol aldım. İlk 10 yıl böyle geçti. Ardından yavaş yavaş sinema filmlerinde yer almaya başladım.
Her ne kadar küçük roller olsa da her biri benim için büyük bir tecrübeydi. Bir maraton koşusu olarak bakıyorum ben bu dünyaya.
Binlerce koşucu var. Bazıları önde koşuyor, bazıları arkada. Hepimiz bir yere varmak istiyoruz ve herkes sadece kendi kondisyon ve konsantrasyonuyla hedefe varabilecek.
Tom Holland
Sertifikalı marangozum
◊ Beşinci kez Örümcek Adam rolündesiniz. Bu rolü ilk aldığınız zaman ile şimdiki deneyimli haliniz arasında ne gibi farklar var?
– Daha dün gibi aklımda role seçilmem. Nasıl zorlu bir süreçti… Şimdi beşinci kez aynı karaktere hayat veriyorum. Ve en çok bu filmle gurur duyuyorum. Tüm yaptıklarım içinde en zor olanı da buydu.
Barbaros Tapan, Tom Holland ile Bali’de buluştu.
◊ Neden?
– Beklenti çok yüksekti. İzleyici, Russo kardeşlerin “Endgame”de yaptıklarından çok etkilendi. O filmden sonra çıta çok yükseldi. Kimseyi hayal kırıklığına uğratmama isteği, “Endgame”in altında kalmama baskısı vardı üzerimizde. Ayrıca bu filmde Örümcek Adam, duygusal olarak dramatik olaylar yaşıyor. Olgunlaştı. Hatta oynayandan kişiden, yani benden bile daha çok olgunlaştı Peter Parker.
◊ Fiziksel açıdan zorlukları var mıydı?
– Kesinlikle. Fiziksel olarak limitlerimizi fazla zorladık. Kendimi Tom Cruise ile kıyaslamak istemiyorum ama çılgın aksiyon sahnelerinin yüzde 90’ında kendim oynadım, dublör istemedim. Birkaç defa fena halde düştüm ama sahneler harika oldu.
◊ Tom Cruise aksiyon sahnesi çekerken ayağını kırmıştı…
– Ben kırmadım, incittim.
ROBERT DOWNEY JR.’A HAYRAN BİR ÇOCUKTUM
◊ Peter Parker, akıl hocası ‘Demir Adam’ Tony Stark’ı kaybediyor. Dramatik bir süreçten geçmesinin sebebi bu mu?
– “Örümcek Adam” filmlerinde daha önce de gördüğümüz bir durum bu. Tobey Maguire’ın, Andrew Garfield’ın filmlerinde Ben Amca ölüyordu. Benim filmimde Tony Stark ölüyor. Demir Adam’a tüm dünya hayran. Dolayısıyla onun kaybını daha hassas işledik. Benim için de zor bir ayrılık oldu. Robert Downey Jr.’a hayran bir çocuk olarak, büyüyüp onunla aynı sette karşılıklı oynamanın benim için anlamını tahmin edersin.
◊ Jake Gyllenhaal nasıl dahil oluyor hikayeye?
– Filme girişi çok cool. Peter başlarda onu Tony yerine koyuyor ve arkadaş oluyor. Sonra olaylar gelişiyor.
◊ Gelelim Örümcek Adam kostümündeki değişikliklere…
– Benim kostüm için istediğim tek şey, küçük bir fermuardı. Tuvalete gitmek için. Tabii ki dinlemediler. (Gülüyor)
◊ Peki ne değişti kostümde?
– İlk kostümde kask takmak zorundaydım. Ama kask bir gün başımda kırıldı ve yüzüm kesildi. Yeni kostümde başlık değişti.
◊ Size hediye kostüm verdiler mi?
– Şaka mı yapıyorsun? Tabii ki hayır. Kostümler çok pahalı. Ayrıca alsam ne yapacağım, nerede kullanacağım?
◊ Okul, Peter Parker için çok önemli. Sizin okulla aranız nasıldı? İyi bir öğrenci miydiniz?
– Evet ama aynı zamanda devamsızlık yapan bir öğrenciydim. Çünkü çalışıyordum. 11 yaşında profesyonel olarak çalışmaya başladım. Etrafımda hep benden büyükler vardı ve bu yüzden okul arkadaşlarımın hareketleri bana çocukça geliyordu.
O yüzden okul zevk aldığım bir yer değildi. Tasarım, teknoloji dersleri dışında…
◊ Neler yapardınız tasarım derslerinde?
– Neler yaptığımızı değil de neden sevdiğimi anlatayım. Anne tarafımda neredeyse herkes marangoz.
Oyunculuğa tiyatro ile başladım ama 50-60 kere oyuncu seçmesine gidip tek rolü bile alamadığım dönemler oldu. Böyle bir dönemde annem bavulumu topladı ve beni Galler’in başkenti Cardiff’e yolladı. Orada marangozluk eğitimi aldım. Sertifikalı marangozum aynı zamanda.
◊ Marangozluk kursu şans getirmiş olmalı ki, sonrasında en iyi rollerden birini aldınız. Peki çok genç yaşta ünlü olup büyük paralar kazandınız. Paranızı nelere harcarsınız?
– Son zamanlarda saatlere ilgi duyuyorum. Onun dışında spor arabalara…
Geçen gün anneme “Avengers büyük başarı elde etti. Kendime kutlama hediyesi alacağım. Aklımda bir spor araba var” dedim, çıldırdı! “Kesinlikle hayır!” diye söylenmeye başlayınca konuyu kapattım.
Filmde ‘MJ’ karakterini Zendaya canlandırıyor.
İŞİM SIRA DIŞI YAŞAMIM SIRADAN
◊ Filmin bir sahnesinde Peter Parker, MJ’in, sırf Örümcek Adam olduğu için kendisinden hoşlandığını düşünüyor. Siz ünlü olduğunuz için kızların size ilgi gösterdiğini düşünüyor musunuz?
– Hayır. Kariyerimi düzgün yönetiyorum. Sahne ışıklarının altına sadece gerekli olduğu zaman giriyorum. İşim dışında ortalıkta görünmüyorum. Çok genç olduğum halde partilere, gece kulüplerine çok nadir gidiyorum. Sıra dışı bir işim olsa da oldukça sıradan yaşıyorum. O yüzden bahsettiğiniz konularda bir anormallik görmüyorum.
◊ Dışarıda sizi gören fanların tepkileri nasıl oluyor?
– Bir araya geldiğimiz ortamlarda, panellerde tabii ki çıldırıyorlar. Ama normal hayatımda pek fazla şahit olmuyorum böyle şeylere.